MİT, Bediüzzaman'ı nasıl fişledi?

MİT, Bediüzzaman'ı nasıl fişledi?

Aksiyon Dergisi Ankara Temsilcisi İdris Gürsoy, yeni kitabı 'Devletin Gizli Belgelerinde Said Nursî Günlüğü'nde ilk kez yayımlanan belgelere yer veriyor.

Bediüzzaman Said Nursî, çileli hayatında her türlü takibatı, tatbikatı yaşamış, son devrin din mazlumlarından… Öyle ki bu halini, “Seksen küsûr senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Bütün ömrüm harp meydanlarında, esaret zindanlarında yahut memleket hapishanelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı.” sözleriyle anlatmak zorunda kalır. Aksiyon Dergisi Ankara Temsilcisi İdris Gürsoy, Zaman Kitap’tan çıkan “Devletin Gizli Belgelerinde Said Nursî Günlüğü” adlı kitabında, bu gerçeği ilk kez yayımlanan belgelerle bir kez daha gözler önüne seriyor. Devlete göre, Risale-i Nurlar ‘suç aleti’, Üstad da ‘Kürt milliyetçiliği fikir ve gayelerini daima din ve tarikat maskesi altında inkişaf ettirmeye’ çalışan biri.

İdris Gürsoy, “Devlet işi gücü bırakmış bir din âlimini takip ediyor. Vali, emniyet müdürü ve jandarma bizzat işin içinde.” diyor Yazar, 1955 tarihli ilk defa yayımlanan belgeye göre Isparta’da vali yardımcısı, jandarma komutanı ve emniyet müdürünün fiş komisyonu olarak toplandığını açıklıyor. Buna göre Said Nursi’nin A fişinde kalmasına karar verilmiş. Bu durumun Demokrat Parti iktidarı zamanında olduğunu hatırlatan Gürsoy, dönemi şu sözlerle anlatıyor: “Said Nursi’nin de desteğiyle DP yeniden iktidar olmuş. Ne beklersiniz? Fiş komisyonu bu belgeleri tozlu raflara koymalı değil mi? Hayır tam tersi, ‘irtica’ kampanyalarının da etkisi ile kitaplar toplatılıyor, baskınlar yapılıyor, mektuplarına el konuyor, seyahat hürriyeti engelleniyor. Ziyaretine gelenler sorgulanıyor, fişleniyor. Bazı davalar açılıyor.”


MİT’e ait 22 belge mevcut

Bediüzzaman’ın talebelerine hep meşruiyeti telkin ettiğini hatırlatan Gürsoy, Üstad’ın demokratik ve yasal yollardan hizmetine devam ettiğini ifade ediyor. Bu arada Başbakan Adnan Menderes ve milletvekillerine yazdığı mektuplarla DP’yi ikaz ediyor. Gürsoy, fişlemelerin Menderes’e rağmen yapılmasını tek cümle ile özetliyor: “DP iktidardı ama muktedir değildi.” Dönemim Millî İstihbarat Teşkilatı, belgelerde ‘MAH’ diye geçen Millî Emniyet Hizmetleri Riyaseti. “Yazışmalarda tarihler ve imzalar üzerinde özellikle durdum.” diyen Gürsoy, belgelere göre Said Nursî’nin 1929’dan itibaren takip edildiğini, öldükten sonra dahi fişlendiği yazıyor. Üstad, mezarında bile rahat bırakılmamış. Gürsoy’u dinleyelim: “İki ay sonra Şanlıurfa’dan bir gece yarısı naaşı alınarak Isparta Şehir Mezarlığı’na getiriliyor. Oradan da talebeleri vasiyeti gereği mezarını başka bir yere naklettiler. Belgeler, Isparta Şehir Mezarlığı’na kadar. Ölüm raporları, nakil için yakınlarına imzalatılan kâğıtlar belgeler arasında. MAH, Milli Emniyet Hizmetleri Riyaseti bugünkü adı ile MİT’e ait 22 belge mevcut. En önemlisi fiş kaydı. Mektuplar, kitap katalogları, gazetelere gönderilen açıklamalar, dağıtılan bildiriler, aramalarda ele geçirilen yayınlar, bir doçentin Risale-i Nurlarla ilgili değerlendirmesi, ‘suç dosyası’nda yer alıyor.”


Menderes de dini siyasete alet etmekle suçlanıyor

Belgelerde en dikkat çeken isim, dönemin MAH Başkanı Ziya Selışık. Gürsoy’un verdiği bilgilere göre Selışık, 1900 Kırşehir doğumlu. Kara Harp Okulu’ndan mezun olup TSK’nın çeşitli kademelerinde hizmet verdikten sonra 25 Ağustos 1938’de Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti’ne atanıyor. 1950-1960 DP iktidarı döneminde de bu görevini sürdürüyor. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra kurumun başına getiriliyor. 13 Temmuz 1965’te yaş haddinden emekli oluyor. Yerine Fuat Doğu atanıyor. Ziya Selışık, DP’nin bürokratı bir bakıma. Belgelere göre, DP’nin iktidardan düşmesinden sonra Menderes’ten ‘düşük’ ve ‘sakıt’ diye bahseden de o. Menderes’in aleyhinde bilgi ve belge toplayan bürokrat. MAH belgelerinde Menderes, dini siyasete alet etmekle suçlanıyor. İdris Gürsoy, Emniyet Müdürlüğü’nün 6 sayfalık gizli belgelerinde, ‘Nurcuların muhtelif vilayetlerdeki temsilcileri, Nur talebelerinin yoğun olduğu iller, kurumlar’ın sıralandığını dile getiriyor. Emniyet raporlarındaysa bilirkişilerin görüşleri, Said Nursi’nin hayatı, eserlerinin isimleri, hakkında açılan davalar yer alıyor. Gürsoy’un işaret ettiği bir husus var, Emniyet Müdürü de asker kökenli ve belgelerin altındaki tarihler 1950-60 yılları arasını kapsıyor.




İlk kez yayımlanan fişleme belgesi

Suret: Çok gizli

Adı soyadı: Said Kürdi, Said Nursi, Bediüzzaman

Kayıtlı bulunduğu kısım ve sıra numarası: A fişinin 5 sayısına kayıtlıdır

Yaptığı iş: Boşta gezer

Daha bir müddet bulunduğu kısımda kalması gerekiyorsa bu kanaati takviye eden hususlar: Fırsat düşkünü, sinsi, kurnaz bir şahıs olan adı geçenin, kötü emellerini tahakkuk ettirmek için gizliden gizliye faaliyet sarf ettiği müşahede olunmaktadır. Durumunun denetlenmesinin devam olunmasında fayda mülahaza edilmektedir. 23.3.1955

Üstad’ın vefatından sonraki fiş kaydı

Suret:

Belediye ve hükümet tabipliğinde kalacak dip koçanı sıra numarası: 174

1- Vesikanın doldurulduğu:

A- Vilayet: Urfa

B- Kaza:

2- Ölünün:

a- Adı: Said

b- Soyadı: Nursî

c- Baba adı: Mirza

d- Ana adı: Nuriye

e- Yaşı: 83

f- Cinsiyeti: Erkek

g- Açık adresi: İpek Palas Oteli

h- Ölüm nedeni: (Esas sebep yazılacak) asistoli ve pinomoni

i- Öldüğü tarih: 23.3.1960

3- Ölümü tetir eden hekimin

a- Adı: Doktor Sait

b- Soyadı: Öner

Yukarıda adı ve soyadı ve hüviyeti yazılı ölünün gömülmesine izin verilmiştir.

Resmî mühür ve imza

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.