Sapkınlığın dayatılmasına her kesimden ortak tepki: Aileyi koruyun!

İstanbul Saraçhane Parkı'nda sapkınlığın dayatılmasına tepki vermek için on binlerce kişi bir araya geldi. Mitinge katılan siyasetçi, gazeteci, bilim adamı ve sanatçılar sapkınlığın dayatılmasına tepki göstererek ailenin korunması gerektiğini belirtti.

İstanbul'da, 250'den fazla sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Büyük Aile Platformu, bu yıl 2'nci kez bir araya gelerek LGBT sapkınlığının dayatmasına karşı Saraçhane Parkı'nda 'Büyük Aile Buluşması ve Sessiz Yürüyüşü' düzenledi. Son dönemlerde ülkemizde yürütülen cinsel sapkınlık dayatmalarına karşı çıkmak için toplanan on binlerce kişi, ahlak, inanç ve değerlerimize aykırı olan faaliyetlerin son bulması çağrısında bulundu.


Küresel sapkın lobisine tepki göstermek amacıyla Saraçhane Parkı'nda yapılan mitinge on binlerce kişi aileleriyle birlikte katılarak, yöneticilere bu sapkın grupların engellenmesi ve ailenin korunmasına yönelik çağrıda bulundu.

Buluşmaya katılan siyasetçi, gazeteci, bilim adamı ve sanatçılar İLKHA muhabirine yaptıkları değerlendirmede, sapkınlığın dayatılmasına tepki göstererek, aile kavramının korunması gerektiğini vurguladı.

"Evlilikleri özendirmemiz lazım, ceviz kabuğunu doldurmayan meselelerden dolayı boşanmalara mani olmamız lazım"

Büyük Aile Platformu Genel Sekreteri Serdar Eryılmaz

Büyük Aile Platformu'nun organize ettiği ve 250'den fazla STK'nın bir araya geldiği buluşmaya miting denmediğini, insanların aileleriyle pikniğe gider gibi geldiğini belirten Büyük Aile Platformu Genel Sekreteri Serdar Eryılmaz, "Burada toplanmamız insanlık için, ailemiz ve çocuklarımız içindir. Önce çocuklarımız sonra ailelerimiz sonra insanlık için burada bir çağrıda bulunuyoruz ve diyoruz ki; artık LGBT Propagandası yasaklansın çünkü bu bir uyuşturucu, madde bağımlılığı gibi nasıl ki bunların reklamını yapılması yasaksa LGBT ve eşcinsellik özendirilmemelidir. Bu hayat doğru bir hayat değildir, insanlığın sonu demektir. Bu aslında bir milli güvenlik meselesidir. Demografik güç demek, ailenin nüfusu, aile yapısı ile ülkenin nüfusu ile alakalı bir şeydir. Düşünün bugün ortalama hane sayısı ülkemizde 3.17 bu durum şu anlama geliyor; anne, baba ve çocuk yani ikinci çocuk yok. Bu durum belki bir nesil sonra amca, teyze, dayı hala gibi kavramlar hayatımızdan çıkacak maalesef. Dolayısıyla bizim evlilikleri özendirmemiz lazım, ceviz kabuğunu doldurmayan meselelerden dolayı boşanmalara mani olmamız lazım. Bu insanlara danışmanlık yapmamız lazım, tüm sivil toplum kuruluşları bununla alakalı çalışmalar yapmalı. Aynı zamanda LGBT gibi bir lobi gençlerimizi evlilikten uzaklaştıran, hemcinsleri ile evlenebileceğini iddia eden lobiye de karşı çıkmalıyız. Bu neslin devamını, üremeyi durduran bir şeydir. Bu durum demografik gücümüze karşı çıkarılmış bir projedir. Dolayısıyla bunlara mani olmamız lazım. Bunun için buradayız." dedi.

"Ailenin olmadığı bir yerde ülkeden, memleketten bahsedilmesi mümkün değildir"

HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı İsa Güvendik

Aile ile ilgili yapılan her türlü etkinliğin çok kıymetli olduğunu ve yapılan her etkinliği kıymetli bulduklarını dile getiren HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı İsa Güvendik, "Aile ülkenin temel taşıdır. Ülke varsa bir millet vardır ülke yoksa bir millet yok olmuş demektir. Ülkemizi, ailemizi önemsiyoruz. Bu tür etkinliklerin tümüne katılıyoruz ve destek veriyoruz. Ülkemizde yapılan tüm sapkınlıklara ve sapkınlık altında yapılan tüm etkinliklerin karşısında olduğumuzu; ailemizi koruma adına yapılacak işlerin hepsinde olacağımızı söylüyoruz. Aile ülkenin yapı taşıdır, aile ülkenin var olması için gerekli en önemli işimizdir. Aile varsa ülke vardır, bir millet vardır. Ailenin olmadığı bir yerde ülkeden, memleketten bahsedilmesi mümkün değildir. Bize karşı yapılan çalışamalarda, darbe vurmak isteyenlerin en önemli çalışmaları aile üzerine olmuştur. Ailemizi koruma adına bizde elimizden gelen her türlü gayreti çabalıyoruz." diye belirtti.

"Güçlü aile güçlü nesil demek, güçlü nesilde güçlü devlet demektir"

Gazeteci Ersin Çelik

Bütün dünyada sapkınlınlığın dayatması olduğuna ve haliyle Türkiye'de de olduğuna dikkat çeken Gazeteci Ersin Çelik, "Türkiye bir uyanışa geçiyor, bu yürüyüş onun tezahürüdür. Bu dalga dalga yayılacak. Bir amacı var, gayesi var; burada olmak büyük bir sorumluluk ve vazifedir. Medyada da uyanışa vesile olacak bir yürüyüş çünkü artık medya toplumları şekillendirmiyor; toplum artık medyaları şekillendiriyor çünkü sosyal medya denen bir güç var o yüzden burada olmak herşeyden çok önemlidir. Sivil toplum kuruluşlarını yönlendiriyor, siyasetçileri yönlendiriyor. Sivil bir duruşa ihtiyaç vardı, o sivil duruş şu anda sergileniyor. Bir toplumu ayakta tutan, devlet sistematiğini oluşturan ailedir. Çekirdek aile denen kavram aslında bir sistematiğin kendisidir oradan topluma ve devlete tezahür eder. Aileyi gevşetirseniz, aileyi zayıflatırsanız toplumu da milleti de orduyu da ekomoniyi de siyasetçileri de zayıflatırsınız. Ukrayna savaşı ortada sosyal medya fenomeni bir cumhurbaşkanı var ve halk 2 yıldır büyük bir savaşla karşı karşıya. Aileyi çok güçlü tutmak gerekiyor, güçlü aile güçlü nesil demek güçlü nesilde güçlü devlet demektir. O yüzden aileye saldırıyorlar." şeklinde konuştu.

"Hepimizin bu sorunu bireysel olarak birinin sorunu değil toplumun, milletin hatta insanlığın sorunu olarak görmemiz lazım"

Prof. Dr. Ahmet Akın

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Akın, "LGBT Propagandası ve tehlikesi 20 yıldır alttan alta çalışıyor, sinsi bir çalışmaydı ve günyüzüne çıkması son birkaç yıldır oldu. Şu an halkta bir farkındalık oluştu ama bunda birkaç yıl önce bunu söylemek mümkün değildi, bu toplantılarlarla gerek basın gerek STK'lar olayın farkına varıyor ve bu tehlikenin boyutlarını yakından müşahade etme imkanı buluyorlar o yüzden toplumsal farkındalık açısından çok önemlidir. Hepimizin bu sorunu bireysel olarak birinin sorunu değil toplumun, milletin hatta insanlığın sorunu olarak görmemiz lazım ve LGBT Propagandasına karşı devletin, vatandaşların, STK'ların herkesi üzerine düşeni yapması lazım." şeklinde konuştu.

"Biz bunun yanlış olduğunu çocuğumuza onlar anlatmadan önce anlatmalıyız ki çocuğumuzu belli bir şartelle koruma altına alalım"

Resul Aydemir

Sanatçı Resul Aydemir ise, "Eskiden beri bir şeylere tepki göstermede çok mahiriz ama malesef bunu istikrarlı yapamıyoruz. Mescidi Aksa olunca 'nefdike ya Aksa', Ayasofya olunca 'zinicirler kırılsın Ayasofya açılsın' diyoruz. Bunu etki alanımızda yani öğretmenler öğrencilerine, aileler çocuklarına bunu istikrarlı bir şekilde öğretmeliler. Bunun kuşaktan kuşağa eğitimi verilirse buna bir çözüm üretilebilir. Çocuklarımızı devamlı koruyarak, uzak tutarak koruyamayız. Geçen seneki yürüyüş bugünkü buluşma çok önemli ama bunun 365 güne yayılması ailelerimizin çocuklara verilmesi lazım. Gizleyerek öğretemeyiz, bir şekilde onlara kendi seviyelerinde psikolojik ve pedagojik onlara anlatmak zorundayız. Çünkü onlar anlatmakta çok mahir, onlar anlatınca haklı duruma geçiyorlar. Biz bunun yanlış olduğunu çocuğumuza onlar anlatmadan önce anlatmalıyız ki çocuğumuzun belli bir şartelle koruma altına alalım. Gençlerimizi bilinçli bir hale getirirsek onlar zaten uzak duracakalardır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.