Pazartesi günü MİNHAP üyesi STK yöneticileri, Bolu F Tipi’nde Cihan Yeşil’e yönelik yaşanan işkence vahşetini kınamak amacıyla cezaevine gidip cezaevi yönetimiyle de görüştü. Görüşmeden sonra STK yöneticilerinin edindikleri izlenimi basınla paylaşmaları, cezaevi idaresinin aslında Guantanamo hayranlığının da deşifre edilmesi gibi oldu.
Cezaevlerinde sıkça yaşanan bir zulüm sisteminin olduğu, zulmün ardındaki zihniyetin de laik zorbalıktan beslendiği gerçeğini kanıksamışken, bu kez ortaya çıkan durum, sistematik zulüm ve işkence sistemine “Abdest” aldırılarak aynı geleneğin sürdürüldüğünü ortaya koydu.
Basın ve kamuoyuna yansımış olmasına ve hücresinden alınan mahkumun felç geçirecek şekilde işkenceye maruz kaldıktan sonra battaniye içerisinde hücreye atılmasına rağmen öyle anlaşılıyor ki, bu durum bakanlık yetkililerinin de umursamadığı sıradanlaşmış uygulamalar arasında yer edindiğini gösteriyor. Zaten cezaevi idaresinin pervasız açıklamaları ve rahat tavırları, merkezden aldıkları desteğin vardığı özgüven derecesini de gösteriyor.
“İşkence ve kötü muameleye SIFIR tolerans” şiarıyla yola çıkan siyasi iktidarın bu durumda geldiği nokta, işkencecileri korumaya dönüşmesi bakımından anlamlıdır. İşkencecilerin abdestli tayfadan olması ise daha da anlam kazanmaktadır. Bu durumda yaptıkları her işkence vakası, demek ki “rıza-i ilahiyeden” sayılmış olmaktadır.
Artık sistemin geleneksel uygulamalarının her biri abdestli zevata havale edilmiş sonucu ortaya çıkmaktadır ki, bu durumda sıkça dillendirilen “dindarlaşma” teranelerini bir tarafa bırakın, sistemin tüm pisliklerinin “dindar” görünümlü zevata emanet edilmesi, dindarlığı sisteme kurban etmek gibi bir kötülüğün de kapısını aralamak demektir. (Rehber TV)