Karma eğitim öğrenci performansını olumsuz yönde etkiliyor

Karma eğitim öğrenci performansını olumsuz yönde etkiliyor

Avrupa’da yapılan araştırmalara göre karma eğitimin öğrencinin derslerindeki performansını olumsuz yönde etkilediğini belirten eğitimciler, tek cinsiyetli eğitim sistemlerinde başarı oranlarının daha yüksek olduğunu ifade ettiler.

İdeal Eğitim Vakfı tarafından yapılan karma eğitimin öğrenci psikolojisi ve başarısına etkilerine yönelik yapılan seminerde konuşan eğitimciler, Avrupa’da yapılan araştırmaları kaynak alarak tek cinsiyetli eğitim sistemlerindeki başarı oranlarının daha yüksek olduğunu belirttiler.

İDEV tarafından karma eğitimin konu alındığı programda Türkiye’deki eğitim sistemi ve Avrupa’da yapılan araştırmalar değerlendirilerek karma eğitim sisteminin getiri ve götürüleri ele alındı.

Eğitim sisteminin Türkiye’de 20 milyona yakın insanı ilgilendirdiğini belirten Eğitimci-Yazar Muhittin Ay, eğitimin tarihsel sürecini değerlendirdi.

 

Ay, "İlk dönem eğitim meselesi aile kurumunun içerisinde karşılanıyordu. Eğitim kurumları, daha sonra aileden bağımsız bir organizeye ihtiyaç duyularak kurumsallaşmaya gidildi. İlk dönemde kız ve erkekler ayrı bir şekilde eğitime tabi tutulduğunu görüyoruz. Bütün dünya da sanayi inkılabına kadar durum böyledir. Sol görüşlü aydın ve yazar-çizerler karma eğitimini Platon’a kadar dayatmaya çalışsalar da karma eğitimin temeli yoktur. 1800’lerde bu mesele yavaş yavaş konuşulmaya başlanmış." dedi.

Karma eğitim tartışmaların başlamasının nedenlerini açıklayan Ay, "Karma eğitim tartışmaların başlamasının iki nedeni var. Birinci nedeni dini sebeptir. İncillerin anlaşılmasını isteyen insanlar bir mezhep ortaya çıkıyor, bu protestanlıktır. Bunlar dinde de reform faaliyeti güdüyor, kız ve erkek çocuklarını aynı okullar da İncil eğitimini beraber almalarını istiyorlar. 2’nci neden ise ekonomik neden olan sanayi inkılabıdır. Burada kadının istihdamı ve ekonomik hayata katılmasının gerekliliği konuşuluyor. Ailede ve kurumlarda görülen eğitim bu şekildedir." ifadelerini kullandı.

Avrupa da 19’uncu yüzyıla kadar tek cinsiyetli eğitim uygulandığını hatırlatan Ay, "Avrupa ülkelerinin üniversitelerin de karma eğitim 1901 ile 1910 dönemidir. Lise ve ortaokullarda Protestan mezhebine mensup insanların uygulamaları dışında batı dünyasında 20’nci yüzyılda karma eğitim sınırlı bir şekildedir." şeklinde konuştu.

19’uncu yüzyılda dünyanın genelinde karma eğitim tartışmalarının sanayi inkılabından sonra tartışılmaya başlandığını belirten Ay, "Dünyanın geneline baktığımız vakit sanayi inkılabından sonra bu tartışılmaya başlanmış. İncil'in anlaşılması için Protestanlar kız ve erkek çocukların beraber okuma gayesi ile bu işe el atmışlar. Daha sonra işin içine ekonomik ve ideolojiler giriyor. 19’uncu yüz yılda dünyanın hali böyledir." dedi.

"Cumhuriyetin ilanı ile karma eğitim sistemine yoğun çaba sarf edildi"

Osmanlı dönemindeki eğitim sisteminde de karma eğitimin azınlıkta olduğunu ifade eden Ay, Cumhuriyetin ilanı ile beraber karma eğitim için yoğun bir mücadele verildiğine dikkat çekerek şunları söyledi:

Osmanlıda tanzimat fermanıyla beraber bir batılılaşma harekâtı görüyoruz. Eğitim kurumunun ıslahını kabul ediyorlar. Bu konuda Abdülhamit Han’ın çabaları var. Abdülhamit döneminde 50 öğrenciye ulaşılmadığı vakit karma eğitime izin verilmiş. 1908-1914 yılları arasında açılan resmi mekteplerde 2 bin 17 erkek, 286 kız ve 329’da karma okulun faaliyette olduğunu görüyoruz. Cumhuriyetin ilanıyla beraber karma eğitim için mücadele başlayarak 1927-1928’ de kademeli bir şekilde karma eğitime geçme çabaları var. 1930’lar da liselerde bunu yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. 1934-1935 yılları arasında toplam 19 karma eğitimli okul var. 1973 yılında milli eğitimin temel kanununun 12’nci maddesine karma eğitim ilkesi konulmasıyla beraber 1999’da bütün okullara yayılması için zorunlu hale getirilerek rejim meselesine dönüştürüldü.

Müslümanların eğitim ve pedagoji meselelerinde eksik kaldığına da değinen Ay, başarı oranlarıyla ilgili ciddi oranlar vererek karma eğitimde tek cinsiyetli eğitim sisteminin öğrenciye olan etkilerinden bahsetti.

Ay, "Yapılan araştırmada karma okullarda okuyan erkek çocukların başarı oranı yüzde 55’lerde iken tek cinsiyetli eğitimlerde yüzde 85’e kadar çıkmış. İngiltere’de yapılan sınavda tek cinsiyetli okullardaki öğrencilerin daha yüksek not aldıklarını ve bunun gerekçesinin erkeklerin olmadığı ortamlarda kızlar kendilerini daha rahat ifade etmelerinden kaynaklandığı belirtiliyor. Yine yapılan bir araştırmada 4 önemli problemle karşılaşıldığı ifade ediliyor. Bunlar; öğrenci motivasyonunda ciddi oranda düşüşün yaşanması, davranış problemleri, sınıf yönetimi ve disiplin alanında ciddi sıkıntılardır. Yine baktığımızda Norveç’te okullarda cinsiyet ayımı yapılarak 4 aylık yapılan bir deneme sürecinde öğrencilerin performansının arttığı görülmüştür." dedi.

"Karma eğitim uygulamasının çocuklara bir yararı yoktur"

Karma eğitiminin uygulanmasında çocukların akademik ve sosyal girişiminde yarar sağlamadığına değinen Eğitimci-Yazar Fesih Yasak, "Karma eğitim, Türk eğitim sistemine olağanüstü bir dönem de dâhil olması ideolojik ve politik dayatma meselesidir. Türkiye'de karma eğitim sistemine geçilmesi Milli Eğitim temel ilkeleri arasına yetişecek neslin, rejim sisteminin devamlılığı esas alınarak çağdaşlık ve laiklik kaygılarıyla yapılmıştır. Karma eğitim uygulamasının çocukların akademik ve sosyal girişim de yarar sağladığına dair net bir bulgu yoktur." şeklinde konuştu.

Yasak, "Eğitimcilerin, pedagogların cinsel içerikli, olumsuz öğrenci davranışları ile bu uygulama arasında bir takım ilişkilerin olduğuna dair kuşkular var. Türkiye'de ulus devlet kaygısıyla bu dayatma yapılmıştır. Burada devletin kendini tesis etme durumu vardır. Karma eğitim modeli; devletin kendini, sürdürme, var etme projesi veya aracıdır. Ulus devlet modelinde, kimi eğitimcilere göre, eğitim ve iktidar ayrılmaz 2 terim olarak tarif edilmiştir. Ulus devlet modeli niteliğindeki Türkiye Cumhuriyeti'nde de eğitimin devlet ideolojisinin gölgesinde olması şaşırtıcı değildir. Nitekim 28 Şubat döneminde Türkiye'de bütün okullarda karma eğitim yapılması konusunda bir dayatma yapıldı." ifadelerini kullandı.

"Eğitim felsefesini yapmadan sistemini oluşturan ülkeler, taklitçi olmaktan kurtulamazlar"

Eğitim sistemini oluşturmadan önce bir eğitim felsefesinin olması gerektiğini belirten Yasak, "Eğitimin bilimsel ve ideolojik olmak üzere iki boyutu var. Bilimsel boyutu; bir eğitim sistemi oluşturabilirsin ama eğitim sistemini oluşturmadan önce bir eğitim felsefenin olması lazım. Eğitim felsefesini yapmadan eğitim sistemini oluşturan ülkeler, taklitçi olmaktan kurtulamazlar. İdeolojik boyutu ise, Cumhuriyetin ilk yıllarında benimsenen laikleşme, batılılaşma ve Türkleşme üçlemesi temel alınarak eğitim sistemi oluşturulmaya çalışılmasıdır." şeklinde konuştu.

Türkiye’de her siyasal iktidarın eğitim sistemine müdahale ettiğini vurgulayan Yasak, "Siyasal iktidarın eğitim sistemini kendi bakış açısına göre şekillendirmeye çalıştırılıyor. Türkiye’de Türkler dışında başka ırklarda yaşamaktadır. Bunların kültürlerini, inançlarını dikkate alınarak eğitim sisteminin şekillenmesi şarttır. Her gelen hükümet yıllarca tek tipçi ve siyasi bir yapıya sahip olan Türk Eğitim Sistemi her geçen gün sorunlar ile mücadele etmek zorunda kalıyor." diye belirtti.

"İthal birtakım uzmanlar ile toplumu şekillendirmeye çalışmak mümkün değildir"

Dışarıdan müdahale eden uzmanlar tarafından şekillendirilmeye çalışılan eğitim sisteminin düzeltilmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Yasak, "Eğitim meselesi iktidarlar üstü bir mesele olması lazım. Anadolu'daki Müslüman halkın inancı ve kültürü doğrultusunda eğitim şekillendikten sonra gelen hükümet hangi görüşe sahip olursa olsun onu değiştirme gibi bir şansa sahip olmaması gerekir. 28 Şubat sürecinin bir sonucu olan karma eğitim ve kesintisiz eğitim, Türk eğitim sisteminin handikaplarından 2 tanesidir. Toplumun sosyal yapısının aksine seküler ve pozitivizmin yapıya sahip olan bu eğitim sistemi, toplumun dini düşünce ve geleneğinden uzaktır. Bu eğitim sistemi toplumun değerlerinden uzak yabancı kalarak Greko Latin anlayışına dayanmaktadır. İthal birtakım uzmanlar ile toplumu şekillendirmeye çalışmak mümkün değildir." ifadelerini kullandı.

Avrupa'da, Amerika'da, Avustralya'da bireylerin vatandaşların talepleri doğrultusunda ülkeler tekrardan tek cinsiyetli eğitim veren eğitim kurumlarını açılmasını sağlamak mecburiyetinde kaldıklarını hatırlatan eğitimci yazarlardan İsmail Turan ise, "Karma eğitimin ilk başladığı yer olan Amerika'da bugün tekrardan karma eğitimden bir kopuş söz konusudur. Amerika’da yüzlerce tek cinsiyetli eğitim yapan eğitim kurumları mevcuttur ve bu okulların akademik başarısının artması, mevcuttaki olan talebi artırmaktadır." dedi.

"Tek cinsiyetli eğitim öğrencilerin akademik başarılarını artırıyor"

Yapılan bilimsel araştırmalarda tek cinsiyetçi eğitim modelinde olumsuz davranışlarının azaldığını ve akademik başarıların yükseldiğine dikkat çeken Turan şunları söyledi: "Lise ve üniversitelerde yapılan araştırmalarda kız ve erkeklerin ayrı okullarda eğitim görmesiyle olumsuz davranışların azaldığı gözlemlenmiştir. Amerika’da kız okullarına giden öğrenci sayısı yüzde 2 iken, kongrede ve senatoda var olan kadınların yüzde 20’si sadece tek cinsiyetçi eğitim kurumlarda mezun olmuştur. Bu da o okulların başarılı oldukları, iyi bireyler yetiştirdikleri kanıtıdır. 2001 yılında Amerika’da ‘Hiçbir çocuk geride kalmasın’ adlı bir yasa çıkıyor. Bu yasayla beraber devlet nasıl karma eğitime destek verdiği gibi tek cinsiyetli eğitim veren okullara da destek veriyor. Bu yasa çıktığında tek cinsiyetli eğitim veren okul sayısı 4 iken bu yasadan sonra 2012 yılında bu sayı 506’ya çıkıyor. Tek cinsiyetli eğitim öğrencilerin akademik başarılarını düşürmüyor, artırıyor."

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler