Ergani'de “Manevi Değerleriyle Diyarbakır” konferansı

Ergani'de “Manevi Değerleriyle Diyarbakır” konferansı

Diyarbakır'ın Ergani İlçe Müftülüğü tarafından, “Manevi Değerleriyle Diyarbakır” konulu konferans düzenlendi.

Ergani Müftülüğü tarafından düzenlenen “Manevi Değerleriyle Diyarbakır” konferansında, Diyarbakır’ın Hicri birinci yüzyıldan itibaren İslam’ın önemli merkezlerinden biri olduğu belirtilerek, sahabeler şehri Diyarbakır’a sahip çıkılması gerektiği vurgulandı.

Diyarbakır Müftüsü Burhan İşliyen ve Araştırmacı-Yazar Abdulaziz Yatkın ile Diyarbakır'ı Tanıtma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Abdulkadir Arslanoğlu’nun birer konuşma yaptığı etkinliğe Ergani Kaymakamı Mesut Çoban, Ergani Müftüsü Abdulrakip Arslan, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Atabey, Memur Sen Şube Başkanı Cihan Selçuk, siyasi parti ve STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Mahsum Öcal Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan konferansta bir konuşma yapan Ergani Kaymakamı Mesut Çoban, Diyarbakır’da bugüne kadar yetişmiş ve burayı imar etmek için emek veren kişilerin anısına sahip çıkılması gerektiğini söyledi.

“Her karışında bir sahabenin bulunduğu Diyarbakır’a sahip çıkmamız gerekiyor”

Etkinlikte bir konuşma yapan Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, her karışında bir sahabenin bulunduğu Diyarbakır’a sahip çıkılması gerektiğini belirtti.

Diyarbakır’da surların yanı başındaki hamamların dikkatini çektiğini belirten İşliyen şöyle konuştu: “Diyarbakır’da hamamlar dikkatimi çekti. Bizi gezdiren arkadaşa sorduğumda bana şöyle dedi; Surların 4 kapısı var. Bu kapıların girişinde de hamam var. Sahabe şehrine temiz olmayanlar, abdesti olmayanlar girmesin diye şehre gelenler önce hamama alınır, gusül alınır ve şehrin sokaklarına girmesine izin verilirmiş.”

Hicri birinci yüzyıldan beri İslam toprağı olan Diyarbakır’ın Müslümanlar tarafından yeterince bilinmediğini belirten Müftü İşliyen, bu topraklar üzerinde pek çok çevrenin hesabı olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Biz yeterince farkında değiliz. Hangi şehirde olduğumuzun farkında mıyız hakikaten? 639 yılında Hz. Ömer’in halifeliğinin 5. yılında, komutanı İyaz bin Ğanem olan ve içerisinde yüzlerce sahabeden müteşekkil bir ordu tarafından kapıları açılan bir şehirdeyiz. O günden bugüne gayrimüslim ayağı değmemiş bu topraklara. Sanki bir harem toprağı gibi Allah (cc) lütfetmiş Müslümanların idaresine. Bu bize bir sürur veriyor, aynı zamanda da ağır bir emanet veriyor. Çünkü bu şehrin sokakları üzerinde o kadar çok hesabı olan var ki? Geçen yıl müftülüğümüzü ziyaret eden 2 Avrupalı ile konuştum. Onlara dedim ki; Biz Diyarbakır’da yaşayan insanlar, sizin bu bölgeye çok ilgi gösterdiğinizi, aşırı hassasiyet gösterdiğinizi düşünüyoruz. Başkaları da ilgileniyor. Her karışında bir sahabenin bulunduğu, her mahallesinde bir âlimin olduğu bu topraklara bizim daha çok hesabımızın olması lazımdır."

“Diyarbakır’ın dağı taşı sahabe mezarlarıyla kaplıdır”

Konferansta daha sonra bir konuşma yapan Araştırmacı-Yazar Abdulaziz Yatkın, tarihi kaynaklarda yer alan sayıdan çok daha fazla sahabenin Diyarbakır’da medfun olabileceğini belirterek, “Diyarbakır’ın fethinden sonra sahabe ve tabiînlerin, ailelerini getirmesiyle Diyarbakır’da sahabe ve tabiîn sayısı artmıştır. Diyarbakır’da gerek şehit olarak, gerekse eceliyle vefat eden çok sayıda sahabe olduğu görüşündeyiz. Abdestsiz gezilmeyen kent olarak bilinen Diyarbakır, dağı taşı sahabe mezarlarıyla kaplıdır. Diyarbakır’la ilgili söz söylendiğinde buna dikkat edilmesi lazımdır. Bazı âlimler diyorlar ki sahabelerden sonra gelenler de sahabe hükmümdedir. Çünkü bu topraklarda Hz. Zülküf (as), Hz. Elyasa (as) ve Hz. İlyas'ın (as) kabri ve makamı olan bir yerdir.” ifadelerini kullandı.

“Diyarbakır’ın manevi değerlerinin muadili yoktur”

Konferansta söz alan Diyarbakır'ı Tanıtma ve Kalkındırma Derneği Başkanı Arslanoğlu da Diyarbakır’da yaşamış âlim, yazar, bilim adamı ve önemli şahsiyetler hakkında bilgi verdi.

Diyarbakır’ın manevi değerleriyle öne çıkması gerektiğini belirten Arslanoğlu, “Diyarbakır’ın terörle, kaosla, anarşiyle, patlayan bombalar ve uyuşturucuyla değil, bu manevi değerleri, özellikleri ve şahsiyetlerle anlatalım. Allah şahittir, Diyarbakır’ın bu özellikleri ve güzelliklerinin dünyanın hiçbir yerinde muadili yoktur. Şimdi biz Diyarbakır’ı bunlarla mı yoksa terörle mi anacağız?” şeklinde konuştu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler