Cuma’ya gitmemek, ‘Allah’ın emrettiği bir farzı terk etmek’ demektir

Cuma namazının kılınmasının iman etmiş herkese farz olduğunu söyleyen Molla Ekrem Derdiyok, Cuma namazını terk eden kişinin Rabbine karşı nankörlük ve isyan etmiş, günah işleyip harama bulaşmış olacağını vurguladı.

Molla Ekrem Derdiyok, Cuma namazının önemi, hangi durumlarda cuma namazına gidilemeyeceği, Cuma saatinde erkek ve kadın için alışveriş yapmanın hükmü, cuma namazı izni vermeyen işverenin durumu konularında İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Cuma namazı kılmanın birçok manada kazanımları olduğunu ifade eden Derdiyok, Cuma namazının toplumda birlikteliğe ve kaynaşmaya vesile olduğuna dikkat çekti.

“Allah’a ve ahiret gününe inanan ve iman eden insan cumaya gitsin”

Derdiyok, Cuma namazı çağrısı ‘Siz tek ümmetsiniz, bir araya gelmelisiniz ve dayanışma içerisinde hareket etmek mecburiyetindesiniz’ der. Rahmet Peygamberi (Sallallahu Aleyhi Vesellem) şöyle buyuruyor: ‘Allah’a ve ahiret gününe inanan ve iman eden insan cumaya gitsin’. Ya cuma namazına gitmemeyi terk edeceksiniz ya da Allah kalbinizi mühürler de gafillerden olursunuz. Gafillerden olduğunuz zaman da o kalbe hiçbir hayır, bereket, rahmet, esenlik girmez ve huzur gelmez. Ne dünyada ne de ahrette mutlu olamazsınız.” şeklinde konuştu.

Cuma gününün içerisinde, belli bir zaman diliminde duaların kabul edildiğini vurgulayan Derdiyok, “Ramazan Ayı’nın, aylar içinde nasıl bir üstünlüğü varsa nasıl bütün ayların efendisi ise Kadir Gecesi de nasıl ki bütün gecelerden üstünse cuma günü de günler üzerinde öyle bir üstünlüğe sahiptir. Bu durum bizlere Cuma namazının önemini, anlamını, hikmetini mefhumunu idrak ettiriyor.” dedi.

“Cuma namazı yalnızlaşmanın ve bireyselleşmenin önüne geçiyor”

Çağın insanlarının yalnızlık ve bireysellik sorunuyla mutsuzlaşan hayatının ve bakış açısının Cuma namazıyla değiştiğini belirten Derdiyok, “Camiye-Cuma’ya gelen her Müslüman, kardeşleriyle kol kola, omuz omuza saf tutarak bir araya geldiğinde, kendisinin tek başına yaşamadığını, nice kardeşlerinin olduğunu idrak ediyor. Böylece Cuma namazı yalnızlaşmanın ve bireyselleşmenin önüne geçiyor.” diye belirtti.

“Cuma’ya gitmemek, Allah’ın emrettiği bir farzı terk etmek demektir”

Yüce Mevla Kur’an-ı Kerim’de, Cuma Suresi’nde; ‘Ey inananlar, ey iman edenler Cuma gününde namaza, zikre ve hutbeye çağrıldığınız zaman, Allah’ı zikretmeye koşun. Acele ediniz, alışverişi ve onun emsali olan veya sizi ibadetten alıkoyacak, sizinle ibadetin arasına girip de sizi ibadet yapmaktan geri bırakacak her şeyi terk ediniz. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır’ buyuruyor diyen Derdiyok, “Cuma’ya gitmemek, Allah’ın emrettiği bir farzını terk etmek demektir. Nasıl ki beş vakit namazı terk ettiğinizde peygamberimizin tehdidine maruz kalırsınız. Allah'ın rahmet peygamberi şöyle buyuruyor: ‘Bizimle şirkin ve müşriklerin arasındaki fark namazdır.’ Çünkü bir insan eğer namaz kılmıyorsa, Allah korusun, namaz kılmamakla kafirlere benzemiş olur. Bu büyük bir tehdittir. Eğer bu devam ederse, bu inadı onu, Allah korusun, küfre götürebilir. Bu nedenle Cuma namazı da böyledir. Siz, Cuma namazını terk edemezsiniz. Eğer gerçek manada inanıyorsanız, iman ediyorsanız, Cuma ibadetine ezanın okumasıyla icabet ederek, camide toplu bir şekilde, imamın arkasında namaz kılmanız gerekiyor. Cuma namazını kılmazsanız, sizleri yaratan, çeşit çeşit nimetlerle donatan rabbinize karşı nankörlük etmiş, isyan etmiş, günah işlemiş ve bunu yapmakla da harama bulaşmış olursunuz." ifadelerini kullandı.

“İşverenler ve esnaf, çalışanlarına ibadette yardımcı olmalıdır”

İşverenlerin ve çalışanlarının sorumluluğu üzerinde olanların, Cuma namazı hususunda daha dikkatli davranmaları gerektiğine vurgu yapan Derdiyok, “Allah, ‘İyide, güzelde ve ibadette yardımlaşın, günahta ve düşmanlıkta yardımlaşmayın’ buyuruyor. İşveren ve esnaf kardeşimizde, gerçek manada Allah korkusu, kalbinde onu rabbine bağlayan iman bağı varsa ve o iman bağıyla hareket ediyorsa elbette ki yanında çalışan Müslüman kardeşlerine, işçilerine ibadeti engelleyecek herhangi bir harekette bulunmamalıdır. Hatta ibadet yapma yolunu açmalıdır. İbadette onlara yardımcı olmalıdır. Şayet eğer onlara sıkıntı çıkarırsa, kaç kişi orada çalışıyorsa ve bu insanlar da çıkarmış olduğu engelden dolayı Cuma'ya gidememişlerse, işveren kişi tümünün vebaline girmiş olur. Bunun hesabını Allah’a veremez. Böyle bir vebalin altına girmektense varsın sahip olduğu ve maliki olduğu o mal olmasın. O kişi kıyamet gününde bunu temenni edecektir. Ama bu temennisi eline geçmeyecektir.” şeklinde konuştu.

“Cuma namazı kadına, köleye, hastaya ve çocuklara farz değildir”

Peygamber efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem), insanlar içerisinde dört sınıfı Cuma namazı kılmaktan muaf tuttuğunu aktaran Derdiyok, şunları kaydetti:

“Akıl baliğ olan erkek-kadın, herkesin muhakkak cumaya gitmesi gerekiyor. Ancak peygamber efendimiz, hadisi şerifle bunu tahsis etmiştir. Muaf olanları dört sınıfa ayırmıştır. Cuma namazı kadına, köleye, hastaya ve çocuklara farz değildir. Bu durumda olanlar cumaya gitmeyebilirler. Kişi hasta bakıcıysa ve hastasını terk ettiği zaman, hasta kendine zarar verecekse veya zarar görecekse, o bakıcıda Cuma Namazından muaftır. Yolculukta iseniz veya sefere çıkmışsanız, yine Cuma namazından muafsınızdır. Hava çok sıcak veya çok soğuktur. Gidilecek camide çok uzaktır. Cuma namazına gidildiği zaman kişide herhangi rahatsızlık oluşacaksa, bu insan da cuma namazına gitmeyebilir. Bu durumlardan dolayı Cuma namazına gitmeyenler, öğle namazını kılmaları gerekir."

“Cuma namazı esnasında alışverişle uğraşılması haramdır”

Allah Teâlâ’nın, Cuma namazı saatinde alışverişin terk edilmesi gerektiğini emrettiğini söyleyen Derdiyok, “İmam-ı Azam’ın içtihadına göre bir insan ezan esnasında eğer alışveriş yapıyorsa tahrimen mekruhtur ama akit geçerlidir. İmamı Şafii de der ki; ‘Kesin haramla uğraşmış, haram işlemiş olur ama yapılan akit geçerlidir.’ Ama imam Ahmed bin Hanbel ve imam Malik der ki; Haram olmakla beraber, yapılan akit de geçersizdir ve batıldır. O alışveriş dahi geçersizdir. Dört mezhebin görüşünü bir araya getirdiğimizde, kişinin ezan esnasında hâlâ alışverişle uğraşması, kesinlikle onun haram işlediğini gösteriyor ve ortaya koyuyor. Bu haramlık, Cuma ibadetiyle yükümlü olan kişiler için geçerlidir. Bu ibadet kime vaciptir? Erkeklere vacipti. Kadın, köle, çocuk ve hasta yoktu. Öyleyse cuma ibadetiyle mükellef olmayan, hükümlü olmayan bir insan alışveriş yapabilir mi? Elbette ki yapabilir. Çünkü onun için burada onun alışverişle uğraşması, onu herhangi bir ibadetten alıkoymamaktadır. Cuma ibadetten alı koymadığı için alışveriş yapabilir. Onlar için helal ve mübahtır. Her ne kadar kadınlar için alışveriş haram değilse de Cuma namazı saatinde onların da alışverişi terk etmesi daha evladır.” diye belirtti.

Dünyanın ve içindekilerinin geçici olduğunu belirten Derdiyok, “Kardeşlerim yarın ölebiliriz. Ne olur, gelin bizimle cumamız arasına giren ne varsa, cumayı hepsinin önüne koyalım. Rabbimiz, yaratılış sebebimiz olan kendisine ibadet etmeyi, hiçbir kusur göstermeden en ekmel veçhiyle yerine getiren kullarından eylesin.” dedi. (İLKHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İslam Ve Kuran Haberleri

Kunut duasının me’sûr olması şart mıdır?
Yere yapışık olan halılar necis olduğunda nasıl temizlenir?
Kesê ku rojîya qeza negirtibe û bimre dibe şûna wî rojî bêgirtin?
Kaza orucunu tutamadan vefat edenin yerine oruç tutulur mu?
Kazası geciktirilen oruçlar için fidye veya ceza var mıdır?