Budist teröristler vahşet yaşatıyor

Budist teröristler vahşet yaşatıyor

Myanmar'da ABD ve Çin'in petrol ve doğalgaz çıkarması için cunta rejimin himayesinde hareket eden Budistlerden müteşekkil terör örgütleri, Müslümanları çocuk kadın demeden katlediyor.

HABER MRK - Myanmar, Burma ya da Birmanya; Güneydoğu Asya'da Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında Bangladeş, Çin, Hindistan, Laos ve Tayland arasında yer alan bir ülkedir. 51 milyon nüfusu bulunan Burma'nın (yeni adıyla Myanmar'ın) yüzde 15'ini Müslümanlar oluşturmaktadır. Geri kalan nüfusun büyük bir çoğunluğu Budist'tir. Müslümanlar, ülkenin Arakan adlı bölgesinde yaşamaktadırlar. Petrol ve doğalgaz açısından bölgenin en zengin topraklarına sahip Arakan'da 1430 yılında bir İslam devleti kuruldu. Bu devlet 350 yıl varlığını koruyabildi. Ancak bu dönemin sonunda Budistler Arakan'ı işgal ederek İslam devletini ortadan kaldırdılar. 1783 yılında Müslümanların siyasi iktidarı kaybetmelerinden hemen sonra Burmalı Budistler, Müslümanları ezmeye ve fiziksel olarak imha etmeye yönelik bir politika uyguladılar. Ve bu politika bugünlere kadar devam etti.

 

Katliamlar 20. yüzyılda başladı
20. yüzyılda Müslüman karşıtı kampanya hızlandı ve 1942'de 100 bin Müslüman katledildi. Bu katliamda yüz binlerce kişi sakat kaldı ya da topraklarından göç etmek zorunda bırakıldı. Myanmar, 1948 yılında İngiliz yönetiminin sona ermesiyle bağımsızlığını kazandı. 1962'de askeri darbeyle iktidara gelen komünist katil General Ne Win, devletin tüm imkânlarını Müslümanları yok etmek için seferber etti. Hazırlanan Burma Sosyalist Parti programında her türlü yol kullanılarak Müslümanların dinlerinden uzaklaştırılması hedefleniyordu.

 

Müslümanların insani tüm hakları yasaklandı
Müslümanlar tüm siyasi haklarından mahrum edildi. Ayrıca tüm İslami eğitim kurumları ve camiler kapatıldı. Hacca gitmek, kurban kesmek, toplu namaz kılmak ve diğer ibadetler yasaklandı. Göçlere rağmen Arakan bölgesinde Müslümanlar çoğunluğu oluşturmaktaydı. Katil General Ne Win rejimi keyfi tutuklamaları, işkence uygulamalarını arttırdı. Bu uygulamaların sonucunda bir milyondan fazla Müslüman Burma'yı terk etmek zorunda kaldı. Burma hükümeti, vahşetin gizli kalması için ülkeye gazeteci ve hatta turist bile kabul etmedi.

 

1962-1984 yılları arasında 25 bin Müslüman vahşice katledildi
İnsan hakları kuruluşlarının vermiş oldukları raporlara göre, 1962-1984 yılları arasında 25 bin Arakanlı Müslüman vahşice katledildi. Binlerce kadına tecavüz edildi ve Müslümanların tüm mal varlıklarına el konuldu. Devletin iletişim araçları, İslam dini hakkında yalan ve iftiralar yaymak için kullanıldı. 1978'de 200 bin Müslüman daha Bangladeş'e göçmek zorunda kaldı.
1988'de katil generalin istifasının ardından değişik askeri ve sivil hükümetler birbirini izledi, vahşet hiç azalmadı, aksine şiddetlenerek arttı. Ocak 1992'de 700 Müslüman Bangladeş sınırı yakınlarında boğularak katledildi. 1994'te binden fazla Müslüman yargısız infaz yöntemiyle katledildi. Bu katliamlardan sonra yine 200 bin kişi ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldı.

 

Ve günümüzde, bakın nasıl katlediyorlar
En son 2012 yılının Mayıs ayı sonunda başlayan terör ve şiddet olayları günümüze kadar devam etti. Bir ay içerisinde Müslümanları hedef alan saldırılar sırasında 828 bina tamamen tahrip edildi. 35 bina da kısmen tahrip oldu. 24 hektarlık alanın tamamı tahrip edildi. BM İnsani Yardım Ofisi'nin tahminine göre Meikhtila'da yaşanan olaylar nedeniyle 12 bin insanın yerlerinden olduğu tahmin ediliyor. Budist terör örgütleri Müslümanların yaşadıkları evleri gece yarısında ateşe veriyor. Müslümanlar canlı canlı yakılıyor. Şu anda Myanmar'da Rohingya asıllı Müslümanlar tamamen sindirilmiş vaziyette. Binlerce aile Budist katliamından kaçmak amacıyla evlerinden uzaklaşarak orman içlerinde yaşıyorlar. 3 Haziran'dan bu yana 20 bin Müslüman, Budist çeteler tarafından vahşice katledildi. Bu sayının bir kaç katı ise gayr-ı insani şartlar altında mülteci kamplarında yaşamak zorundalar. Son katliam dalgası ise Rohingya asıllı Müslümanların dışındaki Myanmarlı Müslümanlara yönelikti. Bu gelişme dehşetin boyutlarını daha da artırdığını göstermesi açısından dikkate değer bir durum. Ölen Müslümanların İslami usullerle toprağa gömülmesine bile müsaade edilmiyor. Budistler gibi, ölen kişilerin yakılmasını istiyorlar.

 

Rejimin bizzat desteklediği Budist terör örgütleri
Daha önceki şiddet ve katliamları "Lion Thein" (Thein'in Arslanları) isimli terör örgütü yapıyordu. Ancak geçtiğimiz mart ayının ortasında başlayan yeni dalgada şiddet olaylarını, yeni terör örgütü "969 Hareketi" üstlenmeye başladı. Bu örgütler devlet destekli terör örgütleridir. Özellikle dışarıdan, başka şehirlerden, hatta Tayland ve Çin gibi ülkelerden gelen Budist teröristler başkent Yangon'daki Müslümanların işyerlerini ve evlerini işaretleyerek akşam yağmalıyor ve yakıyorlar. Budist olan kişilerin ev ve iş yerlerinin kapısına '969' yazıyorlar. Akşam terör eylemleri yapacakları zaman işaretli olan yerlere bir şey yapmıyorlar. İşaretsiz olan yerler ise tamamen ortadan kaldırılıyor. Yakılan ev ve iş yerine hemen Budist çeteler el koyuyor ve o yer onların oluyor. Tüm bu olaylar olurken güvenlik güçleri ise hiç müdahale etmiyor. Ancak evi yakılan kişi karşılık verecek olursa o zaman güvenlik güçleri geliyor, Arakanlı Müslüman'ı tutukluyor. Kanunlara göre Müslümanların Budistlere itiraz etme hakkı bile yoktur. Budistler her ne derse desin onun isteğini yerine getirmeyen Arakanlı Müslümanlar ağır cezalara çarptırılıyor. Müslüman genç kızlar dışarıya, çocuklar ise organ mafyalarına satılıyor.

 

ABD ve Çin, doğalgaz ve petrol peşinde
Bu olayların perde arkasında ABD ve Çin'in çıkar çatışması yatmaktadır. Müslümanların bulunduğu 50 bin km2'lik alanda, yani Arakan/ Rakhine bölgesinde çok değerli doğalgaz ve petrol rezervleri bulundu. Bu rezervlerin bir trilyon 2 milyar metreküplük gaz ve 2 milyar 100 milyon varillik petrol içerdiği tespit edildi. ABD petrol ve doğalgazı kendi kontrolüne alarak Arakan topraklarından boru hattı ile geçirip Bangladeş'in Cox's Baazar limanından dünya piyasasına satmak istiyor. Çin ise güçsüz ve istikrarsız bir devlet olan Myanmar'ı elinden kaçırmak istemiyor. Enerjiye ihtiyacı olan Çin, bu madenleri kendine almak için Myanmar katil devlet başkanı Thein Shewin ile anlaşma yaptı. Yapılmakta olan doğalgaz ve petrol boru hattına da katilin adını verdiler. İsmi "Shwegaz Boru Hattı" konuldu. Bu boru hattının geçmiş olduğu tüm yerleşim bölgelerinde bulunan Müslümanlar katlediliyor veya topraklarından sürülüyor. Müslümanlar bu yerlere bir daha dönmemek üzere kamplara veya Bangladeş'e kaçmak zorunda kalıyor.

 

Petrol sonrası sırada değerli taş madenleri var
Geçen yılki olaylar Arakan eyaletinde patlak vermişti. Yüz bine yakın masum Müslüman vahşice katledildi ve bir o kadar da yerleşim birimi boşaltıldı. Sevkiyat limanının yapılacağı Kyaukpyu şehrinde tek bir Müslüman dahi bırakmadılar. Şimdi ise yine bu boru hattının geçtiği Mandalay eyaletinde olaylar patlak verdi. İlk önce Meikthila şehrinde başlayan olaylar Yamaethin ve Tatkon şehirlerinde devam etmektedir. Şimdi buralarda yaşayan Müslümanlar katlediliyor ve yurtlarından sürülüyor. Çin, Amerika'dan daha erken davranıp petrol ve doğalgazı gelecek Mayıs sonunda kendi ülkesine götürecek. Ancak ABD buradan çekilmez. Yine Müslümanların yaşadığı bu bölge üzerinde elmas ve yakut gibi değerli taş madenleri bulunmaktadır. Ne pahasına olursa olsun ABD bunlara sahip olmaya çalışacak. (Riyad Makayev - İLKHA)




 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum