Diyanet-Sen Batman Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Molla Abdullatif Ayhan, boşanma oranlarındaki artışın manevi duyguların zayıflamasından kaynaklandığını belirtti.

Ayhan, Evlilik birliğinin korunmasını, boşanmanın yasaklanmasını öngören dini inanca sahip kişilerin daha az boşandığını belirtti.

Farklı din ve mezhepten olanların evlilikte dengesizlik ve boşanma sorunlarıyla daha fazla karşılaştığını belirten Ayhan, "Özellikle çocuklar olduktan sonra, onların yetiştirilme tarzı, konacak isime kadar problem oluşturabilmektedir." dedi.

Geç evliliğin de boşanma oranlarında artışa neden olduğunu savunan Ayhan, "Otuz yaşından sonra yapılan evlilikler de boşanma riskiyle karşı karşıyadır. O zamana dek yalnız yaşayan kişi, evlilikle gelen bağımlı yaşama birden bire uyum sağlayamayabilir. Yalnız yaşamın verdiği birtakım alışkanlıkların kemikleşmiş olması, evliliğin gerektirdiği ‘karşılıklı bağlı’ ilişkinin kurulmasını olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca ileriki yaşlarda evlenecek kişilerin, evlenecekleri kişi ve evlilik ilişkisine yönelik üst düzeyde beklentileri olabilir. Evlilikte bu beklentilerden ödün verilmezse boşanma riski artabilir." dedi.

"Dindarlar daha az boşanıyor"

İnanç zayıflığının aldatmaya yol açtığını, bunun da genelde boşanmayla sonuçlandığını vurgulayan Ayhan, "Evlilik sürecinde eşe sadık kalmama olarak adlandırılan aldatma, teknolojinin gelişmesiyle farklı boyutlara ulaşmıştır. Özellikle son yıllarda sanal ortam iletişimleri farklı problemleri beraberinde getirmiştir. Sanal ortamdaki iletişimler, evlilik ve eş bulma sitelerinin kontrolsüzlüğü bu durumu pekiştirmiştir. Televizyondaki yayınlanan program ve dizilerin de evlilik dışı ilişkiyi normalleştirmesi, sürecin toplum tarafından da kanıksanmasına yol açmış, bu durumlar toplumun tepkisizleşmesine yol açmıştır. Özellikle son yıllarda artan sanal ortam aldatmaları, eşe ihanetin bir başka şeklini ortaya çıkarmış oldu ve bu durum boşanmaları beraberinde getirdi." diye konuştu.

"Eşler birbirlerine güvenmeli"

Kıskançlığa da vurgu yapan Ayhan, aşırı kıskançlığın evlilikleri bitirebileceğine dikkat çekerek, "Evlilik karşılıklı güvene dayalı olarak ve eşlerin birbirine olan desteği olursa devam edebilir. Aşırı kıskançlık da eşe karşı bu güvenin yeterince olmadığının kanıtıdır ve eşler arası gereksiz çatışmalara ve bağların zayıflamasına yol açabilir. Kıskançlık kontrolden çıktığı ve diğer eşin hayatını çok zorlayacak boyutlara geldiğinde evliliğe zarar verebilmektedir." şeklinde konuştu.

"Boşanan ailelerin çocukları da boşanmaya meyilli"

Ayhan, şunları söyledi: "Yapılan aile araştırmalarına göre, boşanmış ebeveynlerin çocuklarının da boşanma eğiliminde olduğu gözlemlenmiştir. Ebeveynin kişilik özelliklerinin, sorunlarının ve uyum becerilerinin genetik yolla çocuklarına geçmesi, onların da evliliklerinde benzer sorun örüntüleriyle karşılaşmasına neden olabilir. Sağlıklı modellere şahit olamadan büyüyen çocuklar için kendi evliliklerinde yeni yapıya uyumları da ciddi bir farkındalık gerektirecektir. Sürekli kavga ve geçimsizlik ortasında büyüyen çocukların ruhsal dengesi de bozulmaktadır."

İLKHA