"Kırmızı ette ithalatı durdurmayı hedefliyoruz"

"Kırmızı ette ithalatı durdurmayı hedefliyoruz"

​Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Daniş, kırmızı ette ithalatı sonlandırmayı ve artık ihraç eder hale getirmek istediklerini söyledi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Sektör Kurulu ile MÜSİAD Gaziantep Şubesi ev sahipliğinde "Hayvancılıkta Kalkınma" konulu "Türkiye İstişare Toplantısı" düzenlendi.

Toplantıya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Daniş katılarak bir konuşma yaptı.

Dünyada yaklaşık 800 milyon insanın açlık sınırında olduğunu, yine bundan daha fazla insanın temiz suya ulaşamadığını belirten Daniş, bunun yanında her yer yıl 1.3 milyar ton gıdanın da israf edildiğini aktardı.

24 milyon hektar tarım alanına sahip Türkiye'nin 14,6 milyon hektar da bir mera varlığı bulunduğunu belirten Daniş, meraların kullanımı konusunda ciddi sorunların olduğunu belirtti.

"Bakanlık olarak merayla ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz"

Daniş, "Aslında hayvancılığı konuştuğumuzda meraya da ayrı bir başlık açmak durumundayız. Çünkü meralar Türkiye’de sadece teknik ve tarımsal alanda da halledemediğimiz bir sorun. Bunun bir de sosyolojik boyutu var. Yani mera etrafında şu anda üreticimiz olmasa bile bu meraların kullanımı üzerinde halen ciddi sorunlarımızın olduğunu ve bunu aşmakta zorlandığımızı düşünebiliriz. Eğer bizler hayvancılığı konuşuyorsak belki artık birinci konu başlığımız mera olması lazım. Türkiye’de bakanlık olarak da biz bununla ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz. Şu anda mera bizde bir daire başkanlığı olarak yürütülüyor. Bakanımızın da bu yönde bir düşüncesi var. Artık merayı genel müdürlük olarak yönetebiliriz diye düşünüyoruz." dedi.

"16,3 milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştiriyoruz"

Türkiye’de 3 milyona yakın çiftçinin olduğu bilgisini veren Daniş, "Yaklaşık 120 milyon ton da bitkisel üretimimiz, 23 milyon ton hayvansal üretimimiz var. 160 milyarın üzerinde de tarımsal hasılamız var. Bu tarımsal hasılayla birlikte 16,3 milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda da bakıldığında Avrupa'da gayri safi hasıla bakımından birinci sıradayız. Dünyada da 7'nci, 8'inci, 9'uncu sıralarda yıllar itibarıyla yerimizi bulabiliyoruz." şeklinde konuştu.

Tarımda olmazsa olmaz sulama yatırımların da ekonomik olarak sulanabilecek bütün alanların artık sulanabiliyor olması gerektiğini ifade eden Daniş, "Bitkisele dayalı hayvancılığımızın gelişebilmesi için de olmazsa olmaz sorunlarımızın başında yine ilk sırada belki sulama yatırımlarımız geliyor. Şu ana kadar da biz 192 tane ovayı koruma altına aldık. Hiçbir şekilde artık buralarda bir yapılaşmaya da izin vermeyeceğiz. Tarım alanlarımızın artık daralmasına imkan tanımamak adına böyle bir adım attık. Bu ovalardan dokuz tanesi Gaziantep ilimizin sınırları içerisinde yer almaktadır. Yine topraklarımızın aynı zamanda korunabilmesi için nitrat kirliliği başta olmak üzere çalışmalarımız oldu ve 941 havzada da gübre kullanım kılavuzları hazırladık. Toprağımızın vasfını tahlillerini yaptık ve neredeki toprağımıza hangi gübreyi nasıl kullanabileceğimiz yönünde gübre kılavuzunu hazırladık." diye konuştu.

"3 yıl içerisinde kırmızı et ithalatını durdurmayı hedefliyoruz"

Türkiye’deki et tüketim oranlarına da değinen Daniş, "2002 yılındaki TÜİK verilerine göre de kişi başı kırmızı et üretimimiz 6 kilo. 2016 yılına geldiğinde bu rakamın biz 14-15 kilogramlara geldiğini ifade ediyoruz. Toplumumuzun gelir seviyesinin artmasıyla beraber protein ihtiyacının büyük bir kısmının, birazda geleneksel tüketim alışkanlığıyla kırmızı etten karşılama yoluna gidiliyor. Dolayısıyla kırmızı et tüketimimiz de artıyor. Burada belki bir dengesizliğimiz de malumunuz. Daha önceleri biz küçükbaş et tüketen ailelerin bireyleriydik, evimize daha çok kuzu eti giderdi ama bugüne bakıldığında artık bu rakamın neredeyse yüzde doksanlar seviyesinde büyükbaştan sağlandığını görüyoruz. Biz önümüzdeki 3 yıl içerisinde kırmızı ette en azından ithalatı durdurmayı hedefliyoruz." diye belirtti.

Damızlık hayvan üretiminin artması ve hayvan hastalıklarıyla etkin bir şekilde mücadele edilmesi ve hayvan hastalıklarıyla ilgili bir seferberlik başlatıldığını da sözlerine ekleyen Daniş, Türkiye'yi şap hastalığından arındırmak üzere ciddi çalışmalar yapıldığını söyledi.

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan da, göreve geldikleri ilk günden bu yana faizsiz finans sistemi üzerinde durduklarını, faizden uzak yatırımcı ve yöneticileri zora sokmayan yeni bir sisteme ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Gaziantep’in tarihiyle, kültürüyle ve ülkeye yaptığı katkılarla Türkiye’nin gözbebeği illerinden biri olduğunu söyleyen Kaan, Mezopotamya’nın bu kadim şehrinde olmaktan duyduğum memnuniyeti dile getirdi.

Türkiye’de geçmişten gelen bir hayvancılık geleneği olduğuna işaret eden Kaan, "Batılı ülkelerin yıllar içinde deneye yanıla öğrendiği birçok şeyi, bu topraklarda atalarımız, yüz yıllarca uyguladı ve Türkiye bu gelenek sayesinde önemli bir tarım ve hayvancılık ülkesi oldu. Ama maalesef genç nüfusumuzun bu alandan uzaklaşması ve birtakım uygulama sorunlarıyla da zaman içinde maalesef bir ölçüde de zayıflama görüldü. Fakat özellikle de son on yıllık süreci ve geleceğe yönelik yatırımlarımızı gözden geçirdiğimizde, Türkiye’nin hayvancılıkta eskisinden çok daha güçlü ve iddialı olması için önünde hiçbir engel olmadığını görüyoruz." şeklinde konuştu.

Türkiye’nin hayvancılıktaki yeteneklerini, potansiyelini en doğru şekilde kullanması gerektiğinin altını çizen Kaan, son olarak şunları kaydetti:

"Artık dünyada her alanda olduğu gibi tarım ve hayvancılıkta da çok ciddi bir rekabet söz konusu. Bu rekabete ayak uydurmanın ötesinde oyun kuruculardan biri olmalıyız. Dünya büyük bir değişim ve dönüşüm içinde. Ülkeler artık bu dönüşümün neresinde duracaklarına karar verirken, adımlarını buna göre atıyor. Dönüşümü tetikleyen şey, teknolojik gelişmeler olurken, değişim, hemen hemen bütün sektörleri içine alan bir süreç oluyor. Türkiye’nin iki tarım alanı var. Dışa bağımlı kaynaklarda rasyonel ve rekabetçi olan, konvansiyonel tarım yani göreneksel. Diğeri ise doğal yerli kaynaklarda milli ve destekleyici olan fonksiyonel tarım yani doğal tarım, organik tarım ve helal gıdadır."

Konuşmaların ardından "Hayvancılıkta Kalkınma" paneli yapıldı.

Moderatörlüğünü MÜSİAD Gıda, Tarım Üst Kurulu Başkanı Dr. Halim Aydın’ın yaptığı panelde, Prof. Armağan Hayırlı, Doç. Dr. Mehmet Cengiz, veteriner hakim Haydar Demirezer ve yem bitkisi uzmanı Eşref Şekerli, görüş ve önerilerini dile getirdi.

Panelin sonunda Türkiye’nin dört bir yanından gelen konu ile alakalı uzmanların yönelttiği sorularla panel son buldu.

İLKHA


















 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.