Gelir vergisi kamu görevlilerinin maaşlarını yiyen tırtıla döndü

Gelir vergisi kamu görevlilerinin maaşlarını yiyen tırtıla döndü

Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz, gelir vergisinin kamu görevlilerinin maaşlarını yiyen tırtıla döndüğünü belirtti.

Eğitim Bir-Sen Adıyaman Şubesi İl Divan Kurulu toplandı. Toplantıda sendikal faaliyetlerin yanı sıra Adıyaman’ın eğitim sorunları ve çözüm önerileri tartışıldı

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz, gelir vergisinin kamu görevlilerinin maaşlarını yiyen tırtıla dönüştüğünü belirterek, "Gelir vergisi noktasında ücretlilere yönelik kapsamlı bir yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor. Ücretlilerin diğer gelir gruplarına göre farklı matrahla ilişkilendirilmesi noktasında yüzde 27 ve yüzde 35’lik dilimlerde yapılan uygulamanın artık yüzde 15’lik dilimde esaslı bir şekilde gerçekleştirilmesi elzemdir." dedi.

"Finans ve sermaye kesimine destek veren anlayışın kamu görevlilerine gelir vergisi üzerinden omuz atması kabul edilemez." diyen Deniz "Gelir vergisi matrahlarındaki artışın geçmişten bugüne düşük yapılarak, kamu görevlilerinin hem daha erken aylarda yüksek orandan vergi ödemesi hem de yılsonu itibarıyla daha yüksek tutarda gelir vergisi kesintisi üzerinden yaşadığı maaş ve gelir kaybı rakamlarının yükselmesi iradi bir hedefse bu iradeden de hedeften de vazgeçilmeli, yok eğer sosyal maliyet hesaplama noktasında bir eksikliğin eseri ise biz bu eksikliğin giderilmesine her türlü katkıyı vermeye hazırız." ifadelerini kullandı.

"3600 Ek Gösterge vaadi bir an önce genişletilerek hayata geçirilmeli"

Kamu çalışanlarının yakından takip ettiği ek göstergenin 3600’e yükseltilmesinin kurulun en çok dile getirilen konularından olduğunu söyleyen Deniz, "3600 ek gösterge konusunda dört farklı meslek grubu için çalışmalar yürütülüyor. Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen olarak, 3600 ek gösterge konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği müjdeye ilaveten, bu konuda bir kapsam genişlemesinin elzem olduğunu defalarca deklare ettik. 3600 ek gösterge konusunda, sadece dört farklı meslek grubunu değil, tüm kamu görevlilerini içine alacak, kapsayıcı, eşitleyici ve adaletli bir 3600 ek gösterge çalışmasının ivedilikle yapılmasının gerekliliğini bir kez daha hatırlatmayı uygun görüyoruz. Devletin en yüksek makamından kamu görevlilerine verilen sözün bir an önce yerine getirilmesini temenni ediyoruz." dedi.

“Eğitim yöneticiliğinde kaosa kapı aralanmamalıdır “

Eğitim kurumlarına yönetici görevlendirmeleri hakkında açıklamalarda bulunan Deniz "2019 yılı Eğitim Kurumları Yönetici Görevlendirilmesine İlişkin Duyuru kapsamında, eğitim kurumları yönetici görevlendirme süreci ilan edilerek takvime bağlanmıştı. Ancak bu duyurunun üzerinden daha bir hafta bile geçmeden iptal edilmesi kaotik bir durum ortaya çıkarmıştır. İzaha muhtaç bu ani karar değişikliği, söylem değişse bile eylemlilik hâlinin değişmediği ve değişemeyeceği yönünde bir kaygıyı beraberinde getirmiştir. Bakanlık, böyle bir kararın nedenini kamuoyuyla paylaşmalı ve durdurulan yönetici görevlendirme sürecine ne zaman işlerlik kazandırılacağını netleştirmeli, eğitim çalışanlarının haklı beklentilerini karşılamalıdır. Eğitim yöneticiliğinde kaosa kapı aralanmamalıdır." şeklinde konuştu

40 yaş mağdurlarının açıktan atama ve kurumlar arası geçişleri için kadro talepleri olduğunu hatırlatan Deniz, öğretmenliğe ilk defa atanacaklarda 40 yaş şartının değiştirilmesi taleplerinin yerine gelmesi için çok çaba harcadıklarını ve 40 yaş şartının kaldırılmasını sağladıklarını belirterek, 40 yaş mağdurlarının açıktan atama ve kurumlar arası geçişleri için kadro talebini karşılayacak bir çözüm bulunması gerektiğini kaydetti.

"Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin kadro talepleri sosyal maliyet oluşmamışken karşılanmalıdır"

"Kamuda sözleşmeli personel ve özellikle eğitim sektöründe ücretli öğretmen ve benzeri isimler altında çalıştırılan personel, özlük hakları bakımından dezavantajlı duruma düşmüştür." şeklinde konuşan Deniz, şunları söyledi:

"Söz konusu durum aynı işi yapan ancak farklı haklara ve müktesebata sahip olan çalışanlar arasında iç barışı ve çalışma huzurunu zedelemektedir. Sözleşmeli ve ücretli öğretmen alımları sorunları çözmüyor, sürekli yeni sorunlar üretiyor. Hâlihazırda sözleşmeli veya ücretli olarak çalışmakta olan öğretmenlerimizin kadro talepleri henüz bir sosyal maliyet oluşmamışken karşılanmalıdır. 20 bin öğretmen alımına ek olarak yeni bir öğretmen alımının daha yapılması, hem atama bekleyen öğretmen adayları hem de eğitime ilişkin reformların kalıcı hâle gelmesi, derslerin boş geçmemesi açısından önemlidir. Ücretli-sözleşmeli gibi uygulamalardan vazgeçilmeli, öğretmenlik kariyer mesleği olmalıdır."

İLKHA

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.