3 bin yıllık Aşık oyununu nesilden nesile aktarıyorlar

3 bin yıllık Aşık oyununu nesilden nesile aktarıyorlar

​Pamir Kırgızları, koyunların ve keçilerin arka bacaklarında bulunan dört yüzlü kemikle oynanan Aşık oyununu 3 bin yıldır nesilden nesile aktarıyorlar.

Afganistan’ın Pamir yaylasından Türkiye’ye göç eden ve 1987 yılında da Van’ın Erciş ilçesine bağlı Ulupamir köyüne yerleşen Pamir Kırgızları, atalarının 3 bin yıllık "aşık" oyununu yaşatıyorlar.

Türkiye gibi bazı ülkelerde de değişik şekillere bürünen bir oyun olan aşık oyunu, ismini koyun, kuzu ve keçilerin arka bacaklarındaki diz ekleminde bulunan aşık kemiğinden alıyor.

Oldukça dayanıklı ve eski zamanlarda insanlar tarafından oyun aracı olarak kullanılan dört köşeli aşık kemiği, bugün hâlâ en eski şekliyle Kırgızistan ve Kazakistan gibi Orta Asya Türk cumhuriyetlerinde oyun olarak oynanıyor. Bu oyunun, Anadolu’daki misket, bilye, gülle gibi adlarla anılan bazı oyunlara ilham kaynağı olduğu düşünülüyor.

Aşık oyunu, toprak üstüne çizilen bir daire ve daire çapına, atış mesafesine paralel olarak rakip takım oyuncularının aşık kemiklerini daireye dizmesiyle başlayıp, 8-10 kişiyle oynanan bir oyun.  

Aşık atma Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan Tataristan, Afganistan'ın Pamir, Çin'in Kızılsu, Kaşgar, Rusya'nın Altay bölgelerinin yanı sıra Türkiye'de Kars, Iğdır, Erzurum, Ankara, Konya, Bitlis ve Kütahya illerinde mahalli olarak oynanan bir oyundur. Türkiye’de yöresel olarak oynanan aşık oyunu, halk arasında unutulmuş durumda.

Bu oyun Manas Destanı, Dîvânü Lugati't-Türk ve Dede Korkut eserlerinde aşık atma oyunu olarak yer alıyor.  Titiz kuralları ve askeri disiplini olan oyun, harp sanatını da içerisinde barındırıyor. Atışlar gez, göz, arpacık usulüyle yapılıyor. Özellikle Çin atasözünde, "Türkler aşık oyununu unuttuğu sürece yenilir. Unutmadığı sürece dünyaya hâkim olur." sözü ise aşık oyununun aynı zamanda bir harp sanatı olduğunu gösteriyor.

1982 yılında Afganistan’ın Pamir yaylasından Türkiye’ye göç eden ve 1987 yılında da Van’ın Erciş ilçesine 30 kilometre uzaklıkta bulunan Ulupamir köyüne yerleşerek hayatlarını sürdüren Pamir Kırgızları, yaklaşık 3 bin yıllık dedelerinden kalan bu kültürü yaşatmaya çalışıyorlar.

Dedelerinden öğrendikleri "Aşık" oyunun yüzyıllar öncesine dayandığını, 7’den 70’e Kırgızların bu oyunu oynadığını belirten Yoldaş Güçlü, Türkiye’de yapılan farklı festivallerle dışa açılarak, bu kültürü yaşatmaya çalıştıklarını belirtti.

"Oyun aynı zamanda bir harp sanatıdır"

Aşık oyununun nasıl oynandığını anlatan Güçlü, "Yüzyıllar önce babalarımızın, dedelerimizin oynadığı bir oyundur aşık oyunu. Dört tarafı 12’şer adım ölçülerek büyük bir daire oluşturulur. Bu dairenin içine de küçük bir daire yapılarak, aşıklar yerleştirilir. 8-10 kişiden oluşan iki takim halinde oynanır. İki takım da eşit oyunculardan oluşur ve büyük aşıklarla küçük aşıkları vurup, rakibi diskalifiye etmek esasına dayalı bir oyundur. Aşık çıkaran oyuncu ikinci atış hakkını kazanır. Oyuncular büyük dairenin dışından atış yaparlar. Tabi bu oyunun faulleri, cezaları ve titiz kuraları vardır. Zevkle oynanan bir oyundur. Aynı zamanda bir harp sanatıdır. Atışlar gez, göz, arpacık usulüyle yapılır. Çok iyi oyuncular vardır. Bazen bir vuruşla, tüm aşıkları dışarıya atabiliyor." dedi.

"Kültürümüzü kuşaktan kuşağa aktarıyoruz"

Dışarıya doğru yavaş yavaş açılarak, bu oyunu tanıtmaya çalıştıklarını dile getiren Güçlü, şunları söyledi: "Bu oyunu Ulupamir köyümüzde devam ettiriyoruz. Yedi sülalemin oynadığı bir oyundur. Çok eskiden oynanan bir oyun. Büyük keyifle, zevkle sürdürüyoruz. Dışarıya doğru yavaş yavaş açılımını yapıyoruz. İstanbul başta olmak üzere Etnosporun farklı yerlerde düzenlediği festivallere katılarak bu oyunu tanıtıyoruz. Köyümüzde 7’den 70’e herkes bu oyunu oynuyor. Ben 10 yaşından bu yana oynuyorum. Bizler oynadığımızda çocuklarımızda bakarak zevk alıyorlar.  Onlarda 'aşığa aşık' oluyorlar. Benim babam oynadığı zaman bende bakarak bu oyuna 'aşık' oldum. Benim çocuğum da şu an burada oynuyor. O da kendi çocuğuna öğretecek. Dolayısıyla zevkli olan bu kültürümüzü kuşaktan kuşağa aktarıyoruz."

Küçük aşıkların, koyun ve keçilerin arka bacaklarında bulunan kemikten; büyük aşıkların ise adına "Tompo" dedikleri sığırların arka bacağında bulunan kemikten yapıldığını belirten Yoldaş, atış yaptıkları büyük aşıkların kaybolmaması ve yıpranmasını engellemek için farklı renklere boyadıklarını belirtti.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.