Elazığ İl Müftüsü Aydın: "Muharrem ayı mukaddes ve mübarek bir aydır"

Elazığ İl Müftüsü Aydın: "Muharrem ayı mukaddes ve mübarek bir aydır"

Muharrem ayı ve Aşura'nın önemine dikkat çeken Elâzığ İl Müftüsü Selami Aydın, Müslümanları geçmişten ders çıkararak uyanık olması gerektiğinin altını çizdi

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesselem) Muharrem ayı ile ilgili günümüze kadar ulaşan hadisleriyle Muharrem ayının önemini anlatan Aydın, tarihsel süreçte bu ayda yaşananları dile getirdi.

Yeni Hicri yılın ümmete hayırlar getirmesi temennisinde bulunan Aydın, "Bugün Hicri 1442 yılındayız. Bu senemizin hayırlı olmasını, insanlığa hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. Malumunuz şu anda kullanılan iki takvim var, birisi güneşin hareketlerinin takip edilmesiyle yapılan takvim, bir diğeri ise, ayın hareketlerine göre yapılan takvim. Her iki takvim arasında 10 günlük fark bulunmaktadır. Dolayısıyla biz ibadetlerimizi Hicri yani ayın hareketlerine göre yapıyoruz. Bugün Muharrem ayının dokuzuncu günündeyiz. Bu günler bizim için mübarek ve mukaddes günlerdir. Biz inananların mukaddes zaman ve mekânlarımız var. Bir zamanın ve mekânın mukaddes olması o zaman ve mekân diliminde meydana gelen olayla ilgilidir. Mesela Kâbe bizim için kutsal mekândır. Hac ve umre ibadetimizi orada yaparız." dedi.

"Bu aylara hürmet edilir"

Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarının, haram aylar olduğunu belirten Aydın, aylar ile ilgili Kur'an-ı Kerim'de verilen bilgiler ışığında haram aylarının neden haram sayıldığı ile ilgili bilgiler paylaştı.

Aydın, şunları söyledi:

Muharrem ayı, haram kılınmış bir aydır. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak, şöyle buyurmaktadır. 'Allah’ın indinde ayların sayısı 12’dir.' Yani gökyüzünün ve yerlerin yaratılışından bu günümüze kadar Allah’ın kitabında ayların sayısı 12’dir. Bunlardan 4 tanesi haram aylardır. Bu aylar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır. Kur’an-ı Kerim'de bu konuyla ilgili işaretler var. Hadislerde de yer almaktadır. Haram aylar neden haram kılınmış? Yani Allah’ın diğer haramlar için hüküm kıldığı cari olanlar neyse buda aynıdır. Bunun birçok hikmeti vardır. Bizim bildiğimiz veya bilmediğimiz. Mesela hac geleneği İbrahim Aleyhisselam’dan beri devam etmektedir. Cenab-ı Hak, hac aylarında Müslümanların beldeye daha rahat gelmesini ve hac ibadetini daha rahat yapabilmelerini ve zulme uğramalarını önlemek için haram kılmış olabilir. En iyisini Allah bilir. Evvelden beri bu aylara hürmet edilir ve savaş yapılmaz. Bu aylarda kavga edilmez. Rivayetlerde denir ki 'bir insan bu aylarda babasının katiline dahi rastlasa elini kaldırmaz ve o adama hiçbir şey söylemez.' Bu aylara o kadar hürmet edilir. Yani bu ay hürmet edilen saygı duyulan ay anlamına geliyor.

"Müslümanlar hicreti kendilerine başlangıç tarihi olarak koydular"  

Peygamber Efendimizin, Mekke’den Medine’ye hicretini hicri takvimin başlangıcı olarak kabul edildiğini dile getiren Aydın, hicretin önemine vurgu yaptı.

Aydın, "Peygamber Efendimizin vefatından 16 ay kadar sonra Hazreti Ömer'in hilafeti zamanında Müslümanlar bir araya gelip istişare ettiler. Bazı büyük olayları tescillemek ve yazmak istiyorlar ama başlangıcı ne olacak diye kendi aralarında istişare ediyorlar. Sahabeler kendi aralarında istişare ettikten sonra Peygamber Aleyhisselamın Mekke’den Medine’ye hicretini Hicri Takvimin başlangıcı olarak kabul ediyorlar. Tabi hicret çok önemli bir konu. Müslümanlar bulundukları yerlerde dinlerini yaşayamıyorlar. Dinlerini yaşamaları şöyle dursun hayatları tehlikede sırf Allah’a inandıkları için hakarete, zulme, haksızlığa uğruyor ve ibadetlerini yapamıyorlar. Kurulu bir köle, yani haksızlık düzeni var, putlara tapma ve her türlü fuhşiyat, kötülük var. O düzen Efendimizin davetinden ve inananların o dine girmesinden rahatsız. Dolayısıyla Müslümanlar böyle bir ortamdan Mekke’den Medine’ye hicret ediyorlar. Bundan dolayı Rasulullah Efendimiz doğduğu toprakları o mübarek beldeyi ve Kâbe’yi hiçbir zaman terk etmek istemiyordu. Ama kavmi O’nu oradan çıkmaya zorladı. Dolayısıyla Müslümanlar bu hicreti kendilerine başlangıç tarihi olarak koydular." dedi.

"Ramazan ayında sonra tutulan en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur"

Peygamber Efendimizin, "Ramazan ayında sonra tutulan en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur." hadisini hatırlatan Aydın, şunları aktardı:

Şimdi dinimiz açısından Muharrem ayının önemi nedir diyecek olursanız? Peygamber Efendimiz Mekke’den Medine’ye Hicret ettikten sonra Medine’de üç Yahudi kabilesi vardı. Peygamberimiz hicret ettiğinde onlar oradaydılar. Yahudiler, Muharrem ayının 10’unda oruç tutuyorlardı. Peygamber Efendimiz Yahudilere sordu, 'bu tuttuğunuz oruç nedir?' Yahudiler, 'bugünün kendileri için çok kutsal olduğunu söylediler. Bugün Hazreti Musa Yahudileri firavunun zulmünden kurtardı. Bizler buna inandığımız için bugün oruç tutarız.' Peygamber Efendimiz onlara hitaben, 'Biz Hazreti Musa’ya sizden daha layığız.' dedi. Rasulullah efendimiz o gün oruç tuttu ve tutmaları için tavsiyede bulundu. Tabi Rasulullah Efendimiz bu orucu tuttuğunda daha Ramazan ayı orucu farz kılınmadan evvel sahabe efendilerimiz geldiler 'Ya Rasulullah! biz bir gün oruç tutuyoruz, bizler Yahudilere benzemiyor muyuz?'  Rasulullah Efendimiz, 'Biz Muharrem ayının sadece 10’uncu gününde değil, 9’u veya 11’inde de oruç tutarız.' dedi. Böyle dedi ama Rasulullah Efendimizin ömrü kâfi gelmedi. Bununla ilgili Rasululluah Efendimiz, 'Ramazan ayında sonra tutulan en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur.' buyuruyor.

"Muharrem ayının onuncu günü Hazreti Hüseyin Efendimizin Kerbela’da şehid edildiği gün"

Muharrem ayında ve öncesinde yaşanan ve Müslümanlar tarafından hüzünle anılan olayların oluğunu belirten Aydın, Muharrem ayında hüzünlü bir Kerbela'nın yaşandığını vurguladı.

Aydın, "Muharrem ayının 10'ncu günü, Hazreti Hüseyin Efendimizin Kerbela’da şehid edildiği gün. Hazreti Hüseyin Efendimizle birlikte 70 tane mümininde kendisiyle birlikte şehid edilmesidir. Bizleri çok derinden etkileyen bir hadisedir. Hicretten 60-61 yıl sonra Emeviler zamanında Emevilerin ikinci hükümdarı Yezid zamanında böyle menfur bir olay meydana geliyor ve Hazreti Hüseyin Efendimiz Kerbela’da şehid ediliyor. Bu olay bizleri derinden üzüyor ve üzülüyoruz. Bu olaylardan ders çıkarmamız lazım. Bununla beraber tarihte yaşanmış önemli olaylarda vardır. Hazreti Osman Efendimizin de Kur’an okurken, eşi annemiz Naile hanımın gözleri önünde şehid edildi. Kanı Kur'an’ın üzerine aktı. Hazreti Ömer Efendimiz mihrapta şehid edildi. Yine Hazreti Ali Efendimiz sabah namazına giderken, harici bir gurup tarafından şehid edildi. Bugünde Müslümanlar arasında bazı olaylar yaşanmıyor değil. Can mukaddestir, mübarektir. Kim Allah’ın vermiş olduğu canı haksız yere öldürürse cehennemde yeri hazırdır. Allah’ın laneti onun üzerinedir. Rasulullah, 'Fitne uykudadır kim onu uyandırırsa Allah’ın laneti onun üzerinedir.' buyuruyor." dedi.

İLKHA

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler