Avrupa'daki âlimler katliamı lanetledi

Avrupa'daki âlimler katliamı lanetledi

Avrupa İslam Âlimleri Birliği Başkan Yardımcısı Mücahid Haksever, Mısır'da darbecilerin gerçekleştirdiği Cuma Katliamı ve sınır tanımayan saldırılarını nefretle ve lanetle kınadığını bildirdi. Molla Abdurrahman Ortaç ise, katliamın Müslümanları hüzne boğd

BELÇİKA - Mısır'da darbecilerin gerçekleştirdiği "Cuma Katliamı"na verilen tepkiler çığ gibi büyüyor. Mısır'da Batılı ve bazı Arap devletlerin desteğiyle yapılan gayrı meşru askeri darbe sonrası ilk tepki verenler arasında yer alan Avrupa İslam Alimleri Birliği, darbecilerin Adeviye Meydanı'nda toplanarak barışçıl gösteri düzenleyenlere karşı ikinci defa katliam gerçekleştirmesine sert tepki gösterdi.

 

Mısır'da tarih tekerrür ediyor

Alimler Birliği adına açıklama yapan Mücahid Haksever, Mısır topraklarının bu katliamların yabancısı olmadığını hatırlatarak, "Mısır'ın yeni Firavun'unun atası olan Firavun da kendi saltanatını sağlamlaştırmak için kadınların karınlarındaki bebekleri öldürecek kadar canileşmişti. Bugün Mısır'da tarih tekerrür ediyor. Ama onca bebeği öldürmesi Musa'nın (as) doğumunu ve onun saltanatının alaşağı olmasını engelleyememişti. Musa'nın (as) doğumu, firavunun Kızıldeniz'de boğulmasına zemin hazırlamıştı. Arapça gramerinde "El Benna" bina eden, inşa eden demektir. Mursi ise tamamlayan demektir. İnşallah Şehid Hasan El Benna'nın inşasına başladığı İslam davası binası, Mursi ile tamamlanacaktır." dedi.

 

Katliamın şer gibi gözükse de, birçok hayra kapı açtığını belirten Haksever, "Kendilerini Müslümanların temsilcisi olarak gören devlet başkanlarının gerçekte İslam ile ilişkilerinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Yıllarca düşmanlığı körükleyen bu zihniyet sahiplerine şunu sormak lazım; peki ihvana niçin düşmanlık yapıyorsunuz? Bunun altında yatan asıl nedenin büyük ve küçük şeytanları razı etmek olduğu gün gibi aşikârdır. Bidatlere güya savaş açan bu zihniyet sahiplerine yaptıkları bu işin hükmünü sormak istiyorum. Kurul olarak bunun İslam'da bir delilini tüm aramalarımıza rağmen bulamadık. Acaba onların müftüleri hangi dinden fetva alıyorlar? Bunu da kamuoyuyla paylaşmalıdırlar." çağrısında bulundu.

 

Yıllarca dünyaya Demokrasi ve insan hakları dersi veren batılı ülke yöneticilerinin bu insanlık suçu karşısında susmalarının onların insanlık anlayışlarının ne olduğunu da ortaya koyduğunu aktaran Haksever, "Batılı yöneticilerin insanlıktan nasiplenmedikleri ortaya çıkmıştır. Kendilerinin gözlemi altında gerçekleşen seçimlerle işbaşına gelen seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin darbeyle indirilmesine seçimden hemen sonra başladıkları ve bunun için uygun zeminde hazırlık yapmaları onların demokrasiden ne anladıklarını da göstermiştir... Hal böyle iken utanmadan halen demokrasi ve insan haklarından söz etmeleri kaypaklık ve ukalalığın zirvesi olsa gerek." ifadelerini kullandı.

 

Toprak bastıkça sertleşir

Son olarak darbecilere karşı direniş gösteren Müslümanlara toprağı örnek vererek direnişe devam etmeleri gerektiğini söyleyen Haksever, açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı: "Bilindiği üzere toprak bastıkça sertleşir. Oradaki Müslüman kardeşlerimiz hamdolsun bilinçli, şuurlu ve bunun gibi bir çok badireden geçmiş, zindanı, şahadeti iyi bilen insanlardır. Bizim nasihatimize ihtiyaçları yoktur. Dualarımız onlarladır. Ama inşallah bu da onların yere daha sağlam basmalarına vesile olacaktır. Onlara Ali İmran süresi 139. ayetini tekrar hatırlatıyorum. "Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz."

 

Maktuller Allah yolunda öldürüldüler

Mısır'da Müslümanlara yönelik katliam boyutuna varan saldırılara bir tepki de Avrupa İslam Âlimleri Birliği üyesi Molla Abdurrahman Ortaç'tan geldi.

 

Mısır'da gerçekleşen son katliamın Müslümanları hüzne boğduğunu anımsatan Belçika'daki Antwerpen El Gazali Camii imamı Molla Abdurrahman Ortaç, gözlerini kan bürüyen katillerin hak gaspına maruz kalan masum sivilleri niçin öldürdüklerini bilmediğine inandığını, ancak öldürülen maktullerin Allah yolanda öldürüldüklerinden emin olduklarını aktardı.

 

Molla Abdurrahman şöyle devam etti: "Meydanda toplananlarda Mısırlı, onları öldürenler de Mısırlı. Gözünü kan bürümüş katiller babaları da karşılarına çıksa öldürmekten çekinmeyecek kadar canileşmişler. Öyle ki, vicdandan mahmur olan bu güruh Mekke Müşriklerini dahi geride bırakacak eylemler gerçekleştiriyorlar. Düşünün Resülü Ekrem'in (sav) müşrik olan akrabaları, O'na iman etmeseler de korumaktan geri durmuyorlardı. Hatta 3 yıl süren ambargo döneminde ona gizlice yiyecek yardımında bulundular. Bunu yaparken Allah (cc) rızası için değil, kavim asabiyetçiliği adına yapıyorlardı. Bugün Mısır'da Müslümanlara saldıranlar o günkü müşriklerden çok daha gaddardırlar. Çünkü hiçbir değer tanımıyorlar."

 

Katliam yapılması emrinin hiç şüphesiz Siyonist İsrail ve Amerika'dan habersiz alınmadığını söyleyen Ortaç, "Onlar İsrail, Avrupa ve Amerika'dan habersiz değil Katliam, mermiyi silahın namlusuna dahi sürmezler." dedi.

 

Ortaç, Mursi'nin Mısır'ın başına geçmesiyle tahtlarının tehlikeye girdiğini hisseden Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Bahreyn ve diğer halkı Müslüman olan ülke yöneticileri ve İsrail'in Mursi'nin seçilmesinden huzursuz olduklarını ifade ederek, bu huzursuzluğun Arap Kralları nezdinde Mısır'da Müslüman yöneticilerin başarılı olması durumunda halkın İslami bir yönetim talebinde bulunmasından kaynaklandığını belirtti.

 

Neticede başta Suudi Arabistan Kralı Abdullah El-Suud ve diğer diktatörlerin gizli toplantı düzenleyerek Mursi'nin devrilmesi konusunda ittifak ettiğini aktaran Ortaç, bunların İsrail, Amerika ve Avrupa'dan destek sözü aldıktan sonra darbenin gerçekleşmesi için düğmeye battıklarını anımsattı.

 

Şeyh Tayyip kendisiyle çelişti

Ezher Şeyhi'nin ilk günkü tutumu ile sonraki açıklamaları arasındaki çelişkiye dikkat çeken Ortaç, şöyle devam etti: "Şeyh diyor ki, 'Ülkede fitne ve kargaşanın çıkmaması için herkes evine kapansın.' Öyleyse sende ilk günden itibaren gidip evine otursaydın ya. Neden gidip zalimlerin yanında oturdun. Eğer sen zalimlerin yanında oturmak yerine evinde otursaydın, görev ve vazifen gereği halkın sorularına cevap verseydin biz 'Şeyh doğru konuşuyor' derdik. Ancak sen bugün tağutlarla aynı saftasın. Yanındaki Hıristiyan Keşişlerle birlikte darbecilerin yanında oturdun."

 

Bazı Müslümanların darbeci katillerin yanında yer almasını da değerlendiren Ortaç, onlardan bazılarının tavır değiştirmek zorunda kaldıklarını söyledi.

 

Ortaç, "Yanlış tutumda ısrar edenler çok iyi anlasınlar ki; Vallahi Suudi Arabistan Kralı ne Selefi ne de Sünni'dir. Nasıl ki Suriye devlet başkanı El-Esed Şii değil ise, Vallahi Suud Kralı da Sünni değildir. Eğer Suud Kralı hak yolda ise, o zaman Suriye Devlet Başkanı Esed de hak yolda." diye konuştu.

 

Ortaç, son olarak bütün Müslümanların Mısır'da darbecilere karşı direnenlere dua etmesi çağrısında bulundu. (Basri Özmen-İLKHA)



 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.