Ramazan’ı çadırlarda karşılayan Samsatlılar yetkililere tepkili

Ramazan’ı çadırlarda karşılayan Samsatlılar yetkililere tepkili

Adıyaman'ın Samsat ilçesinde yaşanan depremin ardından çadırlara yerleştirilen vatandaşlar, depremin ilk zamanlarında yetkililerin kendileriyle ilgilendiğini ancak şimdilerde unutulduklarını söylediler.

2 Mart 2017 tarihinde 5, 5 büyüklüğündeki depremle sarsılan Samsat'ta halkın mağduriyeti devam ediyor.

Depremin ardından dağıtılan çadırlarda yaşamlarını sürdüren Samsatlılar,  Ramazan ayının girmesiyle birlikte mağduriyetlerinin daha da arttığını ifade ettiler.

Tüm evlerin ve kamu binalarının büyük hasar gördüğü ilçede kamu hizmetleri, kurulan çadırlarda ya da konteynırlarda karşılanmaya çalışılıyor. Banka şubesinin hasar görmesinden dolayı ilçede mobil banka halkın para işlemelerini yaparken birçok okulun hasar görmesinden dolayı da eğitim, kurulan çadırlarda veriliyor.

Nüfusun yaklaşık yüzde 70’inin değişik yerlere göç ettiği ilçede sadece gidecek bir yeri olmayanlar kalmış durumda. Artçı depremlerin ara ara devam ettiği ilçede korku içinde hayatta kalma mücadelesi veren halk, kendilerine uzanacak bir yardım elini bekliyor.

İlk günlerde kendileriyle ilgilenen birçok yetkilinin daha sonra kendilerini kaderleriyle baş başa bıraktığını belirten ilçe halkı, yetkililerin ilçenin geleceğiyle ilgili net bir yol haritası ortaya koymasını beklediğini söyledi.

Ramazan ayının girmesiyle birlikte vatandaşların büyük mağduriyet yaşadığını belirten Samsat Belediye Başkanı Yusuf Fırat, depremden dolayı halkın büyük çoğunluğunun göç ettiğini geride ise sadece mağdur insanların kaldığını belirtti.

 Yaşanan sorunların giderilmesi için Ankara’da AK Parti Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ile görüştüklerini belirten Fırat, "Biz Ahmet Aydın’dan çadırlarda kalan halkın, birkaç aydır kullandığı elektrik parasının affedilmesi ya da devlet tarafından ödenmesini talep ettik. Ahmet Aydın da komisyon başkanını aradı ama hâlâ bu konuda bir çıt yok. Maliye Bakanına Samsat Belediyesine yardım edilmesi gerektiğini söyledi. Ama maalesef ortada bir şey yok." şeklinde konuştu

Samsat ilçesinin mağduriyete rağmen referandumda yüzde 94 evet oyunu çıkardığını, bunun da hükümetin yetkilileri tarafından dillendirildiğini söyleyen Fırat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenerek kendilerine randevu vermesini istediklerini söyledi.

"Bir türlü işimize bir çare bulmadılar"

Yetkililerin, kendilerini çadırlardan kurtarmasını beklediklerini anlatan Nuri Akın "Çadırlarda yatıyoruz, yani doğru dürüst bir şey yok. Devlet ilk günler geldi ve gitti. Sonra da bir daha gelmedi. Biz kaymakamı arıyoruz, valiyi arıyoruz, milletvekillerine söylüyoruz. Bir türlü işimize bir çare bulmadılar. Biz istiyoruz ki bir an önce gelsinler bizim mağduriyetimizi gidermek için elinden ne geliyorsa yapsınlar. Sıcakta çadırlarda yanıyoruz adeta. Onun için bizim yetkililerden ricamız bir an önce gelip bize yardımcı olsunlar. Bizi bu çadırlardan kurtarsınlar. Ramazan ayı zaten gündüz sıcaktır."

Yetkililerin deprem bölgesine gelip inceleme yaptıktan sonra bir daha kendilerini sormadığını belirten Akın, "Bizim milletvekillerimiz geldi. Hatta Ahmet Aydın, ondan sonra diğer milletvekilleri de geldi. Hatta cumhurbaşkanın oğlu da geldi buraya. Hani bir muş türküsü var: ‘Burası Muş’tur yolu yokuştur, giden gelmiyor acep ne iştir?’ Bizde de aynısı oluyor; giden niye gelmiyor bilmiyoruz." diye konuştu.

Yaklaşık 3 aydır çok mağdur olduklarını ifade eden Yahya Avcı, Ramazan ayının girmesiyle birlikte bu mağduriyetin daha da arttığını söyledi.

Havaların sıcak olmasından dolayı çadırlarda kalamadıklarını söyleyen Avcı, şöyle konuştu:

"Çadırlarda falan oturulmaz. Ben ev üzerime geleceğini bile bile gittim evimde oturdum. İsterse üzerime gelsin. Bu akşam deprem oldu. Ben nereye kaçacağım? Yerim yok, arsam yok ben nereye kaçacağım? Eşyamızın hepsi ortada… Yetkililerden Numan Kurtulmuş, Ahmet Aydın, Tayyip Erdoğan’ın oğlu geldi. Herkes sadece 'tamam' diyor. Bazıları Ahmet Aydın’ın 2019’a kadar bu durumun devam edeceğini söylediğini anlattı. Yani sıcakta da çadırlarda oturulmuyor, soğukta da çadırda oturulmuyor."

"4 aydan bu yana bir arpa boyu yol dahi kat edemediler"

Depremin ardından halkın büyük bir sıkıntı içinde olduğunu söyleyen Mustafa Tekcan, halkın ilçenin geleceği ile ilgili büyük bir muamma içerisinde olduğunu söyledi.

Tekcan, "4 aya yakındır bir deprem oldu burada ama daha değişen hiçbir şey yok. Halk ne yapacağını şaşırmış. Yani bir de diyorlar burası başka yere taşınacak ya da burası yeniden kurulacak. Yetkililer Ankara’ya gidip geliyor. 4 aydan bu yana bir arpa boyu yol dahi kat edemediler. Daha kimse bilmiyor ne olacağını. Biz mesela bilsek ki Samsat burada kurulacak işyerimizi düzeltiriz. Yani eğer taşınacaksa deyin ‘taşınacak’,  kalacaksa deyin ‘kalacak’ bunu bile bilmiyoruz." şeklinde konuştu.

İlçe nüfusunun yüzde 70’e yakınının depremden sonra başka illere göç ettiği için kalan esnafın bu yüzden iş yapamadığını belirten Tekcan, kalıcı çözüm bulunması gerektiğini ifade etti.

Daha önce deprem yaşayan illerden getirilen eski konteynırlardan yapılacak konteynır kentin çözüm olamayacağını belirten Tekcan,  "Bunlar Van’da daha önceki depremde kullanılan konteynırlar. Yalnız konteynır kent pek de çözüm değil.  Konteynırlar küçük. Güneydoğu’da aileler, kalabalık olur. Oraya da en fazla 3 kişi sığar. Bizim burada en az bir aile 5-6 kişidir. Sonuçta burası bir deprem bölgesi. Burada kalıcı çözümler bulmaları lazım. Tamam, şu an geçici olarak konteynırlar gelmiş ama yani bu geçici bir süreç için bu yapılmış. Biz kalıcı bir işler bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Depremin ardından halkın büyük çoğunluğunun değişik illere göç ettiğini bunun da kendilerini mağdur ettiğini dile getiren Bekir Dere, halkın yetkililerden bir an önce kalıcı konutlar yapmasını istediğini söyledi. (Osman Gülebak, Hüseyin Sayhar-İLKHA)


































 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.