Zamir ve vicdan

Abdulhakim SONKAYA

Arapçada ismin yerini tutan adıla “zamir” denildiği gibi vicdana da zamir denilmiştir. Buna ilaveten zamirin zayıf, binek, sır ve gizlilik, batık borç gibi anlamları da vardır. Zamirin bu farklı ve ilginç anlamaları çok acayip neticeler ortaya koymaktadır.

Vidan anlamındaki “zamir” ile isimin yerini tutan edat anlamındaki “zamir” arasındaki bağlantı ne olabilir?

Allah c.c, “İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan, derin vadilerden gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler.”(Hacc:27) buyurur. Ayette geçen “yorgun develer” “zamir” kelimesiyle zikredilmiştir. Buna göre insan kendini ne kadar zayıf, yorgun ve takatsiz görürse görsün öyle anlar olur ki vicdanı yani zamiri onu amacına ve hedefine doğru yol aldırır. Unutmak gerekir ki “hacc” bilinen ibadetin ismi olmanın yanında aynı zamanda “amaç ve hedef” manasındadır. Buna göre vicdan-zamir, insanı en derin vadilerden en uzak yerlerden harekete geçirerek onu muradına erdirir, hedefine ulaştırır.

Zamir; vicdan ve adıl anlamına gelir. Zamir; ismin yerini tutan edattır. Vicdandır. İsmin yerini tutan edat, kişiyi zahiri ve şahit olunan kimliğinden soyutlayarak öz ve hakiki kişiliğine kavuşturur. Örneğin Ömer, Ali, Osman... vs. isimlerinin yerine “Ben” veya “Sen” veya “O” zamirleri konulduğunda bunların tümü eşitlenir ve bir olur. Bütün zamirler tek bir zamirin tekrarıdır.

rneğin, “biz” zamiri “Ben” in “siz” zamiri” sen” in “onlar” zamir de “O” nun tekrarıdır. Yani hakikatte zamirler de çoğul yoktur, tekrar vardır. Nasıl ki bütün sayılar birin tekrarı ise çoğul olan bütün zamirler de tekil olan zamirlerin tekrardır. Binaenaleyh hepsi birdir, aynıdır.

Zamir, ismin yerini tuttuğunda kişi “Ben” veya “Sen” veya “O” olur. Uzaktaki herkes “O” yakındaki herkes de “Sen” olarak kabul edilir. Zamir, ismi gizler veya hacbeder. Hatta bazen tamamen onu etkisiz hale getirir. Bu da zamirin “bencilliği” “ötekiliği” ve “sendeliği-sendelemeyi” ortadan kaldırması sonucunu doğurur. İşte bu da vicdandır. Buna göre vicdan, zahiri kişiliğini, konum ve pozisyonunu, imkan ve avantajlarını yok sayarak kendini “zamir” olarak görmektir.

Zamir, ismin yerini tutarak kişiyi “O” veya “Sen” yapar. Bu da insana muazzam bir adalet ve vicdan duygusu verir. Birlik ve vahdet ruhu bahşeder. İnsanlar en fazla direnci “O” veya “Sen” olma konusunda ortaya koyar. Onlar, böyle olursa her şeylerini yitireceklerini ve sıradanlaşacaklarını zannederler. Oysa zamir olmak, Hakkın eli ve halifesi olmaktır. Bu da mutlak olarak hak vicdan sahibi olmaktır. Sonsuz izzet ve onur sahibi olmaktır.

Allah c.c insanı halife olarak yaratmıştır. Yani halifelik insanın Ali, Ömer, Alpaslan, Baran... İsimlerine değil, “Ben” “Sen” ve “O” zamirine verilmiştir. Bu nedenle zamir sadece ve sadece insana hastır. Hayvanlar için zamir kullanılmaz. Hiçbir şekilde köpeğe veya eşeğe hâşâ “o” veya “sen” denilmez. Çünkü halife insandır. Dolayısıyla ancak ve sadece “o” insan hakkın zamiriyle anılır.

Adıl anlamındaki zamir ile vicdan anlamındaki zamirin acayip bağlantısı biiznillah işte budur. Demek ki insan isimden ve somut konumundan, bedeninde soyut olarak kendini “zamir” gördüğünde mutlak zamir sahibi olur. Vicdan sahibi olur. Adil ve isabetli kararlar verir. Onun her kararı, seçim ve tercihi Hak olur, haklı olur.

İnsan, birçok şeyini yitirecek endişesiyle kendini zamir yapmaktan çekinir. Fakat bilmez ki onun zamir olmaması kendisini zumura-dumura uğratır. Dumur, batık borçtur. Borç da deyindir, dindir. Demek ki dinde vicdanı esas almayan kimse dini ve deyini ifa etmemiştir. Bu da onun iflası etmesi, dumura uğraması demektir.

Ne olursa olsun İnsanın zahirde sahip olduğu şeyleri kutsaması onun zamirini yok eder. Onu öz benlikten ve vicdandan mahrum bırakır. Zamirde ırk, renk ve dil farklılığı söz konusu değildir. Zamir olmayı kabul etmeyen, zahiri şeylerle var olmaya çalışan kimse zamirini yitirmiştir. Kişiliksiz, şahsiyetsiz ve vicdansızdır.

Müslümanlar seçimlerinde, karar ve tercihlerinde vicdanlı olmak istiyorsa öncelikle zamir olmayı kabul etmeleri gerekir. Zamir olmayı kabul etmeyen kimse ne olursa olsun vicdansızdır. Onun kararlarında, seçim ve tercihlerinde isabet etmesi mümkün değildir. Zamir olmayı kabul eden kimse kim olursa olsun hüküm ve kararında, seçim ve tercihinde isabet eder.
Vicdan ehli kişilik zamirine sahip kimselere selam olsun

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.