Yargı Paketinin Getirdikleri

Av. Rasim SAYGIN

3.Yargı paketi, Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin tartışmaların gölgesinde meclisten geçti. Sonuçta Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldı. Kaldırıldı kaldırılmasına ama nedense bu sonuç beklenildiği kadar bir memnuniyet uyandırmadı. Zira aceleye getirilmiş olduğu çok açık, kervan yolda düzülür hesabıyla, daha şimdiden süreç içerisinde birçok değişiklik yapılmaya muhtaç bir değişiklik gibi görünüyor.

Özel Yetkili mahkemelerin kaldırılması özünde çok da fazla bir değişiklik taşımıyor aslında. Özel Yetkili Mahkemeler bundan sonraki süreç açısından görülmekte olan davalar için devam edecek. Ancak Kurulacak olan Yeni Ağır Ceza Mahkemelerinin bu mahkemelerden pek de farkı yok aslında. Bu Mahkemelerin Hâkim ve savcıları Özel Yetkileri halen bünyesinde taşımaktadır. Arada çok da belirgin bir fark yok. Geçmişte yaşanılan MİT krizi ve Genelkurmay Başkanının nerede yargılanacağına ilişkin tartışmalara bu kanun bünyesinde nokta konuluyor. Başbakandan izin alma koşulu bu maddeye ekleniyor. Yasamaya, Hükümete karşı işlenen suçlarda artık görev sırasında ve görevinden dolayı işlenmiş olsa bile savcılar doğrudan soruşturma yapabilecektir.

       Bana göre burada öz açısından ziyade şekil açısından hükümet yargıyı düzeltme çabasında olacaktır. Yani aynı yetkilerle fakat farklı hâkim ve savcılarla bu mahkeme yetkisine giren suçlarda soruşturma ve yargılama yapılacaktır. Başbakan “Bunlar devlet içinde devlet oldular” dediği hâkim ve savcıları tırpanlamış olacak. Kanaatimce yeni kurulacak ağır ceza mahkemelerine atanacak hâkim ve savcılar noktasında bundan sonraki süreç içerisinde Cemaat-Hükümet Kapışması yaşanacak. Zira Hali hazırdaki Özel Yetkili Mahkemeler özellikle bu yönü ile çok tartışılıyordu. Bu hâkim ve savcılar ellerindeki davaları sonlandırıncaya kadar Özel Yetkili Mahkemelerde kalmaya devam edecekler; dolayısıyla yeni kurulan mahkemelerde görev alamayacaklar. Ortaya çıkan bu durum karşısında hükümet ipin ucunu sıkı tutacağa benziyor. Hâkim ve Savcıların atamasına HSYK baktığına göre de burada yoğun kulisler yapılacak.

İşte yapılan değişikliğin bir anlam ifade etmesi bu noktada önem taşıyacaktır. Bu işte hükümet amaçladığını alırsa, süreç içerisinde artık daha yumuşak bir yargı bizi bekliyor olacak. Yeni yargılama süreçlerinde artık mesela Kürtçe savunma krizi aşılacak, sivil siyasetçiler ve Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcilerinin tutuklu yargılanması daha da zorlaşacak, bunun gibi olumsuz örnekler ortadan kaldırılmaya çalışılacak. Yani hükümeti zora sokacak yargısal faaliyetlere daha az rastlayacağız.

Bana göre bu paket içerisindeki en önemli değişiklik tutuklama şartlarına ilişkin yapılan düzenleme oldu. Bu değişiklikle hâkim veya mahkeme tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya tahliye isteminin reddine ilişkin karar verirken, kuvvetli suç şüphesinin varlığını, tutuklama nedenlerinin varlığını ve tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu somut olgularla gerekçelendirmek zorunda kalacak. Yani artık Mahkeme mevcut delil durumu, suçun vasfı ve mahiyeti gibi yuvarlak ifadelerle tutuklama kararı veremeyecek. Tutuklama sebeplerini somut olgularla tek tek ortaya koyacak. Bu düzenleme içerisindeki önemli ayrıntı ise ÖLÇÜLÜLÜK ilkesidir. Yani Kuvvetli suç şüphesini ve tutuklama nedenlerini gösteren somut olgular olsa bile eğer tutuklama ile öngörülen amaca başka bir adli kontrol yolu ile ulaşılabiliyorsa, bu tutuklama kararının ölçülü olmadığı anlamına gelir. Ya da Tutuklama ile şahısta meydana gelen zarar, tutuklama tedbirinden çok daha ağırsa bu durumda da tutuklama kararı verilemeyebilecektir. Tabi tüm bu durumların takdiri yetkisi hâkimdedir.

Değişikliklerden önem taşıyan bir diğeri ise hâkimlerin adli kontrol uygulayabileceğine yönelik düzenlemedeki süre şartının kaldırılmasıdır. Yani verilecek cezanın üst sınırı ne olursa olsun tutuklama yerine adli kontrol kararı verilebilecektir.

Diğer bir önemli değişiklik ise Terörle Mücadele Kapsamına giren suçlar açısından Ceza Muhakemeleri Kanununa göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecek, verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilecek veya ertelenebilecek olmasıdır.

Tüm bu olumlu düzenlemeler uygulayıcısının elinde şekil kazanacağından; Bu değişikliklerin, düzenlemelerin taşıdığı ruhu anlayacak ve bu yönlü olumlu kararlar verecek hâkimlerin de zihniyetlerinde bir değişiklik yapması umudundayım…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.