Batı'nın kokuşmuş kanunlarına ihtiyacımız yoktur

Batı'nın kokuşmuş kanunlarına ihtiyacımız yoktur

Şanlıurfa Hayrat İnsani Yardım Derneği Şube Başkanı Abdullah Toprak, İstanbul Sözleşmesi'nin bir an önce feshedilmesi gerektiğinin belirterek, Müslümanların Batı'nın kokuşmuş kanunlarına ihtiyacının olmadığını ifade etti.

Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılan "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi", bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi'ne tepkiler devam ediyor.

İstanbul Sözleşmesi'nin kadına yönelik şiddeti azaltmadığını aksine sözleşmenin yürürlüğe girmesiyle birlikte kadına yönelik şiddetin arttığını ifade eden Şanlıurfa Hayrat İnsani Yardım Derneği Şube Başkanı Abdullah Toprak, ifsat projesinin bir an önce feshedilmesini istedi.

Dinimizin aileye önem verdiğini belirten Toprak, Müslümanların Batı'nın kokuşmuş kanunlarına ihtiyacının olmadığını da sözlerine ekledi.

İslam düşmanlarının çeşitli saldırılarla aile kurumunu ortadan kaldırmaya çalıştığını belirten Toprak, "Tarih boyunca farklı dönemlerde, farklı planlarla, İslam dinine ve İslam toplumuna saldırılar yapıldı. Yakın tarihte ise bunu başaramayan güçler, aile yapısı üzerinden İslam dünyasını ve aile mefhumunu bitirmeye çalıştılar. Geldiğimiz son noktadaysa aileyi içerden parçalamak, aile fertleri arasındaki ahlaki perdeyi kaldırmak ve ailevi meseleleri mahkemeye taşımak maksadıyla bir fitne oluşturduklarını düşünüyorum. Bunu da Avrupa'nın kokuşmuş ve başına bela olmuş kanunlarını bizim ülkemize ve toplumumuza yerleştirerek bu yasalar üzerinden aileyi bitirmeye çalışıyorlar." diye konuştu.

"Bizim dinimiz, örfümüz, adetlerimiz ve kültürümüz zaten aileyi korumak için yeterlidir"

İstanbul Sözleşmesi'nin birçok mağduriyetlere sebep olduğunu ifade eden Toprak, "Şu an maalesef birçok noktada problemler ve mağdurlar oluştu. Cezaevlerinde ve mahkeme salonlarında çok ciddi manada mağduriyetler söz konusudur. Bunlar maalesef mevcut yasalar üzerinden yapılıyor. Bizim kesinlikle bu fitneye düşmememiz lazımdır. Bizim dinimiz, örfümüz, adetlerimiz ve kültürümüz zaten aileyi korumak için yeterlidir. Başka kanun ve kurallara gerek yoktur. Özellikle bizim bölgemizde büyüklerimizden şunu gördük: Aile içerisinde problemler meydana geldiği zaman, aile büyüklerimiz araya girerek olayları suhulet içerisinde çözmüştür. Ailedeki sorunlardan dolayı babayı, anneyi ve çocuğu tutup mahkeme salonlarına taşımak; uzaklaştırma cezası vermek… Bunlar hiçbir şekilde bizim dinimize ve kültürümüze uygun değildir. Bir an önce İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesini ve oluşturduğu mağduriyetlerin çözülmesi gerekir." şeklinde konuştu.

"Kültürümüze ve dinimize uygun kuralların konulması aile açısından önemlidir"

Bazı çevrelerin çeşitli isimlerle aileyi koruma adı altında aileyi yok etmeye çalıştığına değinen Toprak, "Basından takip ettiğimiz kadarıyla 'Soros' ve benzer kuruluşlar, Türkiye'deki bazı STK ve bazı kurumları kullanarak bir yapı oluşturmaya çalıştırdıklarını görüyoruz. Kesinlikle art niyetli olduklarını düşünüyoruz. Kanunlarla aileyi korumak istiyorlarmış! Şiddete biz de karşıyız. Aile içerisinde asla kadına şiddet olmaması lazım. Bunun yolu; bir tarafı korumak diğer tarafı mağdur etmek şeklinde olmaması gerekir. Bu açıdan daha önceki kanunlar revize edilebilir belki. Bizim kültürümüze ve dinimize uygun bir şekilde kuralların konulması aile yapısının korunması açısından önemlidir." ifadelerini kullandı.

"Batı'nın kokuşmuş kanunlarına ihtiyacımız yoktur"

Bediüzzaman Hazretlerinin Risale-İ Nur'un birçok bölümünde aile konusunda değindiğini sözlerine ekleyen Toprak, "Kültürümüze de baktığımız zaman aynı şekilde bizim Batı'nın kokuşmuş kanunlarına ve yasalarına ihtiyacımız yoktur. Kültürümüzde de aynı şekilde var. Bunları koruyabilsek zaten aile mefhumunu korumuş oluruz. Avrupa da görüyoruz; eşcinsel evlilik bile kanun içerisine koyularak hak olarak verilmiş. Buna benzer birçok ahlaksızlıklar var. Bizim ülkemizde de bunu dayatmaya çalışıyorlar. Aile üzerinden aileyi kullanarak, kadına şiddet üzerinden bu tür ahlaksızlıklara zemin hazırlamaya çalışıyorlar. Buna destek veren kuruluşlar ve partiler vardır. Bizim bu tuzağa düşmememiz lazım. Bizim; gençlerimizi, çocuklarımızı ve ailemizi bu konuda korumamız gerekir." dedi.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.