Rusya`nın Çeçenistan İşgali (11 Aralık 1994)

Rusya`nın Çeçenistan İşgali (11 Aralık 1994)

Tarih boyunca bağımsızlık uğruna kendilerinden tezhizatça üstün Rus işgal ordularını bozguna uğratan savaşçı Müslüman bir topluluk olan Çeçenler, kazandıkları bağımsızlık sonrası 1994`de verdikleri çetin savaşta 300 bine yakın insanını kaybetmesine rağmen

Riyad Makaev / Doğruhaber



Kafkas Dağlarının güney yamaçlarında yaşayan Çeçenler, tarihleri boyunca bağımsızlıkları uğruna kendilerinden defalarca tezhizatça üstün Rus işgal ordularını çetin muharebelerle bozguna uğratan savaşçı bir kavim olarak bilinmektedir. Çeçenler,  Müslüman bir topluluktur. Çeçenlerden, İslamiyet dini dışında başka dinlere mensup olan yoktur. İmam Şafii mezhebine tabiler ve hepsi Ehl-i Sünnet itikadına sahipler. Çeçenistan’da Nakşî ve Kadiri tarikatları çok yaygındır. 18. yüzyıldaki Rus işgaline karşı Şeyh Mansur ve İmam Şamil önderliğinde 30 yıl savaştıktan sonra yenik düşen Çeçenler, hiçbir zaman Rusların gerçek anlamda denetimi altına girmedi.

SİBİRYA ÇÖLLERİNDE SÜRGÜN YILLARI

İkinci Dünya Savaşından sonra Stalin tarafından Nazilerle işbirliği yaptıkları iddiasıyla hainlikle suçlanan Çeçenler, Sibirya çöllerine sürüldüler ve onlarca yıl süren sürgün hayatında yok edilmeye çalışıldılar. Stalin’in ölümünden birkaç yıl sonra yurtlarına dönmelerine izin verilenler ise topraklarının başka halklara peşkeş çekildiğini gördüler. Sibirya’ya sürgün edilen Çeçen halkının yarısı yollarda ve şiddetli kış şartlarında öldüler.

SSCB’nin dağılma süreci devam ederken, Rusya Federasyonu’nun otonom bölgelerinden biri olan Çeçen-İnguş Özerk Cumhuriyeti’nde yaşayan Çeçenler de, Çeçen Ulusal Kongresi çatısı altında örgütlenmişti. Kongre’nin 1990 yılının Kasım ayındaki birinci toplantısında bağımsızlık kararı alındı ve Cahar Dudayev (Cahar Dudayev, kongre öncesinde Sovyet Ordusunda Hava Tümgenerali rütbesindeydi ve Estonya’daki nükleer kabiliyetli hava filosunun üs komutanlığını yapıyordu) bağımsızlık mücadelesinin lideri olarak seçildi.

91’DE DUDAYEV’İN BAŞKANLIĞINDA BAĞIMSIZLIK İLANI

Yaklaşık bir yıl sonra uluslararası gözlemcilerin denetiminde yapılan seçimlerde, Cahar Dudayev, ezici çoğunlukla devlet başkanı seçildi ve yeni meclis, 1 Kasım 1991`de İçkerya Cumhuriyeti adıyla bağımsızlığını ilan etti. Cahar Dudayev Devlet Başkanlık görevine Kur’an-ı Kerim’e el basıp yemin ederek başladı. Dudayev, ilk konuşmalarında İslam Devleti kurmak adına ilk adımları attıklarını da dile getirmişti. (1994 yılında ülkenin ismi Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti olarak değiştirildi).

Ancak, Çeçenlerin bu yeni devletinin sınırları içinde kaldığı Rusya Federasyonu, iki nedenle Çeçen-İnguş Cumhuriyetinin bağımsızlık kararına sıcak bakmıyordu. Birincisi; Çeçenistan’ın yeraltı zenginlikleri ve coğrafi konumundan kaynaklanan stratejik değeriydi. Çeçenistan, yıllık üretimi 15 milyon tona ulaşan petrol yataklarına sahipti ve Hazar Denizi’nden Karadeniz kıyılarına uzanan bölgenin ulaşım merkezi durumundaydı. İkinci neden ise, Çeçenistan’ın bağımsızlığının Rusya Federasyonu içinde yaşayan diğer etnik gruplar için tehlikeli bir örnek oluşturmasıydı. Çeçenistan, bu özellikleriyle Kuzey Kafkasya’nın ekonomik ve psikolojik yönden ağırlık merkeziydi ve Rusya’nın Kafkaslardaki menfaatleri bu stratejik bölgeyi kaybetmeyi göze alamıyordu.

BAĞIMSIZLIĞI TANIMAYAN RUSYA SAVAŞ İLAN ETTİ AMA…

Bu nedenlerle Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Çeçenistan’ın bağımsızlık kararını görmezden gelerek seçimleri geçersiz ilân etti. Yeltsin bununla da kalmayarak, 8 Kasım 199 1`de Çeçenistan’da olağanüstü hal ilan etti ve bölgede bozulan anayasal düzeni yeniden tesis etmek maksadıyla Çeçenistan’ın başkenti Grozni’deki Hankala Havalimanı’na askeri birlik indirdi. Çeçenlerin küçük fakat tek askeri birliği olan Milli Muhafızlar, havalimanının kontrolünü ele geçirerek Rus birliğinin ileri harekâtını engelledi. Bu arada Şamil Basayev ve birkaç arkadaşı Rusya’dan kalkan bir uçağı kaçırarak Ankara’ya indirdi ve Rusların harekâta devam etmesi halinde uçağı havaya uçurmakla tehdit etti.

SSCB Başkanı Gorbaçov’un havalimanındaki Rus Birliği’nin Çeçenlerle savaşmasını yasaklaması üzerine, Rus askerleri ülkelerine geri döndü. Rusya Federasyonu meclisi de kısa bir süre sonra Yeltsin’in olağanüstü hal ilan kararını iptal edince Çeçenler Ruslara karşı ilk mücadeleyi kazanmış oldular.

ÇEÇENLERİN 1994’E KADAR OLAN YAPILANMA SÜRECİ 

Çeçenistan yönetimi, Mart 1992’de imzalanan, eski SSCB’nin otonom cumhuriyetlerinin Rusya Federasyonu çatısı altında yer aldıklarına dair anlaşmaya katılmadı. Olayların başından beri Çeçenlerle beraber hareket eden İnguşlar, Haziran 1992’de Rusya Federasyonu çatısı altında ayrı bir özerk bölge olarak kalacaklarını ilan etti ve Çeçenlerle yollarını barışçıl bir şekilde ayırdılar. Çeçenler ise, bağımsızlık ilanında ısrarlarını sürdürerek, kendi anayasalarını yürürlüğe koydular. Rusya Federasyonu ile Çeçenistan arasındaki bu anlaşmazlıklar 1994 yılına kadar devam etti. Bu arada Dudayev, eski SSCB’nin silah depolarından ele geçirdiği her türlü silah ve teçhizattan faydalanarak kendisine bağlı birlikleri muhtemel bir Rus işgaline karşı hazırladı. Ayrıca, Kuzey Kafkasya Müslüman Federasyonuna aktif olarak katılarak diğer Müslüman Kafkas toplumlarından da siyasi ve askeri destek almaya çalıştı.

BASAYEV’İN KOMUTASINDAKİ ABHAZYA TABURU

Şamil Basayev’in komutasındaki küçük bir birlik de 1991-1994 yılları arasında Azerbaycan’da Ermenilere, Abhazya’da Gürcülere karşı yürütülen savaşlarda yer aldılar ve savaş tecrübesi kazandılar. Ayrıca, Afganistan’da mücahitlerin kamplarında eğitim gördüler ve bu kamplarda Afgan mücahitleri ile yakın ilişkiler kurdular. Abhazya Taburu olarak da anılan Basayev’in komutasındaki bu birlik, 1994 yılına kadar savaş tecrübesi ve eğitim seviyesi bakımından oldukça üstün bir seviyeye geldi.

RUSYA’NIN MUHALİF ÇEÇENLERLE İŞBİRLİĞİ

Cahar Dudayev, 1994 yılına gelindiğinde Rusya ile aralarındaki meselenin siyasi olarak çözümünü ve petrol boru hatları ile demiryollarının ortak işletilmesini teklif etti. Rusya ise, muhalif Çeçenleri silahlandırarak Çeçenistan’ı iç savaş yoluyla zayıflatarak dize getirmeye çalıştı. Yılsonuna doğru, Rusya’nın desteklediği Çeçen muhalifler üç yönden başkent Grozni’ye saldırdılar ve şehrin büyük bir kısmını ele geçirdiler. Fakat Cahar Dudayev’e bağlı kuvvetler bir süre sonra durum üstünlüğünü ele geçirerek Rusların aktif olarak desteklediği muhalifleri bozguna uğrattılar. Dudayev, geniş kapsamlı bir basın toplantısında muhaliflerin saflarında savaşan yaklaşık 70 Rus askerinin esir alındığını, Rusya’nın bu askerlerin sorumluluğunu üstlenmemesi halinde idam edileceklerini açıkladı.

VE YIKIM GETİREN 94 SAVAŞI BAŞLADI

Bu gelişmeler üzerine Rusya, savaşan tarafların 48 saat içerisinde silahlarını bırakmasını, aksi taktirde Çeçenistan’da olağanüstü hal ilan ederek askeri operasyonlara başlayacağını açıkladı. Rus ve Çeçen temsilciler arasında görüşmeler devam ederken 11 Aralık sabahı, Rus birlikleri Çeçenistan’a girdi.

Harekatın ilk safhasında, ABD’nin Birinci Körfez Savaşında uyguladığı stratejiden etkilenen Ruslar, Çeçenistan’ın başkenti Grozni’yi yoğun hava bombardımanına tuttular ve birkaç hafta içinde taş üstünde taş bırakmadılar. Aylarca süren çatışmalardan Çeçenler başkenti terk etmek zorunda kaldılar. Başkentin ele geçirilmesi ve Rus yanlısı bir hükümet kurulmasına rağmen Çeçen birlikleri teslim olmadılar ve dağlık bölgelere çekilerek gerilla savaşına başladılar.

Cahar Dudayev komutasındaki Çeçen mücahidler ülkelerini Rus işgalinden kurtarmak için, dünyanın her tarafındaki Müslüman kardeşlerinden aldıkları desteğin de yardımı ile, Rus birlikleri ile kıyasıya mücadele ediyorlardı. Rus ordusu ise eğitimsiz, düşük moralli, lojistik açıdan yetersiz desteklenen, karnını doyurmak için kendi silahını satan, rüşvet karşılığı her türlü işi yapabilen genç ve tecrübesiz askerlerle karada yaptıkları savaşların çoğunu kaybediyordu. Çeçen topraklarında, Rus ordusunun tüm aksaklıkları ve askeri personelin tüm yetersizlikleri gözler önüne seriliyordu. Ancak yine de Rusya, Çeçenlere nazaran sahip olduğu daha geniş kaynaklarla Çeçenistan’ı hava kuvvetleri ile yerle bir etmeye devam ediyordu ve soğuk savaş döneminde Batılı askeri analizcilerin korkulu rüyası olan “ateş gücü” Çeçenlere göz açtırmıyordu.

BASAYEV’DEN MAĞLUBİYETİ ZAFERE ÇEVİREN ÇIKIŞ 

Çeçenler, 1995 yazı geldiğinde Rus Hava Kuvvetlerinin ağır baskısı altındaydı ve mağlubiyete giden yoldan bir çıkış yolu arıyorlardı. Çeçenleri bu zor durumdan Şamil Basayev’in planlayıp icra ettiği bir Huruç Harekatı (Huruç harekatı, Osmanlı ordusunun kullandığı ve kuşatma altındaki bir kaleden karşı taarruza geçerek düşmanı mağlup etmeyi veya çemberi yararak kuvvetleri imhadan kurtarmayı amaçlayan bir harekat şeklidir.) kurtardı. Basayev, Çeçenistan’daki savaşı Rus topraklarına, hatta Moskova’ya taşıyarak Rusya Federasyonu üzerinde baskı oluşturacak bir eylem planlamıştı. Eylemcilerin ölüm riski hemen hemen “mutlak” olması nedeniyle görevin adı “intihar görevi”, operasyonun adı ise “Cihad Operasyonu” olarak belirlendi.

Basayev ve 150 kadar mücahit, savaşta ölen Rus askerlerinin cenazelerini taşıyan Rus askeri konvoyu görüntüsünde, sahte bir polis aracının eskortluğunda Moskova’ya doğru yola çıktılar. Ancak, yolda Budennovsk şehrinde karşılaştıkları bir Rus polisinin şüphelenmesi üzerine (Şamil Basayev daha sonraki ifadelerinde, bu polislerin kendilerine önerilen rüşveti beğenmedikleri için geçmelerine müsaade etmediklerini ifade etmiştir.) eylemi Moskova yerine bu şehirde gerçekleştirdiler. Şehirdeki tüm polisleri ilk anda etkisiz hale getiren Şamil Basayev ve arkadaşları, bir süre sonra etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir hastanede mevzilendiler ve buradaki 700’den fazla hastayı ve sağlık görevlisini rehin aldı.

Eylem, dünya medyasının da yoğun ilgisini çekti ve Basayev ile Rus yöneticiler arasındaki pazarlıklar canlı olarak yayınlandı. Toplam 16 gün süren işgal esnasında Ruslar bir kurtarma operasyonu girişiminde bulunduysa da başarılı olamadılar ve her iki taraftan, rehineler dahil, 150’ye yakın kişi ölürken, 700’den fazla kişi yaralandı. Sonuçta, Ruslar Basayev’in “Rusların Çeçenistan’dan çekilmesi ve Dudayev’le barış masasına oturması” şartlarını kabul ederek Çeçenistan’a dönmesi için gerekli imkânları sağladılar.

DUDAYEV ŞEHİD EDİLİYOR…

Ancak Rusya, Cahar Dudayev’in 1996 Nisan’ında, uydu telefonuna kilitlenen bir Rus füzesi aracılığıyla şehid edilmesinden sonra yazılı bir barış anlaşması yapmaya razı oldu. (Cahar Dudyaev’in anısına Grozni’nin adı Caharkale olarak değiştirildi)

Ağustos ayında yapılan anlaşma, Çeçenistan’ın statüsüne 31 Aralık 2001’e kadar karar verilmesini öngörüyor, dolayısıyla bağımsızlığın tanınması bu tarihe kadar erteleniyordu. Anlaşma bir bakıma, Çeçenistan’a defacto olarak bağımsızlık verilmesi anlamına geliyordu. Rusya, anlaşmaya uygun olarak askeri birliklerini ve federal görevlilerini geri çekti ve Çeçenistan kendi kendini yönetmeye başladı.

İLK SAVAŞTA 150-250 BİN SİVİL ÇEÇEN KATLEDİLDİ

Yaşanan bu ilk savaşta, tahminlere göre 150-250 bin Çeçen sivil katledilmiş, on binlerce sivil yaralanmış, binlerce kişi ise sakat kalmıştı. Savaş sonrasında yiyecek ve ilaç bulmak neredeyse imkansız hale gelmiş, ülkede hiçbir sağlık tesisi sağlam kalmamış, kanalizasyon, elektrik, sulama, karayolu gibi tüm alt yapı tesisleri tahrip olmuştu. Ayrıca, tarım arazilerinin %30’u rastgele döşenen mayınlar, besi hayvanları ise bulaşıcı hastalıklar nedeniyle faydalanılamayacak hale gelmişti. Ruslar her alanda Çeçenistan’ı ablukaya aldı. Çeçenistan’da tekrar iç savaş başlatmak için dünyada Çeçenler hakkında oluşan iyi izlenimi değiştirmek için her türlü yolu deneyen Rusya, 1999’da  tüm anlaşmaları hiçe sayarak Çeçenistan’ı işgal etti.

İkinci savaşta Çeçenler ünlü komutanlarını ve liderlerini şehid verdi. Rusya, Çeçen liderlerini öldürmek için tüm imkanlarını kullandı. Bu savaşta Şamil Basayev, Aslan Mashadov, Zelimhan Yandarbiyev, Abdulhalim Sadulaev, Vaha Arsanov, Hunkarpaşa, Ramazan Ahmadov, Hamzat Gelaev gibi komutan ve liderler şehid edildi. Ruslar bunları zamanla terörist ilan etti. Çeçenistan’da içinden çıkılması zor olan kardeşi kardeşe kırdıran fitneyi yaymayı başardılar. Şimdi Çeçenistan’da uzaktan kumandalı bir yönetim Ramazan Kadirov’un liderliğinde Çeçen mücahidlerden geri kalanlarla savaşıyor. Çeçen halkı ezilmiş ve hiç bir hakka sahip olmadan hayat mücadelesini vermeye devam ediyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.