Başbakan Yıldırım'dan "ABD'ye güvence" iddialarına yanıt

ABD Büyükelçiliğinin yaptığı açıklamaları hatırlatan Başbakan Yıldırım, "ABD'ye güvence vermek veya onların bize güvence vermesini istemek gibi bir müzakere, hukuk devleti ilkelerine uymaz." dedi.

Resmi temaslarda bulunacağı ABD'ye hareket öncesi basın toplantısı düzenleyen Başbakan Binali Yıldırım, gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.

Başbakan Yıldırım, temasları kapsamında ABD Başkan Yardımcı Mike Pence ile görüşmeler yapacaklarını, kongre mensupları, yerli ve yabancı STK'lar ile iki ülkenin ilişkilerinin ele alınacağını ifade etti.

Pence ile yapacakları görüşmede, özellikle Türkiye-ABD arasındaki Suriye, Irak meseleleri, FETÖ konusundaki ABD ile ilgili talepleri ve bu konuda bundan sonraki aşamanın kapsamlı bir şekilde dile getirileceğini söyleyen Yıldırım, "Ayrıca PYD/YPG ve DEAŞ ile mücadele konusunda da aramızda mevcut olan bazı sorunları açıklıkla, iki müttefikin hukukuna uygun bir şekilde ele almayı hedefliyoruz." dedi.

İki ülke arasında vize işlemlerinin sınırlı olarak başlamasına değinen Yıldırım, "ABD ile Türkiye arasında bir süre önce askıya alınan vize işlemleri, ziyaret öncesinde sınırlı da olsa başlamış olması olumlu bir adım olarak mütalaa edilebilir. Ziyaretin, iki ülke ilişkilerini bulunduğu düzeyden daha ileri düzeye taşınmasına vesile olmasını ümit ediyorum. Bu amaçla bu ziyareti gerçekleştiriyoruz. Bütün bunları yaparken vazgeçemeyeceğimiz şey, ülkemizin, milletimizin hassasiyetleridir. Bu hassasiyetlere karşı tarafın da gereken hassasiyeti göstereceğini ümit ediyorum. Türkiye ve ABD müttefik iki ülkedir. NATO da müttefikliğimiz var. Yarım asrı aşan ilişkilerde zaman zaman dalgalanma olduğu geçmiş yıllarda da mevcuttu. Ümit ederim, her iki ülkenin menfaatleri, beklentileri açısından verimli bir ziyaret gerçekleştirmiş oluruz." diye konuştu.

ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nin vize krizine ilişkin dün akşam yaptığı açıklamanın hatırlatılması üzerine Yıldırım, ""ABD Büyükelçiliğinin yaptığı açıklama üzerine Türk Büyükelçiliği de karşı açıklamayı yapmıştır. Orada her şey açık seçik, herhangi bir yoruma ihtiyaç göstermeyecek şekilde izah edilmiştir. Diğer mesele şudur; iki ülke arasında özellikle bazı yargılamalar, bazı tutuklama işlemleri var. Amerika'da da var Türkiye'de de var. Her iki ülkede hukuk devleti kurallarına göre işlem ifa edilmektedir. O bakımdan ABD'ye güvence vermek veya onların bize güvence vermesini istemek gibi bir müzakere, hukuk devleti ilkelerine uymaz. Burada bizim hassasiyetimiz şudur; 15 Temmuz darbesi ile ilgili bu darbenin arkasında Fetullah Gülen'in olduğu yönünde çok kuvvetli bulgularımız, delillerimiz var. Bunun iade edilmesini istiyoruz. Ayrıca bazı nedenlerle tutuklanmış olan vatandaşlarımızın davalarının görülmesinde var olan endişelerimizin görülmesini istiyoruz. Onlar da benzer taleplerde bulunuyorlar. Bunlar diplomatik kanallarla görüşülüyor ve bir çıkış yolu bulunmaya çalışılıyor. Esasen bu ziyaretin amaçlarından biri de tüm bu konuları bütün açıklığıyla ortaya koymak ve makul bir yol bulabilmektir." değerlendirmesinde bulundu.

 Yıldırım, Fethullah Gülen'in iade talebine ilişkin ise "İade konusunda yapılacak her şey yapılmıştır, artık dosya odalara sığmayacak hale gelmiştir. Eğer bu kadar dosya, bilgi, belge iş görmüyorsa o zaman işin içinde başka bir mesele var diye insanın aklına geliyor. Belki haddinden fazla da dosya ve belge verdiğimizi düşünüyorum. Dolayısıyla Amerikan yargısının bir an önce, hukuk sistemi devreye girerek bunun gereğini yapmasını bekliyoruz." sözlerine yer verdi.

"Malta'da bazı siyasilerin off-shore hesaplarının olduğuna ilişkin Paradise belgeleri yayınlandı. Bunların içinde iki oğlunuzun şirketlerinin olduğu yönünde bir iddia var. Bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyiz?" sorusu üzerine Yıldırım, şunları söyledi:

"Bir gazete şahsım ve ailem hakkında 'off-shore şirketleri var, yerli değil, milli değil' gibi bir haber yapıyor. Her şeyden önce vatandaşlarımızın gerçeği öğrenmesinde fayda var. Ben gemi inşa yüksek mühendisiyim, makine mühendisiyim. Hayatım boyunca denizcilikle uğraştım, gemi işletmeciliği, gemi sahipliği yaptım. Siyasete başlayınca da işlerimi evlatlarıma bıraktım. Benim evlatlarımın en küçüğü 33, en büyüğü 40 yaşında. 5 tane de torunum var. Dolayısıyla onlar kendi işini yapıyor, ben de kendi işimi yapıyorum. Memlekete, millete hizmet etmeye çalışıyorum. "Siyasete başlarken çocuklarıma benim bir tavsiyem oldu. 'Devletle hiçbir zaman iş yapmayacaksınız, yakınına bile yanaşmayacaksınız, devletin bankalarından hiçbir kaynak kullanmayacaksınız.' Denizcilik küresel bir iştir, dünyanın her tarafında iş yapıyorlar ve dünyanın her tarafında şirketleri de var, irtibat noktaları da var. Bunun gizli saklı bir tarafı da yok. Sanki burada gizli iş çeviriyormuş gibi maalesef benim fotoğrafımı da basarak bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Bir kere bunun bilinmesinde fayda var. Şunu söyleyeyim, eğer Türkiye'de veya başka bir ülkede bir kişi hakkında ticari faaliyetleri hakkında bilgi almak isterseniz, Türkiye'de ticaret sicilinin sitesine girersiniz her türlü bilgiyi alırsınız. Olmadı Malta'da, olmadı Panama'da, olmadı İberya'da gidersiniz, yine internet üzerinden, gitmenize de lüzum yok 2 dolar ödeyerek her türlü, herkes hakkında bilgiyi alabilirsiniz. Dolayısıyla bunun sır filan özelliği yok. Bunlar açık, seçik faaliyet gösteren şirketlerdir. Bunun böyle bilinmesi lazım."

Yıldırım, "Bu gazete ilk defa 2008'de bunları gündeme getirdi. Daha sonra 2014 yerel seçimlerinde ben İzmir'de belediye başkanı adayıyken gündeme getirdi. O zaman da bir televizyon programında bütün detaylarıyla açıkladım. Olmadı, 2017 Mayıs ayında tekrar bunu ısıtıp haber yaptılar. Şimdi de aynı haberi tekrar büyük bir iş, büyük bir usulsüzlük, yanlışlık bulmuş gibi servis ediyorlar. Olay bundan ibarettir. Benim siyasetçi olmam dolayısıyla onların, çocuklarım üzerinde, faaliyetleri üzerinde ilgilenmeleri çok egzotik bir iş. Bununla beni akılları sıra yıpratmaya çalışıyorlar. Milletim beni bilir, benim dokunulmazlığım var ama çocuklarımın dokunulmazlığı yok. Buradan davet ediyorum, her türlü soruşturma, gerek mali yönden gerek hukuki yönden yapılabilir. Bunu özellikle de istiyorum. Dolayısıyla hiç kimsenin, hiçbir şekilde haksız yere itham edilmesi, yanlış iş yapıyor gibi gösterilmesi kabul edilemez." ifadelerini kullandı. (İLKHA)


 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Asgari ücret 28 bin 75 lira olarak belirlendi
Sanal kumar gençliği tehdit ediyor!
Lastik ustaları: Kış lastiği 7 derecenin altında zorunluluktur
"Yüzyılın Konut Projesi" başvuruları yarın başlıyor
1,8 milyon kişinin ehliyeti artık geçersiz!