Karma eğitim mecburiyeti, yüzyılın yanlışıdır

Karma eğitim mecburiyeti, yüzyılın yanlışıdır

2014-2015 eğitim ve öğretimin ilk yarısını değerlendiren Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, karma eğitim mecburiyetinin yüzyılın pedagojik yanlışı olduğuna dikkat çektiler.

Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, sendika binasında düzenlediği basın açıklaması ile 2014-2015 eğitim-öğretim yılının birinci dönemini değerlendirdi. Bu eğitim-öğretim yılında öğretmen ihtiyacına binaen yaşanan mağduriyetlerle bazı eğitim kurumlarında öğretmen ve yöneticilere karşı uygulanan şiddet, öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değişikliği, yönetici görevlendirmelerinde yaşanan bazı olumsuzlukların dışında çok ciddi sorunların yaşanmadığını ifade eden Şeker; 19. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan bazı önemli kararların bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

 

Şeker açıklamasında, karma eğitim mecburiyetini de yüzyılın pedagojik yanlışı olarak nitelendirdi.

 

 

Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Şeker, sendika binasında üyelerin de katılımıyla düzenlediği basın toplantısında 2014-2015 eğitim-öğretim yılının birinci dönemini değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu.

 

 

“Memurlara kılık kıyafet dayatma uygulaması sona erdirilmelidir”

Açıklmasında kamu personelini ilgilendiren kılık kıyafet yönetmeliğinde de acilen değişiklikler yapılması gerektiğinin altını çizen Başkan Şeker daha sonra, “Ülkemizde yıllardır kamusal alan yalanıyla kadınlara ve kız öğrencilere yönelik uygulanan kılık ve kıyafet dayatmaları, Eğitim-Bir-Sen’in çeşitli eylem ve etkinliklerden sonra başlattığı, kamuoyu desteğini ortaya koyması bakımından bir ilk olan kampanya sonucunda toplanan 12 milyon 300 bin imza topladı. Hemen ardından ortaya koyduğu sivil itaatsizlik eylemi neticesinde de kamuda çalışan kadınlara yönelik ‘başı açık’ dayatmasına son verildi. Kadının kamu hizmetine katılımında önemli bir eşik aşıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ‘Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te de yapılan değişiklikle öğrencilere kılık kıyafet dayatmasının kaldırılması son derece önemli bir adım olmuş ve bir yasak daha tarihe karıştı. Ama kamu personelini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte de acilen değişiklikler yapılarak, sivil itaatsizlik gerekçelerimizden olan erkek kamu çalışanlarına da kılık ve kıyafet dayatmalarından vazgeçilmelidir” dedi.

 

 

 “15 bin atama değil 100 bin öğretmen ataması yapılmalıdır”

 Ara dönemde 15 bin öğretmen ataması azımsanacak bir rakam olmamakla birlikte, öğretmen ihtiyacı dikkate alındığında bunun yeterli olmayacağının da açık görüldüğünü ifade eden Şeker, “Eğitim sistemindeki reformları kalıcı kılacak olan, okullarda boş ders kalmaması ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin olmasıdır. Bunun için 15 bin yeni öğretmen atamasının 100 bine çıkarılması için imkânlar zorlanmalı ve öğretmen açığı nedeniyle yaşanan problemlerin önüne geçilmelidir” şeklinde açıklamada bulundu.

 

 

 “Şûra kararları hayata geçirilmelidir”

19. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan bazı önemli kararlar olduğunu ve bu kararların zaman kaybetmeden hayata geçirilmesi gerektiğini ifade eden Şeker açıklamasının devamında, “2010 yılında yapılan 18. Milli Eğitim Şûrası’nda sendikamızın teklifleri doğrultusunda yeni eğitim sistemine geçiş, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması, Kur’an-ı Kerim, Siyer ve Temel Dini Bilgiler derslerinin müfredata girmesi gibi önemli kararlar alınmış ve kısa sürede yapılan düzenlemelerle hayata geçirilmişti”  ifadelerini kullandı.

 

 

Şeker açıklamasını şöyle sürdürdü: “19. Milli Eğitim Şûrası’nda, ‘Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri’, ‘Öğretmen Niteliğinin Artırılması’, “Eğitim Yöneticilerinin niteliğinin artırılması’ ve ‘Okul Güvenliği’ konularında; alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersinin kaldırılması, İlkokul 1’inci, 2’inci ve 3’üncü sınıflara da din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konulması, ortaokulda hafızlık eğitimi alacak öğrenciler için ara verme süresinin 1 yıldan 2 yıla çıkarılması ve ara verilen sürelerde öğrencilere dışarıdan sınav hakkı verilmesi, değerler eğitimine öğretim programlarında etkin bir şekilde sarmallık anlayışla yer verilmesi, öğretmenlere 3 bin 600 ek gösterge verilmesi,

yıpranma payı, Osmanlı Türkçesi’nin Anadolu imam hatip liseleri ve sosyal bilimler liselerinde zorunlu, diğerler liselerde ise seçmeli ders olarak okutulması,  ortaokullarda 5’inci, 6’ıncı ve 7’inci sınıflarda birer saat rehberlik dersinin konulması gibi önemli kararlar alınmıştır. Şûrada alınan bu kararlar başta olmak üzere tüm kararlar hayata geçirilmelidir.”

 

 

“Müfredatta temel değişikliklere ihtiyaç var”

4+4+4 eğitim sisteminde başarının sağlanması için müfredatta toplumsal değerler dikkate alınarak değişikliğin şart olduğuna dikkat çeken Şeker, “4+4+4 eğitim sisteminde istenen sonuçların elde edilebilmesi, insanımızın sahip olduğu ahlaki ve toplumsal değerlerin, müfredatın yeniden belirlenmesi noktasında öncelikle göz önüne alınması. Zira değerler; düşünmede ve zihni muhakemede birer araç olarak kullanılmak, kişilerin dikkatini istenen, yararlı ve önemli görülen kültür nesneleri üzerinde odaklaştırmak, ideal düşünme ve davranma yollarını göstermek gibi fonksiyonları icra eder” ifadelerini kullandı.

 

 

Şeker açıklamasının devamında, “Öğrencilerimizin, özgüvene sahip, dürüst ve güvenilir, sorgulayıcı ve eleştirel düşünce yetenekleri gelişmiş, inisiyatif alabilen, rekabetçi, girişken ve iş birliğine açık, toplumun sorunlarına duyarlı, başkalarının görüş ve düşüncelerine değer veren, toplumsal değerlerinin farkına varan ve buna sahip çıkan, doğal varlıklara ve çevreye karşı duyarlı, toplumsal ve kültürel çeşitliliğe saygılı, en az iki dil yeterliliğine sahip insanlar olarak yetiştirilmesi yeni müfredatın temel felsefesi olmalıdır.” dedi.

 

 

 

“Karma eğitim mecburiyeti, yüzyılın pedagojik yanlışıdır” 

“Avrupa’da sorgulanan ve bilimsel araştırma sonuçlarıyla da yüzyılın pedagojik yanlışı olarak nitelendirilen karma eğitim ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Şeker, mecburiyetine son verilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: “1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda yer alan, “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ ibaresi değiştirilmeli, karma eğitim dayatması yerine, demokratik, veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir düzenleme yapılmalıdır.“

  

 

“Karne dolayısıyla öğrencilere hiçbir şekilde baskı yapılmamalıdır”

 

Basın açıklamasının sonunda yarıyıl karnelerini alan öğrencilere ve velilere tavsiyelerde bulunmayı unutmayan Numan Şeker, “Başarılı olmak için aylardır ter döken öğrenciler 15 günlük ara tatili iyi değerlendirmeli, hem dinlenmeli hem de eksik oldukları alanlarla ilgili çalışmalar yapmalı, en önemlisi de fırsat buldukça bol bol kitap okumalıdır. Karnelerin öğrencilerin şahsında aynı zamanda veliye de verildiği gerçeği unutulmalı ve karne dolayısıyla öğrencilere hiçbir şekilde baskı yapılmamalıdır” diyerek açıklamasını şu cümlelerle tamamladı: “Başta öğretmenler olmak üzere, bütün eğitim çalışanlarını emeklerinden dolayı tebrik ediyor, 2014-2015 eğitim-öğretim yılının ikinci dönemine sorunsuz başlamak için, mevcut sorunların acilen çözülmesi gerektiğinin altını bir kere daha çiziyoruz.” (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.