​ÖNDER: İmam Hatip Neslinin Öncüler, Hocalar ve Talebeler adlı 3 kitabın tanıtımını yaptı

​ÖNDER: İmam Hatip Neslinin Öncüler, Hocalar ve Talebeler adlı 3 kitabın tanıtımını yaptı

​İmam Hatip Neslinin Öncüleri, Hocaları ve Talebeleri kitap tanıtım toplantısı AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, İmam Hatip okulları öncülerinden Dr. İlknur Görçin ve ilk talebelerden Mehmet Ali Sarı'nı katılımı ile gerçekleşti.

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesinde gerçekleştirilen kitap tanıtım toplantısında İmam Hatip okullarının kuruluş süreci ve öncesi ve sonrası gibi konular yer aldı.

İmam Hatip Neslinin Önderleri Öncüler, İmam Hatip Neslinin Önderleri Hocalar ve İmam Hatip Neslinin Önderleri Talebeler kitaplarının tanıtımın yapıldığı toplantıda açılış konuşmasını Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı gerçekleştirdi

Mahmut Bıyıklı

Açılış konuşmasını yapan Mahmut Bıyıklı, kitapların oluşturulmasını önemli bir proje ve çalışma olarak değerlendirdi.

Bıyıklı, "Gerçekten önemli bir proje hayata geçirildi. Ben yıllardır İmam Hatipleri araştırdım, dosya ve dergilerde özel sayı yaptım ama bu kadar adanmışlığın, yürekliliğin ve sivil direnişin olduğunu bilmiyordum. Kitaba son halini verirken bizden öncekilere minnet duymaktan kendimizi alamadık. Ve şu soruyu sorduk kendimize. Bugünün kazanımları bu adanmışların eseri. Biz yarına hangi kazanımları sunacağız. Yarının kazanımları da bugünün adanmışları olacak. İnşallah yarının adanmışlık hikayesinde Rabbimiz bizlere bir pay verir diye ümit ediyoruz." dedi.

Numan Kurtulmuş

"Türkiye'nin geneline ışık tutan bir çalışmadır"

ÖNDER İmam Hatipliler Derneğinin kitap tanıtım toplantısında konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, çalışmanın devamının gelmesi temennilerinde bulundu.

Kurtulmuş, "ÖNDER'in kitap çalışmasından başından beri haberdar olan birisiyim. Katkı sunmaya gayret ettim. Kitabın son hali bana gönderildi mükemmel bir çalışma ortaya çıkmış. Ümit ediyorum 2'nci ve 3'üncü fasılları da devam eder. Böylece bu silsiledeki hem öncü hem talebe hem de hoca olarak hizmet etmiş hatıralar toplanır. Bu kişilerin kendi bireysel serüvenleri ya da büyüklerinin serüvenlerinin anlatıldığı bir kitap değil. Bir dönemin izlerinin toparlandığı, bir dönemdeki gelişmelerin ve Türkiye'nin geneline ışık tutan bir çalışmadır. Son zamanlarda bu anlamda sözlü tarih çalışmaları akademik alanda önemli yer tutuyor. Kamber Başkanın ve Kültür Bakanlığının iş birliği ile 'Sözlü Tarih' çalışması bir belgesel olarak da ortaya çıkar. İmam Hatiplerin serüveni üzerinden bir dönemin ve bir dönemin insanlarının hikayesi anlatılmış olur." İfadelerini kullandı.

"İmam Hatip okulları eğitimde devrim niteliğinde bir adımdır"

İmam Hatip okullarına halkın büyük bir kesimin destek verdiğini hatırlatan Kurtulmuş, "Bu ciddi bir eğitim reformudur" dedi.

Kurtulmuş, "Birkaç hususun altını çizmek isterim. İmam Hatip okulları meselesi sadece bir eğitim meselesi değil. Türkiye'de insanların dini kökleri ile yeniden tanışmamız. Osmanlıca yazılmış kitaplardan nesillerin uzaklaşma durumunda kaldığı dönemden sonra eğitim alanında büyük bir devrimin yapılmış olması tabi ki önemli bir mesele. Bunun ötesinde İmam Hatip okulları Türkiye'de Cumhuriyet tarihinde halkın geniş kesimlerinin üzerinde ittifak etiği en önemli projelerden bir tanesidir. Hemen hemen toplumun bütün kesimleri bu okulların kurulması, gelişmesi ve daha ileriye gitmesi ile Vefa'daki ilk okulun kurulmasına büyük bir destek verilmiştir. Bu ciddi bir eğitim reformudur. Eğitimde devrim niteliğinde bir adımdır doğru ama aynı zamanda Türkiye'de toplumsal olarak halkın büyük kesimlerinin katıldığı içerisinde yer aldığı müşterek bir projedir. Bir başka özellik ise o güne kadar okuma imkanı bulmayan Anadolu'nun yoksul ve kimsesiz çocuklarının okuyabilmesi için bir zemin olmuştur." diye konuştu.

"İmam Hatip okulları Türkiye'nin egemenliği ile eşdeğerdir"

İmam Hatip okullarının kapatılması veya iyileştirilmesi konusunda değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, İmam Hatip okullarının millet egemenli ile eş değer olduğu vurgusunu yaptı.

"Bu okulların varlığı gelişmesi ya da geriye gitmesi ayrı zamanda Türkiye'nin demokrasi tarihinin de bir göstergesidir. Türkiye'de millet egemenliği ne zaman artmış ve gelişmişse milletin siyasette söz söyleme gücü artmışsa İmam Hatip okullarının açıldığını görüyoruz. Ne zaman bu okullar kapadıysa Türkiye'de ya darbeler olmuş ya da millet iradesini yok sayan zihniyetler Türkiye'de almış başını gitmiş. 12 Mart'tan sonra 12 Eylül'den sonra 28 Şubat sürecinden sonra bu okulların önünün kesilmek istenmesinin sebepsiz olmadığını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Kamber Çal

"Yoksulluklara, yoksunluklara göğüs gerdiler"

İmam Hatip okullarının geçmişine ayna olan kitap çalışmalarını gerçekleştiren ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Başkanı Kamber Çal, Öncülerin ve önderlerin bu uğurda her şeylerini feda ettiklerini vurguladı.

Çal, "Hepimizin bildiği gibi imam hatip okullarının inişli çıkışlı tarihinde gün oldu askeri darbelerle kapılarına kilit vuruldu, gün oldu öğrencilerin yolu kesintisiz eğitim, katsayı uygulamasıyla kesildi. Dava eri büyüklerimiz ve inanmış insanlar bütün bunlara rağmen mücadeleye devam ettiler; yoksulluklara, yoksunluklara göğüs gerdiler. Bu süreçte siyasetçi, bürokrat, hoca, talebe, vakıf-dernek gönüllüsü pek çok öncü isim geldi geçti. İmam hatip okullarının banisi merhum Mahmut Celaleddin Ökten hocamız başta olmak üzere, bu davaya emek vermiş önderlerden kimi bilgi birikimini, ilmini; kimi alın terini; kimileri de gönlünü bu davaya adayarak imam hatiplilik ruhunu gelecek nesillere miras bıraktı. O isimlerden biri de memleketim Kayseri’nin Develi ilçesinde yaşayan, bölgedeki gençleri ve aileleri imam hatiplerle tanıştıran Asker Hoca lakaplı Hacı İbrahim Tuna idi. 1967 yılında bizim ilçede imam hatip okulunun temelini attırmış, hayatı boyunca da kendisini ilim irfan yolunda vakfetmişti." ifadelerini kullandı.

Nazif Yılmaz

"İmam Hatip okulları Osmanlı ile Cumhuriyet nesli arasındaki tarihi mirasın tevarüs olmasında önemli bir kurum olarak vazife görmüştür"

İmam Hatip okullarının açılmasının önemine değinen ve verilen mücadelelerin altını çizen Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, " Aslında Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı sisteminde Din Eğitimi ve Faaliyetlerini koordine birim kuruluşunu İmam Hatim Okullarına borçludur." diye ifade etti.

Bu salondaki her bir büyüğümüzün İmam Hatip okulu ile ilgili bir hikayesi vardır. Çünkü İmam Hatip Okullarının hikayesi milletimizin hikayesidir. Bizim Genel Müdürlüğümüz 1961 yılında kurulmuştur ama İmam Hatip Okulları 1951 yılında açılmıştır. Aslında Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı sisteminde Din Eğitimi ve Faaliyetlerini koordine birim kuruluşunu İmam Hatim Okullarına borçludur. Türkiye'nizde din eğitimi adına gerek İlahiyat Fakültelerimiz gerekse STK'larımızın bütün çalışmaları İmam Hatip Okullarından neşet etmiştir. İmama Hatip Okulları Osmanlı'dan Cumhuriyete geçiş döneminde yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin aslında Tevhid-i Tedrisat ile sağlam bir metne kanuni bir hükme bağlanmış ancak 1930 ve 1950'li yıllarda maalesef kapatılmış.

1951 yılında yeniden açılarak bir bakıma Osmanlı ile Cumhuriyet nesli arasındaki tarihi mirasın tevarüs olmasında önemli bir kurum olarak vazife görmüştür. İmama Hatip okulları kuruluşunda özellikle halkın talebi ile mendillerde toplanan ve inşaatlarda çalışan talebelerim paraları ile inşa edilmiş hamdolsun. Ama bugün binaları ve fiziki ortamları ile İslam Dünyasına ve bütün dünyaya model örnek okullar olarak ortaya çıkmıştır. Bu günkü geldiğimiz noktada Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü koordinesi ile ülkemizde öğrenci sayısı yüzde 14'e ulaşan 28 Şubat süreci öncesinde yüzde 9'ken daha sonra yüzde 2'ye düşen İmama Hatip Okulları yeni bir çalışma, vizyon ve program çeşitliliği ile artık milletimizin ve İslam Dünyası'nın talebini karşılama içerisinde olmuştur.

Mehmet Ali Sarı

"Hocalarımın mücadelelerine şahidim"

İmam Hatip okullarının ilk talebelerinden olan Mehmet Ali Sarı, öncülerin mücadelelerine birebir şahit olduğunu vurguladı.

Sarı, "İstanbul İmama Hatip Okulu'nun ilk talebelerinde Mehmet Ali Sarı: ben 1951 yılında İstanbul'da açılan İmam Hatip Okulu'nun ilk öğrencilerindenim. Bu okulun alt yapısını hazırlayan merhumların yanında okulun resmiyeti için çalışan iki zatı anmak isterim. Biri Celaleddin Ökten İstanbul'da diğeri ise Ankara'da Tevfik İleri'yi burada anmak isterim. Onlar bu işi sırtlayarak çok mücadele ettiler. Programların yapılışında Talim Terbiye kurumları ile mücadeleleri, İmam Hatip okullarının 8 sene olmasındaki Celaleddin Ökten hocamızın mücadelesine ben bizzat şahit oldum. Vefa'daki ilk İmam Hatip okulunda Milli Eğitim Müdürlüğüne onu kaç defa getirdiğimi hatırlıyorum. Tevfik İleri ile görüştük yanında bulunduk. Bizler ilk talebeler hoca olarak İmam Hatip okuluna girdik. Ben 19 yaşındaydım. Hafızdım, kıraat okumuştum, Arapça okumuştum ve bir fıkıh kitabını Arapça okumuştum." dedi.

İlknur Görçin

"Lise derslerinin yanında ilmihal bilgileri, hadis, tefsir okuduk ve Kuran bilgilerini mahalle hocalarından öğrendik"

ÖNDER İmam Hatipliler Derneği tarafından gerçekleştirilen kitap tanıtımına katılan ve özverili çalışmaları ile kitapta yerini alan İmam Hatip okullarının öncülerinde olan Dr. İlknur Görçin, Cerrahpaşa'da çok sıkıntılar çektik ama asla başımızı açmadık ifadelerine yer verdi.

Görçin, "Kırklareli Öncülerinden Dr. İlknur Görçin: lise dönemine lise derslerinin yanında ilmihal bilgileri, hadisler, tefsir okuyarak, Kuran bilgilerini mahalle hocalarından öğrendik. Elhamdülillah dindar bir ailede yaşadığımız için iyi bir temelde yetiştiğimizi düşünüyorum. Cerrahpaşada çok sıkıntılı günler geçirdik ama başımızı açmadan okulumuzu bitirdik çok şükür. Eşim beden daha aktif çalışıyordu. Aslında bu kitapta eşimin yer alması gerekiyordu ama ben yer aldım. Bugün 15 genci bir araya topladı. Sabah namazını Ayasofya'da kıldılar oradan da Eyüp Sultan'a ziyarete gidildi ve Haliç kenarında piknik yapıldı. Onun da bu öncülüğü ile yapıldı.

Bir muayene açtım ve orada hastalarıma İslami telkinlerde bulunmaya başladım. Mesela çocuğun adını ne koyacaksın çocuklarınızın şu şu hakları var diye sohbet ediyorduk. 821 yılında sohbete başladık. Düşünün o dönemde başladık sohbetlerimize. İnsanlar o kadar kalabalık ki evlere sığmıyor. Hafız arkadaşı kapının arkasına oturtuyorum ve asker falan gördüğünde hemen mevlit okumaya başlaması gerektiğini söyledim. Çünkü yasak vardı. Kendi bildiklerimizi Kuran'dan öğrendiklerimizi aktardık. Çok ilgi ile karşılandı. Kültür Sanat Vakfı'nı kurduk. Takva Hanımlar Derneği vardı 95'ten beri." diye konutu.

Kitap tanıtım programı çekilen aile fotoğrafı sonrası sona erdi.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler