Yazar Lale: "Türkiye kazanmış olduğu bağımsızlığını İstanbul Sözleşmesiyle kaybetti"

​Eğitimci-Yazar Ali Lale, İstanbul Sözleşmenin aile kurumunu parçaladığını belirterek, Türkiye’nin bu sözleşmeyi kabul ederek kazanmış olduğu bağımsızlığını ve özgürlüğünü tehlikeye soktuğunu ifade etti.

İstanbul Sözleşmesi "kadına şiddeti önleme" adı altında 11 Mayıs 2011 tarihinde Meclis'teki bütün partilerin oybirliği ile kabul edildi.

Sözleşmenin imzalanmasının ardından toplumsal cinsiyet eşitliği, din, namus gibi değerlere savaş açılması, LGBT gibi cinsel sapıklıkların yasal güvence altına alınması, kadının yuvasından koparılarak fıtratına ters eylemlere yönlendirilmesi İslami aile yapısında derin yaralar açtı.

Dini hassasiyetleri hedef alan İstanbul Sözleşmesi’nin bir an önce kaldırılması gerektiğini ifade eden Eğitimci-Yazar Ali Lale, İLKHA mikrofonlarına konuştu.

"İstanbul Sözleşmesi, ailenin parçalanması ve Allah’a savaş açılması demektir"

Dış güçlerin İstanbul Sözleşmesi’yle İslami değerlere savaş açtıklarına dikkat çeken Lale, "İstanbul Sözleşmesi, ailenin parçalanması ve Allah’a savaş açılması demektir. İstanbul Sözleşmesi masumane bir şekilde sanki şiddete karşı kadınları korumak amaçlı bir sözleşme olarak gösterildi. Aslında öyle değil, Türkiye’yi ayakta tutan bin yıllık bir aile geleneğimiz ve kültürümüz var. Dinimizden kaynaklanan değer yargılarımız var. Dış güçler bu değer yargılarımızı yok etmek istiyorlar. Geçmişte, İslami çağrışımda bulunan her şeye yasak getirmediler mi? Bunların eliyle bu yasaklar getirildi. Şimdi yine bunların eliyle, bu sözleşmeyle getirmeye çalışıyorlar." şeklinde konuştu.

"İstanbul sözleşmesiyle din mefhumu ortadan kaldırılmaya çalışılıyor"

İstanbul Sözleşmesi’nin aile kurumuna savaş açan maddelerine değinen Lale, "Sözleşmenin 3’üncü maddesinde, aile fertlerinin karşılıklı sorumluluklarını ortadan kaldırarak birbirlerine keyfi olarak hareket etme sorumsuzluğunu getiriyor. Yani ailede bir sorumluluk olmaması isteniyor. Kadın kocasını tanımayacak, koca kadınını tanımayacak, çocuklar arasında sevgi ve saygı olmayacak. Allah’u Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de, ‘Biz onların içerisine sevgi ve saygıyı koyduk’ diye buyuruyor. Yani aile bu sevgi bağları ile ayakta tutuluyor. Yine 4’üncü maddede eşcinsellik yasal hale getiriliyor. 12’nci maddede ise örf, adet, gelenek, namus ve din kavramları devletin eliyle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Dün nasıl devlet eliyle başörtüsünü ortadan kaldırmaya çalıştılarsa bugünde bu sözleşmeyle din kültürü ve mefhumu tamamıyla ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Bu sözleşmeyle İstanbul gibi güzel bir kentimizin ismini lekeliyorlar. " diye konuştu.

"Macaristan, Polonya, Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan bile bu sözleşmeyi kabul etmemiştir"

İstanbul Sözleşmesini, gayrimüslim ülkelerin bile aile yapısına zarar verdiği gerekçesiyle kabul etmediğini vurgulayan Lale, "Bu sözleşmeden sonra hiçbir aile çocuk getirmez. Nasıl olsa arzularını dışarıda tatmin edecek neden çocuğun derdiyle uğraşsın? Bir kadının İslam’dan haberi yoksa bu sözleşmeye göre dilediğini yapmada serbest olur. İstediği erkeği evine alabilir. Erkek ona engel olamaz. Engel olduğu zamanda bir telefonla onu evden dışarı atar. Bu aileye yakışır mı? Bunu İslam kabul eder mi? Yüzde 95’i Müslüman olan bir ülkede böyle bir şey olabilir mi? Macaristan, Polonya, Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan bile bu sözleşmeyi kabul etmemiştir. İnşallah bu ülkeler İslam ile müşerref olurlar. Biz Müslüman olduğumuz halde gereğini yapmadık, adamlar yaptılar." ifadelerini kullandı.

"Bu sözleşmeyi imzalayanlar sözleşmeyi detaylı şekilde incelemeliydi"

İstanbul Sözleşmesini imzalayanların sözleşmeyi incelemediğini savunan Lale, "Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın her konuyu detaylıca inceleme imkânı yoktur. Aslında bu sözleşmeyi imzalayanlar incelemeliydi. Diyanet İşleri Başkanlığı, Üniversitelerimiz, Adalet Bakanlığımız, bu konuyu bin yıllık tarihimizin süzgecinden geçirerek incelemelidir. Bu yapabilecek kudrette ve kuvvette değilseler bu kurumların kapılarına kilit vurulmalıdır. Eğer üretken olmayacaksak, başkasından kopya alacaksak, başkasının verdiğini sorgulamadan kabul edeceksek bu kurumları kapatalım. Hiç olmazsa diyeceğiz ki Diyanet İşlerimiz, Üniversitelerimiz ve Adalet Bakanlığımız yoktur." dedi

"Kazanmış olduğumuz özgürlüklerimizi İstanbul Sözleşmesi ile kaybediyoruz"

Türkiye’nin, İstanbul Sözleşmesi’ni kabul ederek bağımsızlığını tehlikeye attığını belirten Lale, "Biz iktidardan şunu istiyoruz. Türkiye bağımsızlığına ve özgürlüğünü kavuşmuş bir ülkedir. Bugüne kadar bir uçak, silah ve araba üretemiyorduk. Şimdi kendi teknolojimizle, keyfimizle ve inisiyatimizi kullanarak bunları üretebiliyoruz. Kazanmış olduğumuz bu özgürlüklerimizi İstanbul Sözleşmesi ile kaybediyoruz. Nasıl kaybediyoruz? İçimize bomba koydular.  Şimdi aile parçalanırsa erkek ne yapabilir. Her güçlü erkeğin arkasında bir kadın vardır. İslam’da kadın erkek bir bütündür, parçalanamaz. Erkek ve kadın istediğiniz yapacak ve keyfi hareket edecekler. Bir evde başıboş, rakip ve kanlı iki kişiyi evde bulunduruyorsun. Allah Teâlâ ne yapıyor?  Onları sevgi ve saygıyla bir araya getiriyor. Fakat bu sözleşme ne yapıyor; aile fertlerini birbirine düşman ediyor." şeklinde konuştu.

"Ayasofya’yı açan iradenin bu konuda da kendini göstereceğine inanıyorum"

Bu sözleşmenin kaldırmadığı takdirde ailenin ve Türkiye’nin parçalanacağını ifade eden Lale, "Sayın Başkan’ımızın İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıracağı inancı içimdeyim. Kendisinin bu konuda beyanatları var. Ayasofya’yı açan iradenin bu konuda da kendini göstereceğine adım gibi eminim. Bu konuda İçişleri Bakanlığımızın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un yaptıkları açıklamaları takdire şayan buluyorum. İnşallah onlarda bu konunun üzerinde duracaklardır.  Sayın Başkanımız, bu sözleşmeyi kaldıracaktır. Çünkü bu sözleşmeyi kaldırmadıkları takdirde aile parçalanacaktır, Türkiye parçalanacaktır ve iktidarı da götürecektir. Biz burada iktidar düşüncesinde değiliz. Biz burada ülkenin ve milletin düşüncesindeyiz. Ailede huzur kalmadığı zaman kimse görevini yapamaz. Sevgi ve saygıyla yetişmeyecek çocuğun bu ülkeye ne hizmeti olabilir? Bu ülkeye vereceği hiçbir şey olamaz. Ülkeyi yıpratmak ve yok etmek için senin içine kadına yönelik şiddeti önlemek adı altında içine bu bombayı yerleştirir. Akıllı olmazsak, kendimize çeki düzen vermezsek, Allah’ta sana çeki düzen vermez. Senin yerine başka bir kavmi getirir. Bu Allah yanında kolaydır." diye konuştu.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Şanlıurfa Haberleri

Avukat Karadaş: "Kanun yapma sürecinde halkın manevi değerleri dikkate alınmalı"
Soluk borusuna süt kaçan bebek kurtarılamadı
İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kırhan: "Hareketsiz yaşam diyabete ne oluyor"
Balıklıgöl’ün duvar ve su kanalı çöktü
Yapılan zamların ardından halk fakirleşiyor