Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye günübirlik çalışma ziyaretinde bulunan, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Görüşmenin ardından Erdoğan ile Borisov ortak basın açıklaması düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, B"ugünkü görüşmelerimizin ana gündem maddesini Suriye'de yaşanan gelişmeler oluşturdu. Rejimin İdlib'e yönelik saldırganlığın durdurulması yönünde atılabilecek adımları ele aldık. Bu kapsamda verdiğimiz mücadelelerde şehit düşen ailelerimize bir kez daha şahsım ve milletim adına başsağlığı diliyorum. Gösterdiği dayanışma için Başbakan Borisov'a teşekkür ediyorum.
AB'nin destek vermezse kapıları açmak zorunda kalacaklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hali hazırda İdlib'de 1,5 milyon insan evlerini terk etmiş ve sınırlarımızda bekliyor. Görüşmelerimizde maalesef Avrupa Birliği üyelerinin büyük bir çoğunluğunun bu konudaki duyarsızlığını da dile getirmek durumunda kaldım. 4 milyondan fazla sığınmacıya 9 yıldır ev sahipliği yapan Türkiye'nin durumunu malesef AB üyeleri ve dünya hala anlamış değil. Aylar önce eğer adil bir yük paylaşımına AB bizimle beraber destek vermezse kapıları açmak durumunda kalırız diye açıklamıştım. Biz Türkiye-AB arasında 18 Mart 2106'da yer alan taahhütlerimizi şimdiye kadar yerine getirdik." ifadelerini kullandı.
"Adil yük beklentilerimiz ne yazık ki sonuçsuz kaldık." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AB ise 18 Mart bildirisinin gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir. AB bugün de çifte standart uygulamaktadır. Bakınız hala AB üyesi ülkelerin önde gelenleri bizim sınırlara şu anda yürüyen mültecilerle ilgili Türkiye'nin burada yanlış yaptığını söyleyecek kadar çifte standart uyguluyorlar. Hani adil yük ve sorumluluk paylaşımı? Bu yükü biz mi kaldıracağız?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sığınmacılar, mülteciler bulundukları ülkeleri terk etmekte ve gidecekteki yeri seçmekte özgürdürler. Bu lokal bir hukuktan bahsetmiyorum. Uluslararası hukuka göre bu kişilerin zorla bir ülkede tutulması mümkün değildir. Bu kişiler kendi özgür iradeleriyle ülkemizden ayrılmaktadır. Yunanistan gibi tüm ülkelerin uluslararası yükümlülüklerine riayet ederek sınırlarına ulaşan göçmenlerin, sığınmacıların başvurularını milliyetine bakmadan gerekli korumayı sağlama zorunluluğu bulunmaktadır. Bugün Yunan askerleri 2 tane mülteciyi öldürdü ve 1 tane de ağır yaralı var. AB Konseyi Başkanı yarın Türkiye-Yunanistan sınırını ziyaret edeceğini açıkladı. Herhalde mültecilerin Yunan sınırında kaldığı insanlık dışı muameleleri görecektir." şeklinde konuştu.
"AB kapıda bekleyen insani krizi göremiyor"
Bulgaristan Başbakanı Borisov ise şöyle konuştu:
Bulgaristan halkına yönelik ifade etmiş olduğunuz tebrik mesajlarınız için teşekkür ediyorum. Bu çok önemli. Şahsım ve ekibim adına bir kez daha şehit olan askerlerin yakınlarına taziyelerimi ifade etmek isterim. Corona virüse karşı aldığımız önlemler çerçevesinde ihtiyaç bulduğumuz fakat elimizde yeterince bulunmayan malzemelerle ilgili olarak hemen Sağlık Bakanını çağırdığınız için ayrıca teşekkür ediyorum. Bulgaristan'daki kamuoyuna bilgi vermek adına dünya genelinde zor bulunan, ihtiyacı olan filtreli maskelerin bize temin edilmesi hususunda peyderpey temin ederek bize yardımcı olacağınız için de ayrıca teşekkür ediyorum.
"Perşembe günü Moskova'da gerçekleştireceğiniz ziyaret çerçevesindeki Suriye'deki ölümcül gelişmeler konusunda diplomatik bir çözüm bulacağınızı arzu ve temenni ediyorum. diyen Borisov, "Can kaybı yanı sıra yüzbinlerce göçmen de mülteci sınırlarımıza doğru geliyor. Şahsınız nezdinde Türkiye'nin Bulgaristan sınırına yönelik Avrupa ile imzalanan anlaşmanın hükümlerini ve taahhütlerini yerine getirdiği için teşekkür ediyorum. Bu da Bulgaristan vatandaşlarına müsterih olmalarını sağlıyor. Dolayısıyla bu taahhüdü bir kez daha teyid etmiş olduk. Buraya kadar iyi, epey çaba harcadım." dedi.
Borisov, "İnanıyorum ki, en kısa zamanda Avrupa Komisyonu ve Avrupa Konseyi bu toplantıyı yapar. Herkes kapıda bekleyen büyük insani krizi muhtemelen göremiyorum. Ben en korkaklar arasından biri değilim. Fakat eminim ki, ancak sağduyu, barış ve diplomasiyle, karşı tarafın da yararlarını, çıkarlarını korumak suretiyle çözülebilir. Tabii ki imzalanan anlaşmalarının da yerine getirilmesi lazım. Türkiye'ye neden verilmediğini ben anlayamıyorum." ifadelerini kullandı.
İLKHA