Çiftçiye daha fazla destek verilmeli

Çiftçiye daha fazla destek verilmeli

​Çiftçilerin girdilerinin çok pahalı olmasından dolayı para kazanamadıklarını belirten Gaziantep Şehitkamil Ziraat Odası Başkanı, çiftçiye destek verilmesi gerektiğini, çiftçiye ne kadar destek verilirse misliyle karşılığının alınacağını söyledi.

Güneydoğu bölgesinde 3 yıldan beri kuraklık ve iklim değişikliğinden dolayı buğday ekiminin azaldığını belirten Şehitkâmil Ziraat Odası Başkanı Cuma Yiğit, zor günler geçiren çiftçilerin özellikle buğdayda fiyatın beklediklerinin altında olmasını çiftçiyi mağdur ettiğini belirtti.

Çiftçilerin maliyetlerinin düşürülmesi durumunda üretimin daha da artacağına dikkat çeken Yiğit, bu yıl birçok üründe olduğu gibi buğdayda taban fiyatının açıklanmasının ardından buğdayda çiftçinin beklediği fiyatı alamadığını dile getirdi.

Güneydoğu bölgesinde 3 yıldan beri kuraklık ve iklim değişikliği olduğundan dolayı çiftçinin zarar ürün yetiştiremediğini belirten Yiğit, “Bizim bu bölgelerde genellikle fıstık üretimi yapılmaktadır. Şehitkâmil bölgemizde buğday ekimi çok azaldı. İnşallah bu durum düzelir diye bekliyoruz.” dedi.

Yeni Tarım Bakanından çiftçilerin beklentilerinin olduğunu ifade eden Yiğit, “Halkın içinde birisi olan Fakıbaba’nın Tarım Bakanı olmasına çok sevindik. İnşallah çiftçilerin içinde olduğu durum düzelir diye bekliyoruz. Buğdayda çiftçinin beklediği fiyat olmadı. Biz buğdayın pahalı olmasını istemiyoruz. Eğer çiftçilerin maliyetleri düşürülürse, girdiler çok pahalı olduğundan dolayı çiftçimiz para kazanamıyor. Bundan dolayı da biz buğday pahalı olsun diyoruz. Çiftçinin girdilerini biz ne kadar çok düşürürsek ve ucuza mal edersek çiftçide o zaman ürününün ucuz satılmasını talep edecektir.” ifadelerini kullandı.

“İthalattan çok ihracat etmeliyiz”

Türkiye’nin bir tarım ülkesi olduğunu, bundan dolayı da ithalata karşı olduklarını belirten Yiğit, şöyle konuştu:

“Biz ithalattan çok ihracat etmeliyiz. Destek versinler bizde üretelim. Çiftçilerin genel talepleri de bunlardır. Mazotta inşallah Başbakanımız bize söz verdi. Bir an önce mazotun eğer yüzde ellisi çiftçiye verilirse gübrede de eğer KDV düşürülürse çiftçi rahat edecektir. Tarım sulamalarında da kullanılan elektriğin bir kısmı düşürülürse biz buğdayı 700 liraya satsak da yine karımız olur. Bizim amacımız biz üretmeliyiz, ihracat yapmalıyız. İthalata karşıyız. İthalata karşıyız derken de ihtiyacımız vara elbette ihtiyacımızı almalıyız. Ama önemli olan bir tarım ülkesinde ithalattan daha çok ihracat yapmalıyız.”

“Üretici para kazanamıyor”

Üreticinin para kazanamadığını, çiftçinin girdilerinin düşürülmesi durumunda çok rahatlayacaklarını belirten Yiğit, “Üretici ile tüketici arasında çok az bir kesim para kazanıyor. Üretici para kazanamıyor. Tüketicide ürünü pahalıya tüketiyor. Onun için buna mutlaka bir düzenlemenin gelmesi lazım. Tarım Bakanımızın ilk açıklamasından çok memnun olduk. İsrafın çok olduğuna dikkat çekti. Burada haldan alınan sebzeyi iki katına satıyoruz. Bu sorun Türkiye’nin genelinde var. Özellikle aracılar üreticiye para kazandırmıyorlar. Aracı para kazanıyor. Tüketicide çok pahalıya ürün tüketiyor. Eğer buna mutlak bir çözüm gelirse çiftçinin girdileri düşülürse çok rahatlarız.” şeklinde konuştu.

Açıklanan buğday taban fiyatının çiftçiyi mağdur ettiğini belirten Yiğit, bu mağduriyetin giderilmesi için girdilerin ucuz olması gerektiğine değindi.

Yiğit, “Biz bir Tarım ülkesiyiz. Bizdeki iklim ve toprak hiçbir ülkede yoktur. Bizim ithalata bu kadar çok yönelmemiz de yanlıştır. İthalat bu seviyede olunca bizler üretemiyoruz. Biz ülke olarak üretmeliyiz. Buğdayda hasat zamanı taban fiyatı açıklanmadı. Çiftçimizin bir kısmı ürününü bin liradan tüccarlara sattı. ‘Biz buğday taban fiyatı neden açıklanmadı?’ diye sorduğumuzda çiftçinin ürününü tüccara daha iyi fiyatlarda sattığını dile getirdiler. Gerçekten de öyle oldu. Taban fiyat açıklandıktan sonra buğday fiyatları düştü. Tabi tüccarda bu durumdan sonra belirlenen fiyatın üstünden ürün almaz. Çiftçilerde ihtiyacı olduğu için satarak kendi ihtiyacını karşılamalıdır. Çiftçilerimiz mağdur oldu. Bu mağduriyetin giderilmesi için girdilerin ucuz olması lazım.” diye konuştu.

Bu sene Antep fıstığında “yok yılı” olduğu için fıstığın çok az olduğuna da dikkat çeken Yiğit, “Bu sene fıstık çok az. Sadece Gaziantep’te değil Urfa ve Adıyaman ve diğer bölgelerde de durum aynıdır. Bu yıl yeteri kadar fıstığımız yok. İç piyasaya yeterince belki olur. Çiftçiler fiyattan çok memnunlar. Şu anda baklavalık fıstık hasadı başladı. 12-13 TL’ye satılmaktadır.” bilgisini verdi.

Fıstığında belli bir taban fiyatının olması gerektiğini belirten Yiğit, geçen yıl çiftçinin elinden 15 TL’den alınan fıstığın şu anda 28 TL’den satıldığını ve bu durumda da yine çiftçinin zarar ettiğine değinerek sözlerine şöyle devam etti:

“Biz çiftçiler olarak fıstıkta da şunu bekliyoruz. Fıstığında belli bir taban fiyatının olması lazım. Geçen yıl çiftçinin elinden fıstığı 15 TL’ye aldılar. Şuanda fıstık 28 liradan satılıyor. İşlediği zamanda 40-50 TL oluyor. Biz çiftçiler olarak bunu istemiyoruz. Biz bu duruma karşıyız. Çiftçiden parası olan alsın para kazansın. Ama üreticiden çok kazanırsa bu elbette ki üreticiye sıkıntı veriyor. Onun gıda ürünlerinin tamamı için yetkililerden bir yasa çıkmasını bekliyoruz. Mutlaka kontrol altında olması gerekir. Çiftçi de ne kazandığını bilir. Üreticide kaça aldığını bilsin. Türkiye’de ve kendi ilimizde de Antep fıstığını tüketemeyenler çoktur. 50 TL’den aşağı fıstık yok. Üretici ise bunu 15 TL’den satıyor.”dedi.

Yiğit son olarak, bu sene zeytinde yüksek bir rekolte beklediklerini, ancak iklim şartlarından dolayı da rekoltenin düştüğünü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Zeytin Gaziantep’te önceleri sadece bir Nizip ve Kilis’te olurdu. Şu anda ilçelerimizin hepsinde zeytin var. 2006 yılında Tarım Bakanlığının verdiği teşvikle zeytin alanlarımız bayağı bir gelişti. Geçen sene zeytin çok azdı. Bu sene de çok rekolte beklerken iklim şartlarından dolayı rekolte biraz düştü. Çiçek zamanı yağışların olması ve havaların sert olmasından dolayı zeytinde bayağı düşüş oldu. Ama buna rağmen zeytinimiz yine de var. bu bölgenin yağı ile diğer bölgelerin yağı bile çok farklı.”

İLKHA






 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.