Ya ikiniz çözersiniz ya da…

Abdullah ASLAN
Gündem yine yoğun, ortam sıcak, Müslüman kanı oluk oluk akıtılmakta. Şu an yapılan katliamların başka katliamlarla nasıl durdurulacağı hesapları yapılıyor. Kanın durdurulması için yapılan müspet çağrılar cevap bulmuyor. Bölge ülkelerinin kendi aralarında halledebilecekleri problemler, maalesef kaprisler ve çıkar hesapları dolayısıyla çözümsüzlüğe terk ediliyor.
Suriye sorununda kilit konumda bulunan Müslüman ülkelerin her biri ayrı telden çalıyor ve şu kahreden iletişimsizlik, birbirlerini adam yerine koymama, kibir ve gururlarından dolayı yüz binler kurban veriliyor.

Kıtalar ötesi güçlerin İslam coğrafyasında cirit attığını, istihbaratçıları vs.leri bir kenara bırakın Batılıların sivil unsurlarının her gün bir bölge ülkesini ziyaret ettiği bir zamanda soruyorum: Birbirlerine komşu, halkları akraba ve sadece müstekbirlerin çizdiği sınırlarla birbirlerinden pay edilen şu bölge hükümetlerinin veya devletlerinin özellikle şu problemli günlerde bile birbirlerine kaç ziyaretleri olmuştur? Her birinin diğerine tehdit yollamaktan başka, haberlerini duyanınız var mı? Oysaki böylesi günlerde ikili görüşmelerin ve ziyaretlerin biri diğerini takip etmeliydi. Hatırlıyorum da cezaevinde idareyle görüşmelerimizin en yoğun olduğu dönem, sorun ve problemlerin en çok olduğu dönemler oluyordu.

Türkiye, Suriye, Irak, Suudi, Ürdün, Katar, BAE, Lübnan… Her biri diğeriyle kavgalı ama hepsi de kendi sınırları ötesindeki neredeyse herkesle dost. Bütün bunlar ikili ilişkilerde olduğu gibi iletişim ve karşılıklı saygı-sevgi yoksunluğundan kaynaklı ve dışsal fitnelerin sonucudur.

Örneğin bu Suriye meselesinde -yayınlanan bildiri vesairelerden de anlaşılacağı gibi- Türkiye ve İran’ın aslında isterlerse çok kısa bir süre içerisinde sorunu çözücü rol üstlenebilecekleri ortadayken konuyla alakalı şu ana kadar üst düzey görüşmelerin kaç tanesi gerçekleşti, medya üzerinden arada bir fırlattıkları ‘arayı açıcı’ mesajlardan başka?

Oysaki hepimiz biliyoruz ki Türkiye’nin Suriye muhalefeti üzerinde, İran’ın da Esad üzerinde etkisi azımsanmayacak derecede büyüktür. Çözümü ABD, Rusya veya BM’de ararken aslında çözüm içimizdedir, bölge ülkelerinin olumlu manada ve objektif düşünüp ona göre harekete geçmededir.

O zaman belki gözümüz ve kulağımız Keryy’nin ağzında veya söyleyeceği sözünde değil, bütün dikkatimizle sorunun çözümü için Türkiye Başbakan’ının İran ziyaretinde, İran Cumhurbaşkanı’nın Türkiye ziyaretinde ve yapacakları açıklamalarda olacak.

Aksi takdirde böyle devam ederse bırakın Suriye sorunun kendi içinde kalması veya sorunun çözülmesini, Türkiye ve İran’ın bile sıcak savaşa tutulması işten bile değil. Görünen köy kılavuz istemez. Şu an her geçen gün Türkiye-İran arası daha da açılmakta. Yarın öbür gün sıcak bir müdahalede -Allah korusun- Suriye’de birbirlerini öldürdüklerini düşünün. Sonucun ne olacağını kestirmek zor değil. Onun için Türkiye ve İran, ya sorunun çözümü için bir araya gelecek ve onun için eğilim gösterecek ya da Allah korusun iki ülkeyi savaşın eşiğine getirecek bir süreç söz konusu olabilecek.

Zaten ABD ve diğer zalimlerin amacı, hatta asıl amacı da bu olsa gerek. Muvakkat bir müdahale ve ardından savaş fitilini ateşledikten sonra bölge halklarının bedenleri üzerinden bu yangının devamını sağlamak…

Hepimiz biliyoruz ki Obama’nın ordusu şu an var olan ateşi söndürmek için gelmiyor. Devam eden ateşin yanında bir ateş daha yakmak için geliyor. Obama bunu açıkça ifade etti ve dedi ki: “Biz kendi aralarındaki savaşa katılmıyoruz, o bizi ilgilendirmiyor, bizim çıkarlarımız söz konusu…”

Evet, onun çıkarları söz konusu ve bunun için daha başkalarının da bu ateşe dâhil edilmesi gerekiyorsa onlar da dâhil edilmelidir. Hele hele ateşe tutuşacak alanlar şu an israil’e diş bileyen iki ülke olacaksa bunun için neler yapılmaz ki!
Harbiden şu ABD şeytandır hem de büyük olanı!

Selam ve dua ile…
 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.