Ailede helal ve haramın yansımaları

Ailede helal ve haramın yansımaları

Helâl, mükellefin yapıp yapmamada serbest bırakıldığı ve işlenmesine herhangi bir ceza ve günah terettüp etmeyen fiilleri; haram ise yapılması kesin ve bağlayıcı bir tarzda yasaklanan ve yapılması durumunda da uhrevî cezayı gerektiren fiilleri ifade eder.


Helâl, mükellefin yapıp yapmamada serbest bırakıldığı ve işlenmesine herhangi bir ceza ve günah terettüp etmeyen fiilleri; haram ise yapılması kesin ve bağlayıcı bir tarzda yasaklanan ve yapılması durumunda da uhrevî cezayı gerektiren fiilleri ifade eder.

Yüce Allah iman, ibadet, sosyal hayat, aile, haram ve helal gibi birçok konuda sınırlar çizmiş ve bunu Kuran'da "Hududullah" diye tarif etmiştir. Hududullah'ın aşılmaması gerektiğini de kimi ayetlerde vurgulamıştır. (Bakara 187)

يَا أَيُّهَا الرُّسُلُ كُلُوا مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَاعْمَلُوا صَالِحاً إِنِّي بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ

Ey peygamberler! Tertemiz nimetlerden yiyip için, güzel işler yapın. Kuşkusuz ben yaptıklarınızı eksiksiz bilmekteyim." (Mü'minûn 51)

Yüce Allah yukarıdaki ayeti kerimede salih amelden önce temiz ve helal yiyeceklerin tüketilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Birçok ayeti kerimede imandan sonra salih amel vurgulanırken bu ayette salih amelden önce helal-haram vurgusu öne çıkarılmıştır. Çünkü helal-harama dikkat etmek insanın amellerine yansıyan bir gerçektir. Helaller salih amel ile haramlar kötü ameller ile doğru orantılıdır.

Toplumun en küçük yapı birimini oluşturan ailede "helal ve haram bilincinin" oluşturulması oldukça önemlidir. Bilindiği üzere çocuklar ilk eğitimlerini aile ortamında kazanmaktadırlar. Anne ve babanın helal-haram algısı zaman içerisinde çocuklara geçmekte ve ileriki süreçlerde değiştirilmesi ise oldukça güç bir hal almaktadır. Çocukların ebeveynlerini taklit ettikleri sosyolojik bir gerçektir. Dolayısıyla helal ve harama dikkat etmeyen çocukların bulunduğu aileler ilk önce özeleştiri yaparak çuvaldızı kendilerine batırmaları gerekmektedir.

Temiz bir toplum için temiz tohumların aileler üzerinden ekilmesi gerekir. Toplumun bu denli karanlık olduğu bir çağda yaşıyoruz. Ebeveynler olarak toplumun islahı için üzerimize düşen ilk görev; küçük ve büyük aile içerisindeki fertlerin ıslahını gerçekleştirmektir.

Ayrıca unutulmaması gereken bir diğer husus da şudur ki; helal ve haramların varlığı Allah'a karşı gösterilmesi gereken teslimiyet ve bağlılığın ortaya konulmasıdır. Kulluk bilincinin gelişmesi ve dünya imtihanının kazanılmasıdır. Dolayısıyla imtihan dünyasında yaşayan Müslümanlar helal ve haramlara uyup uymama konusunda da sınavlardan geçmektedirler. Bu kurallara uymayanların ahirette uhrevi cezalarla yargılanacakları bildirilmiştir.

Toplumun ve ailenin ifsat edilmesinin en önemli sebebi helal ve haram algısında yaşayan değişimdir. Helallerin ve haramların iç içe geçtiği, haramlardan sakınmanın zor olduğu, her geçen gün şüpheli şeylerin sayısının artması Müslüman bir toplum için endişe doğurmaktadır.

Nitekim Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); "Helâl bellidir; haram da bellidir. İkisinin arasında birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve haysiyetini korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse, harama düşmüş olur." (Buhârî, İman, 39) hadisi şerifiyle bizlere dindarlığın ölçüsünün şüpheli şeylerden uzak durmak ile mümkün olduğunu göstermektedir.

Yüce Allah İslam ile 5 şeyin korunmasını hedeflemiştir. Bu 5 şeyin korunmasıyla toplumlar ve aileler ıslah olup kurtulmuş yine bu 5 şeyin tahrif edilip değiştirilmesi ya da çiğnenmesiyle toplum ve aileler helak olmuştur. Adına "Zaruret-i Hamse" denilen bu 5 şey şunlardır:

1- Canın Muhafazası

İslâm'da insan hayatı, kutsal ve dokunulmazdır. Hayat, Allah'ın bize ihsan ettiği ve yüklediği bir emanettir. Bu sebeple dinimiz insan hayatını her türlü saldırıdan korumuş, insanların canına haksız yere kıymayı haram kılmış, kan davaları yasak kapsamı altına alınmış, intihar yasaklanmış, hayatı tehlikeye düşüren şeylerden sakınmak ve bulaşıcı hastalıklardan korunmak gerekli kılınmıştır.

Yüce Allah, insan canını korumak için yeme, içme, giyme gibi birtakım zorunluluklar getirmiştir. İnsan sağlığını tehlikeye atan yiyecek ve içeceklerde belirli ayet ve hadislerle yasaklanmış ve kırmızı bir hat çizilmiştir.

2- Malın Muhafazası

İnsanın hayatını idame ettirebilmesi için mala ihtiyaç vardır, bu da hukukî olarak koruma altına alınmıştır. İslam malın korunması ve muhafazası için en güzel maddi ve manevi tedbirleri almış çalmak, gasp, yağma, rüşvet, kumar, dolandırıcılık, aldatmak, hile, karaborsa, tefecilik, faiz, israf, haksız ve haram yolla elde edilen mallar gibi gayr-i meşru kazançları haram kılmıştır.

Zayi ve telef edilen mallar için tazmin zorunluluğunu getirmiştir. Ayrıca zekât, sadaka ve benzeri uygulamalarla başkalarının hakkını gözetmeyi de prensip haline getirmiştir. Bütün bu tedbirler mal emniyetini sağlamak içindir. Kimsenin malına dokunulamaz. Başkasının mülkünde tasarruf edilemez.

3- Dinin Muhafazası

Yüce Allah herkese dini inançlarında tercih hakkı verirken zorlama yapılmamasını emretmiş ama aynı zamanda hak yoluna da davette bulunulmasını emretmiş ve şöyle buyurmuştur: "Dinde zorlama yoktur; artık doğru eğriden ayrılmıştır." (Bakara 256). "Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır, onlara karşı en güzel metotlarla mücadele et." (Nahl 125)

Bir yandan İslam'ın koruma altına alındığı Kur'an'da vurgulanıyorken bir yandan da İslam'a zarar vermemek şartıyla din özgürlüğü sağlanmıştır. Bununla birlikte Müslümanların irşat ve tebliğ faaliyetlerine her daim devam etmeleri özellikle sadece toplum içerisinde değil aile içerisinde de irşadın bulunması gerektiği hatırlatılmıştır.

4- Aklın Muhafazası

İnsanı diğer varlıklardan ayıran temel vasıf akıldır. Dini mükellefiyetin ilk şartı akıldır. Kur'an-ı Kerim'de 70'ten fazla ayette "Düşünmez misiniz, akıl etmez misiniz?" gibi ifadelerin tekrarlanması ile aklın önemine vurgu yapılmaktadır.

Nesillerini inançsızlık, bilgisizlik, tembellik, alkol, uyuşturucu, hayasızlık, hırsızlık, kumar gibi tehlikelerden korumayan toplumların yarınları yoktur. İslam, aklın muhafazası için birtakım hükümler getirmiştir. Aklı zehirleyen her şey yasaklanmıştır. Örneğin; içki ve uyuşturucu maddeleri kullanmak dinimizce haram kılınmıştır. Ayrıca her türlü İslam dışı fikir ve düşüncelerden aileler korunmalıdır. İslami düşünce tarzı ve hikmet penceresiyle olaylara yaklaşılmalıdır.

5- Neslin Muhafazası

Neslin muhafazası için yapılması gereken şeylerin başında aile kurumunun korunması ve desteklenmesi gelmektedir. İslam, neslin korunması için evliliğe teşvik etmiş, evlilik dışı haram ilişkiler dahil her türlü sapkın ilişkileri ise yasaklamıştır. Şeytan taraftarları ise neslin devam etmemesi için Allah'ın haram kıldığı şeyleri toplumda yaygınlaştırmak için gayret etmiştir. Günümüzde de onların gayretlerini görebilmekteyiz. Nitekim LGBT-İ derneklerinin toplum içindeki faaliyetlerinin hız kazanması şeytani desiselerin elleriyle gerçekleştirilmekte ve nesil tehlike altına alınmaktadır.

Sonuç

Yukarıda zikredilen bu 5 şeyin muhafazasıyla "fıtrat" korunma altına alınmış olur. Fıtrat ancak helallerden uzak durulup haramlarla iştigal edildiğinde bozulur. Ailelerde fıtratın korunması için helal ve haramlara dikkat edilmelidir. Gelecek nesillerin yani çocuklarımız ve torunlarımızın ıslahı için bu 5 şey mutlak manada korunmalıdır. Dindar ebeveynler dindar aileler yetiştirir. Fıtratı haramlarla bozulmuş ebeveynler gelecek nesilleri tehlikeye atmakta ve toplumun çöküşünü hızlandırmaktadırlar.

Ebeveynlerin dindar olması sadece kendilerine değil aynı zamanda diğer aile üyelerine de fayda sağlamaktadır. Bu hususta Kur'an'da güzel bir örnek vardır. Hz. Hızır (Aleyhisselam) bir duvarı düzeltmiş, ama ücretini almamıştı. Hz. Musa'nın ücretini almamasının sebebini sorması üzerine Hz. Hızır (Aleyhisselam) şu cevabı vermişti: "Onların babası salih idi." (Kehf 82).

Diğer bir ayeti kerimede de meleklerin iyi insanların çocukları için şu duayı yaptığı aktarılmaktadır: "Rabbimiz! Onları ve onların babalarından, eşlerinden, nesillerinden iyi olanları kendilerine vaat ettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz Aziz ve Hâkim olan Sensin." (Mü'min 8)

Hüseyin ŞENLİK

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.