Allah'a adanmış zaman: İtikaf

Allah'a adanmış zaman: İtikaf

İtikaf'ın Allah'a adanmak olduğunu belirten Tarsus İlçe Müftüsü Hayri Erenay, Ramazan ayının son on gününü Allah'a adamak için Müslümanları, dua için itikafa çağırdı.

MERSİN - Ramazan ayının sonuna doğru gelinirken, unutulmaya yüz tutan sünnetlerden olan itikaf ibadetini Tarsus İlçe Müftüsü Hayri Erenay ile konuştuk. Müftü Erenay,  itikaf ibadetinin Allah’a adanmak olduğunu ve ibadeti ihya edenler için bolca sevap olduğunu dile getirdi.

 

Dünya yaşantısında, yapılan koşuşturmalar neticesinde insanların kendilerini ve ailelerini ihmal ettiklerini belirten Müftü Erenay, itikaf ibadetinin geleceğimiz için kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu söyledi.

 

Müftü Erenay, “Bu gün modern zamanların koşturmasında başta kendimiz olmak üzere birçok şeyi ihmal ediyoruz. Çoluk çocuğumuzun geleceğini kurtarmak için bazen hem kendimizin hem de çocuklarımız geleceği olan ahireti kaybedebiliyoruz.  Bu telaş içerisinde bir anlık da olsa dur demek ve kendimize zaman ayırarak, şimdiye kadar ne yaptık ve ne yapacağız manasında sorguya çekip geleceğimizi planlamak, geçmişi değerlendirmek için bir fırsat olarak itikaf ibadeti karşımızda durmaktadır.  Peygamber Efendimiz Ramazanın son 10 gününü, ümmetin işleri ile ilgilenmek için geçirdiği 344 gününe nokta koymuş ve 354 günlük kameri ayda 10 gününü kendisini onarmakla geçirmiştir. Çünkü kendisini duygusal manada onarmayanların hayatı dağınıktır, plansızdır. Bundan dolayı, kendisiyle barışık fertleri önemsediği için Hz. Muhammed (sav) itikafı bir iç onarım, geçmişi değerlendirme, geleceği planlama ve muhasebe olarak bize tavsiye etmiş ve 10 günü camide mescitte itikafla geçirmiştir.” ifadelerini kullandı.

 

İtikaf ibadetinin yapılış şekline değinen Erenay, “İtikaf; kişinin, ibadet niyeti ile bir anlık dahi olsa Allah rızası için dünyalık ihtiyaçlardan yeme-içme ve asli ihtiyaçlar dışında kendisini dünyalık işlerden uzaklaştırarak bir mescit ya da mabede kapamasıdır. Orada dışarı çıkıp abdestini alması, yeme ve içme ihtiyacını karşılaması dışında her türlü dünyevi ihtiyaçları bir kenara bırakır ve kendini ibadete adar.”

 

İtikaf ibadetinin Farz-ı Kifaye olduğunu belirten Müftü Erenay, bu sorumluğun kalkması için bir şehirde bir bölgede mutlaka itikafa giren birilerinin olması gerektiğinin altınız çizdi.

 

Erenay son olarak, “Biz de bunun yapılması Farz-ı Kifaye olduğunu bilerek, ilçemizde Mir Alay Ahmet Bey Camisini itikâfa girmek isteyen vatandaşlarımızın hizmetine açtık. Burada ilçemizin manevi sorumluluğunu üstümüzden almak adına hem de bizim için dua etmeleri adına vatandaşlarımıza bu camiyi tahsis ettik.  Burada itikâfa girmek isteyen kardeşlerimizi biz hasretle bekliyoruz. Çünkü onlar bizim için değerlidir. Çünkü itikâf insanın kendi iç dünyasına yoğunlaşıp kendisiyle birlikte yaşadığı mahallenin, beldenin, ilçenin, il, ülkenin ve dünyanın bir nevi sigortasıdır.”  şeklinde konuştu. (A. Hakim Kurt - İLKHA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.