Çizgi filmlerin çocuklar üzerindeki etkisi nedir?

Çizgi filmlerin çocuklar üzerindeki etkisi nedir?

İslami çizgi filmlerin çocuklar üzerindeki yeri ve önemi hakkında bilgi veren ÖĞ-DER Genel Başkanı Hamdi Sürücü, çizgi filmler çocuklar üzerinde ciddi bir yönlendirme etkisine sahip olduğunu söyledi.

Özellikle teknolojinin gelişmesiyle televizyonu olmayan evlerde bile en az bir bilgisayar veya birkaç akıllı telefon bulunması sebebiyle neredeyse çizgi film izlenmeyen ev yok. Çocukların izlediği çizgi filmlerde ebeveynlerin nelere dikkat etmesi ve yapımcıların neler yapmasıyla ilgili Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Genel Başkanı Hamdi Sürücü, İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

İslami çizgi filmlerin çocuklar üzerindeki yeri ve önemi hakkında konuşan Eğitimci Hamdi Sürücü, “Çizgi filmler çocuklar üzerinde ciddi bir yönlendirme etkisine sahiptir. Hele ki bugünkü geldiğimiz süreçte hem Türkiye'de hem dünyada insanların en büyük sıkıntılarından birisi de teknolojik bağımlılık. Geçmişte bağımlılık dendiği zaman insanın aklına sigara, içki ve uyuşturucu gelirdi. Ama son zamanlarda insanların artık teknoloji bağımlılığına da yakalanmaya başladılar. Hatta pandemi den önce Türkiye'de üniversitelerde artık teknolojik bağımlılıkla ilgili bölümler, poliklinikler açılmaya başlanmıştır. Klinikler açılmaya başlanmıştır. Bu nereden başlıyor? Bu çocukluktan itibaren insanı etkileyen bir uygulama. Son 40 yılda çocukları bir yere kanalize etmek, yönlendirmek için çizgi filmler çok kullanılıyor. Bunlar hayatın içine girmiş durumda. Çocuklarının hayatını etkileyen bir yapıda. O zaman biz Türkiye'de Müslüman toplum olarak çocuklarımızı batıdan ithal edilen, batıdan gelen, batının kendi kültürüne göre, kendi inancına göre düzenlemiş olduğu ya da hazırlamış olduğu çizgi filmlere kurban etmek yerine kendimizin bunu üretmemiz, kendi inancımıza, kültürümüze, kendi tarihimize uygun bir şekilde çocukları bilgilendirmek için onların boş zamanlarını doldurmak için bizim kendimize ait üretimi yapmamız gerekir. Bunu yapar yaparken de bu yüzde 100 kurtuluş mudur? Hayır. Şuna da dikkat etmek gerekir. Bugün çocukların içine düştüğü bu teknolojik bağımlılığa yakalanma sayısını da dikkate almamız gerekir.” dedi.

“Çizgi film izleyen çocuklar teknolojik bağımlılık içine girmemeleri için tedbirli kullanmak gerekir”

Çocukları olumsuz yönde etkileyen çizgi filmler hakkında ebeveynlere tavsiyelerde bulunan Sürücü, şunları aktardı:

“Kültürel olarak batının etkisinden kurtarmaya çalışırken, batılı bakış açısından batının kültüründen çocuklarımızı kurtarmaya çalışırken, öbür tarafta teknolojik bağımlılık içine girmemeleri için de bunu tedbirli kullanmak gerekir. Bu kolay mı? Çok zor değil. Kolay demek bugünkü şartlarda mümkün değil. Çünkü çocukların halini görüyoruz ama çok zor da değil. Bu uygulanmayacak bir konu değil. Kendi çocuklarımızı yetiştirecek şekilde çizgi filmler üretmemiz gerekir. Hatta dizi filmler üretmemiz gerekir. Çünkü bugün sadece çizgi filmler değil, bizim başımıza dert olan diziler de böyle. Bunların hepsi mi? Bize ait olanını üretmemiz gerek. Bizim inancımızı, kültürümüzü, ahlakımızı önemseyen çizgi filmler ve diziler üretmek gerekiyor. Ama bunu da topluma sunarken toplumu ekranın karşısına bağlayacak, bağımlı hale getirecek uygulamalardan kaçınacak tedbir alınması lazım. Bu tedbir alınmadığı sürece ne olursa olsun çocuklarımız teknolojik bağımlılıkla karşı karşıya kalacaktır. Bu bugünün en önemli sorunlarından birisidir. Umarım bundan sonraki süreçte buna kafa yoran insanlar, teknolojiyle uğraşan teknolojik bağımlılıktan insanları kurtaracak çareyi bulurlar inşallah.”

“Bir çocuk ekran başında kalması gerektiği süreyi kopuksuz olarak geçiriyorsa bu zararlıdır”

İzleyeceği film veya program faydalı bile olsa bir çocuk ekran başında günde ne kadar kalması gerektiğiyle ilgili de Sürücü, “Çocuk ekran başında şu kadar saat, bu kadar saat dediğimiz zaman onu tutturmak toplumda o kadar kolay bir iş değil. Ama bu işle uğraşan insanlar teknoloji ve psikolojiyle uğraşan, çocuklarının geleceği ile ilgili çalışma yapan insanların söyledi. Çocukların günde ortalama yarım saat, en fazla bir saat ekranı karşısında kalması gerekiyor. Ama bu bir saat hemen başlayıp da birden 60'ıncı dakikaya kadar olmaması gerekiyor. Çocuğun hayatın içerisinde bölüm bölüm onu kullanması ama bir çocuk bu hangi yaşta olursa olsun bir saatini, 2 saatini hatta 3 saatini ekranın karşısında kopuksuz olarak geçiriyorsa bu zararlıdır. Bu çocuğun geleceğini etkileyen bir durumdur. Bu çocuklar bu durumda kurtarmak gerekir.” ifadelerini kullandı.

“Ebeveynler seyredilmemesi gereken programları mutlaka engellemeye çalışmaları gerekir”

Son olarak Sürücü, “Ebeveynlere söyleyeceğimiz şey şu; çocuklarını eline kumandayı verip veya tableti, cep telefonu verip de serbest bırakmak yerine seyredilmemesi gereken programları mutlaka engellemeye çalışmaları gerekir. Bunu da eğer televizyondan değil de internet üzerinde yapılıyorsa, internet üzerinde anne babanın çocuklarının seyredeceği programları seçebilmelerini imkan veren uygulamalar var. Bunlar mutlaka cep telefonlarına, tabletlere, bilgisayarlara indirilip çocukların yanlış yollara gitmemeleri için onları kontrol altında tutmaya çalışmaya gayret etmeleri lazım. Ama televizyon karşısında da çocuklarınız seyretmemesi gereken filmleri, mutlaka kanalı değiştirmesi gerekir. Ama burada anne babaya özellikle iş düşüyor. Anne babanın kendi çocuğunu yetiştirirken kendisine ait yetiştirme azminin olması gerekir. Çocuk bana sorun çıkarmasın, gürültü yapmasın. Televizyon karşısında sessiz sakin otursun düşüncesinden, anne babanın kurtulup çocuğunu geleceğine sahip çıkacak, genç olarak geleceğine sahip çıkacak fert olarak yetiştirmesi gerektiğini unutmaması gerekir. Bunu unuttuğumuz an her şey kayboluyor.” diye konuştu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.