LGS ve YKS'ye sayılı günler kaldı: Son süreç nasıl değerlendirilmeli?

LGS ve YKS'ye sayılı günler kaldı: Son süreç nasıl değerlendirilmeli?

5 Haziran'da yapılacak LGS, 18 Haziran'da ise yapılacak YKS ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Eğitimci-Yazar Erkan Haras, çocukların artık konu çalışmaktan öte bol bol deneme sınavı çözmeleri gerektiğini söyledi.

Her sene milyonlarca öğrenci ve ailelerinin heyecanla beklediği Liselere Giriş Sınavı (LGS) 5 Haziran'da, üniversiteye girme hayaline kavuşmak için lise son sınıf ve mezun olan öğrenciler için uygulanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) de 18 Haziran'da da yapılacak.

Yapılacak sınavlar ile ilgili öğrenci ve velilere tavsiyelerde bulunan Eğitimci-Yazar Erkan Haras, bu saatten sonra öğrencilerin konu çalışmaktan öte çokça deneme sınavları çözerek eksik ve hatalarını görmeleri, ailelerin de çocuklarını başkaları ile kıyas etmeden onlara moral vermeleri gerektiğini ifade etti.

"Deneme sınavları eksiklerini görmeleri için önemli"

Haras, "Artık işin sonuna geldik. LGS'nin sınav giriş belgeleri verildi. Pandemi gibi bir süreci geride bıraktık. Öğrenciler, o süreçteki sınavın stresini, yoğunluğunu unuttular bile. Kısa süre içerisinde öğrencilere bol bol deneme çözmelerini öneriyoruz. Artık konu eksiği varsa da onları tamamlama yoluna gitmemeli, konu çalışmamalı, artık bilgi depolamamalı. Sadece zihnindeki bilgileri pratiğe, soruya dökmeli. Soru üzerinden ne yapabileceğini görmeli o yüzden her gün bir dene çözmelerini tavsiye ediyoruz. O denemelerle yanlışlarını, en çok nerede hata yaptığını görecek. Deneme sınavı öğrencinin gerçek sınavda uygulayabileceği tüm yöntemlerini denemiş olacak. Bazıları gelip 'hocam Türkçe'den mi başlasam, önce matematiği mi yapsam? Yoksa sosyal bilgilerden mi başlasam? Diye soruyorlar. Bunların hepsinin cevabının deneme sınavında görecek. Ben de öğrencilere diyorum ki, 'burada deneyin ve hangisi size yarıyorsa oradan başlayın' diyorum." dedi.

"Öğrenciler 30 dakikalık ek süreyi fırsata dönüştürmeli"

Üniversite sınavında ek olarak verilen 30 dakikalık sürenin öğrencileri tedirgin ettiğini belirten Haras, "Öğrencilerin aklına 'sorular çok zor mu ki fazla süre verildi?' gibi sorular geliyor. Hayır! Soruların zor olması değil son zamanlarda soruların uzun olması, matematiğin işlem gerektiren sorulardan oluşması sebebiyle fazla süre verildi. Bu da üniversitelerin artık analitik bir zihin istediğin, ortaya koyuyor. Biz de öğrencilerden çözecekleri denemeleri artık analitik olarak çözmelerini istiyoruz. Yarım saati daha iyi kullanmalı, sınav sorularına yoğunlaşmalı. Bu süreçte öğrencilerde bir odaklanma ve yoğunlaşma problemi var. Öğrencilerde net olarak gördüğümüz ve toplumsal olduğunu düşündüğümüz bir kitap okuyamama sorunu var. Bu da odaklanamamayı beraberinde getiriyor. Öğrenciler etraftaki her şeye duyarlılar. Onları biraz duyarsız hale getirmek gerekiyor. Pandemide sürekli ekrandan, tabletten ders yapıldı. İş biraz ekrana evrimleşti. Öğrenci artık daha çok şekil görmek istiyor. Düz yazı okuduğunda, soru çözdüğünde sıkılıyor. Soruyu kâğıtta değil ekranda görmek istiyor. Bu süreci de atlatmakta biraz zorlanıyoruz. O yüzden deneme sınavlarına yoğunlaşmak ve yarım saatin fazla verilmesi bizim için bir avantajdır. Kâğıt üzerinde sorulara yoğunlaşıp 'soru bizden ne istiyor?' diye düşünmeli. Unutulmamalıdır ki yanlışlar doğruları götürüyor. Eğer bilmediği soru varsa yapmamalı ve en sonunda yapamadıklarına tekrar geri dönüp yapmaya çalışmalı." diye konuştu.

"Kıyas ve baskı değil kıvamında bir diyalog"

Öğrencilerin sınavlarda başarı elde etmeleri için velilere de büyük görev düştüğünü hatırlatan Haras, "Velilerimize öğrencilerini başka öğrencilerle kıyas etmemeleri gerektiğini söylüyoruz. Öğrencilerin bize gelip en çok şikâyet ettikleri konu aileleri tarafından başkaları ile kıyaslanmaları oluyor. Aileler şimdiden 'falancası şurayı kazanmış' diyerek çocuklara baskı yapmaya başlamışlar. Bu da öğrencinin 'ya kazanamazsam, ya başaramazsam' diye düşünmesine ve neticede başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep oluyor. Velilere ikinci tavsiyem sakın 'bir şey olmaz! Kazanamazsan seni özel bir üniversiteye göndeririz' gibi bir söylemde bulunmamalarıdır. Böyle denildiğinde öğrenci çalışmayı bırakır. Veliler ende çocuğu ne çok baskı altında tutmalı ne de çok serbest bıraksınlar. En iyisi de böylesi bir durumda işin uzmanına, öğretmenlere başvurmalılar. Çocuklar bu konuda daha çok anne baba ile karşı karşıya geldikleri için ailelerin daha çok dikkatli olmaları gerekir. Kıyas ve baskı değil kıvamında bir diyalog kurmaları gerekiyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)
https://youtu.be/fpGHfINApUY

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.