1921 yılında, ülkenin birliği ve beraberliği için bedel ödemiş, acılar çekmiş halk tarafından yazılan anayasanın daha sonra iktidara gelmiş ve milletin değerlerine düşman olan kişiler tarafından değiştirildiğini hatırlatan Kocaağa, mevcut anayasada bulunan ve "değiştirilmesi teklif dahi edilemez" denilen ilk 3 maddenin kurucu anayasaya aykırı olduğunu ve bu maddelerin de değiştirilebileceğini söyledi.

Kocaağa, anayasayı yazan darbecilerin bir korumaya ihtiyaç duyduklarını, milletine ve toplumuna güvenmediklerini belirterek darbeyi de bu güvensizlikten dolayı yaptıklarını ifade etti.

"Anayasanın ilk 3 maddesi temelsizdir"

1923'ten itibaren çok sert bir istibdat düzeninin kurulduğunu ve mevcut anayasanın da bunun bir sonucu olduğuna dikkat çeken Kocaağa, şunları söyledi:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temellerine gittiğimizde, anayasanın ilk 3 maddesinin temelsiz olduğu ortaya çıkacaktır. Devletin temelleri 1920-21 yıllarında atıldı. Temelleri oluşturan ilk anayasa da 1921 Anayasası'dır. Onu bu devleti kuranlar hazırladı. Canlarını ve her şeylerini feda edenler bu anayasayı hazırladı. Bu anayasadan sonra 1927 yılında 'Türkiye'nin resmi dini İslam'dır.' maddesi anayasadan çıkarılıyor, 1937'de de laiklik hükmü getiriliyor. Devlet kuruluyor, üzerinden 7 yıl geçtikten sonra 'devletin dini İslam'dır" ibaresi kaldırılıyor. Devlet kuruluyor, her türlü bedel ödeniyor, kurulan devletin üzerine birileri çöküyor ve istediği şekli veriyor. Anayasanın temellerini bedeli ödeyen halk atmış ve bu temelin devam etmesi gerekiyor. Sonradan iktidara gelenlerin o temeli yıkmaya hakları yok."

"İlk 3 madde kurucu anayasaya aykırıdır"

Kurucu anayasaya aykırı olan ilk 3 maddenin geçersiz olduğunu dile getiren Kocaağa, "Kurucu anayasa belli. Devleti kuranların iradesi belli. O açıdan ne kadar da anayasanın ilk 3 maddesi değiştirilemez denilse de bu maddeler kurucu anayasaya aykırıdır. CHP 'kurucu irade biziz' diyor ama durum öyle değil. 1923'ten sonra gelip oturmuşlar. O mirası heder etmişler. O temeli yıkmışlar, kendi heva ve heveslerine uyan bir düzen kurmaya çalışmışlar. Bir zulüm ve istibdat düzeni kurmuşlar. Bunun bedelini de halk çok acı bir şekilde ödedi. Müslüman ve Kürt halkına yapılan zulümler ortada. Tertemiz kurulan temeli yıkıp ortadan kaldırdıkları için yeni kurulan bina da maalesef zulüm üzerine yapıldı. Bunun bedelini halk çok fena ödedi ve ödemeye devam ediyor." ifadelerini kullandı.

"Yeni anayasa konusunda halkta bir irade var"

Türkiye'nin yeni anayasaya ihtiyaç duyduğunu belirten Kocaağa, "Burada 2 yol izlenebilir. Birincisi anayasanın dördüncü maddesinin değiştirilemez hükmü ortadan kaldırılabilir. Çünkü bu anayasanın halkın iradesini yansıtmadığını herkes kabul ediyor. Yeni bir anayasa konusunda halkta bir irade var. Bunun da tabi zamanı gelince yapılması gerekiyor. Sadece bu maddeyi değiştirerek sağlıklı bir neticeye ulaşılamaz. Anayasanın baştan düzenlenmesi, yeni bir anayasaya geçilmesi gerekiyor. Topluma aykırı bütün maddelerin kaldırılması gerekiyor. Bunun için de toplumun o raddeye gelmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.