Meclis'e kıyafet kanunun kaldırılsın teklifi

Meclis'e kıyafet kanunun kaldırılsın teklifi

Devrim Kanunları olarak bilinen "Şapka kanunu" ile "Dini kıyafetlerin sınırlandırılması kanunun" kaldırılması için TBMM'ye dilekçe verildi

Cumhuriyetin ilk yıllarından birçok din adamının idamına neden olan Şapka Kanunu ile benzer kanunların kaldırılması için TBMM'ye dilekçe verildi. Şapka Kanunu yüzünden İskilipli Atıf Hoca da asılmıştı.

BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Türkiye'de yer yer üzerinden tartışmaların yürütüldüğü 'Devrim Kanunları'ndan 1934 tarihli Bazı Kisvelerin (kıyafetlerin) Giyilmeyeceğine Dair Kanun yürürlükten kaldırılması için Meclis Başkanlığı'na yasa teklifi verdi.

BDP'li Tan 'Devrim Kanunu''nun kaldırılması için dilekçe verdi. Son dönemde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da 'Devrim Kanunları'ndan tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin düzenlemenin tartışılmasını istemişti.

BDP 'li Tan teklifinin gerekçesinde; din ve vicdan özgürülüğünün toplum içinde çeşitli insan ve grupların huzur içinde yanyana yaşabilmesi için herhangi bir dine ve inanca sahip kişilerin bunun gereklerini yerine getirme özgürülüğüne sahip olmaları anlamına geldiğini vurguladı. Tan, "Birbirinden farklı inançları paylaşanların günlük yaşamlarını diledikleri gibi sürdürme ve dini inançları doğrultusunda giyinebilme hakkına da sahip olabilmesi gerekmektedir" dedi.

Devlet memurlarına şapka giyme zorunluluğu getiren Bakanlar Kurulu kararnamesinin çıktığı 2 Eylül 1925'te çıkarılan din adamı dışındaki kişilerin cübbe ve sarık giymelerinin yasaklandığını anımsatan Tan, buna aykırı davranışların, bir yıla kadar hapisle cezalandırılmasının kararlaştırıldığını, 1934 yılında ise din adamlarının dini kıyafetlerini sadece ibadet yerlerinde giymelerine dair bir yasa çıkarıldığını kaydetti. Lozan Antlaşması'nın 38. maddesinin Türkiye 'de oturan herkesin, her inancın, her dinin, her mezhebin kendi inanç sistemine göre serbestçe ibadet etmesini sağladığını kaydeden Tan, şunları belirtti:

"Bu serbestlik içerisinde tüm din ve mezheplerin uygun gördüğü kılık ve kıyafetleri giyilebilmesi önündeki tüm yasaklar derhal kaldırılmalıdır. AİHS'inde de mutlak bir düşünce, vicdan ve din özgürlüğü öngörülmektedir. Bu hüküm özgürlüğün iç dünyadaki yansıması ile olup, bireysel ve dinsel inançlar alanını sınırsız bir şekilde korur."

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.