İstikrarsızlığın hakim olduğu Irak'ta son durum (ANALİZ)

ABD'nin Irak'ı işgali 15 Aralık 2011'de resmen sona ererken işgalin sözde bitmesiyle ülke yeni bir safhaya girmiş oldu. İşgal sonrasında bombalı saldırıların hiç eksik olmadığı Irak'ta batılı istihbarat örgütleri çok faal bir şekilde çalışıyor

HABER MRK - 2003'te ABD'nin, Irak'taki sözde kitle imha silahlarını bahane ederek başlattığı işgalin etkileri ve ABD-İsrail ortak oyunu Irak'ta 10 sene sonra bile halen devam ediyor. Irak savaşında bir milyondan fazla insanın öldüğü belirtiliyor. Ancak, açıklanan resmi rakamlar bir milyonun çok altında.

 

Batı güçleri özellikle ABD ve müttefiki İsrail bölgedeki petrol ve doğalgaz kaynaklarını ele geçirmiş durumda ve Irak istikrara kavuşursa bu kaynakları kaybedebilir. Dolayısıyla Irak'taki istikrarsızlığı ABD'ye ve İsrail'e yaramaktadır. İsrail'in ekonomik istikrarın ve büyük İsrail devleti kurma hedefleri ve son zamanlarda İsrail'de yaşanan ekonomik çöküş korkusu Irak petrolleri ve doğalgazı ile desteklenmesi hedeflenmektedir.

 

Batılı istihbarat servisleri ne yapıyor?
Irak'taki silahlı grupları araştırırken bu örgütlerin kim olduğunu, lider kadrosunu, ideolojik yapısını, örgütler arasındaki ilişki biçimini, aralarındaki ideolojik ayrılıkları, amaçlarını ortaya koymak çok zor. Çünkü şu ana kadar Irak'taki silahlı grupların sayısının 70'in üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla bu kadar örgütü bütün boyutlarıyla araştırmak kolay bir iş değil. Sadece bildiğimiz şey, örgütler arasında da ciddi bir şekilde Batılı istihbarat ajanlarının bulunduğu ve bu örgütlerin bir araya gelmemesinin sebebi yine Batılı istihbaratların olduğudur. Çünkü bu örgütler bir araya gelse ABD ve müttefikleri Irak'ta nefes alamaz.

 

Ülkede güvensizlik, iç çatışma, rüşvet ve ahlaksızlık hakim
Irak, dünyanın en çok petrol rezervine sahip olan 4. ülkesidir. Irak, güvensizlik, iç çatışma tehlikesi, bozuk altyapı, yetersiz enerji kaynakları ve en önemlisi de rüşvet, ahlaksızlık vb. nedenlerinden dolayı yabancı yatırımcılar için çekim merkezi değildir. Irak'ta halkın yüzde 20'den fazlası yoksulluk sınırının altında elde ettiği gelirle yaşamaya çalışmaktadır. Irak, halen "sözde" seçimle iş başına gelen bir hükümetle yönetilmektedir. Sözde diyoruz çünkü Irak'ın hiç bir noktasında can güvenliği yoktur. Güvenliğin sağlanamadığı bir ortamda seçmenlerin özgür iradeleriyle, istedikleri aday veya partiye oy vermeleri olası değildir. Irak'ta mevcut olan parlamento, etnik (Arap, Kürt, Türkmen vb.) ve dinsel (Şii Müslüman, Sünni Müslüman, Hıristiyan vb.) olarak bölünmüş bir yapıdadır.

 

Halk Saddam dönemini arar hale geldi
Irak ekonomisi sadece petrol ve doğalgaz gelirine dayanmaktadır. Saddam Hüseyin döneminde Irak halkının ilaç, temel gıda, su, elektrik gibi zaruri ihtiyaçları karşılanabiliyordu. Can güvenliği bugünkü kadar büyük sorun değildi. 2003'teki ABD işgali sırasında ve sonrasında devam eden iç çatışmalarda, mevcut ekonomik altyapı tahrip edilmiş, geçen 10 yılda halk ne yazık ki Saddam Hüseyin dönemini arar hale gelmiştir.

 

Merkezi hükümetin Irak genelinde tam bir otoritesi yok
Irak'ta işsizlik, kaçakçılık, adam kaçırma, organ ticareti, bombalama vb. yaygındır. Irak vatandaşı günde ancak bir kaç saat süreyle elektrik enerjisi ile kısıtlı miktarda içme suyundan yararlanabiliyor. Irak'ta işgal esnasında ve işgalden sonra meydana gelen çatışmalarda hayatını kaybedenlerin sayısı halen tam olarak bilinmiyor. Ne kadar Iraklının yaralandığı, ne kadarının aşağılandığı, ne kadarının "tecavüze uğradığı" hakkında kesin bir bilgi yoktur. Bugün için Irak'ta petrol ve doğalgaz çıkarılabilmekte, Petrol Irak'ın ana geçim kaynağı olmaya devam etmektedir. Ancak, Irak'ta yer altındaki petrolü çıkartacak, işleyecek, satacak ve Irak'ı ayağa kaldıracak "özel sektör" ve devlet gücü yoktur. Merkezi hükümetin Irak genelinde tam bir otoritesi yoktur. Bağdat'taki merkezi hükümet ve dolayısıyla Şiiler ile kuzeydeki Kürtler yabancı petrol firmaları ile ayrı ayrı antlaşmalar yapmaktadır.

 

Halk varlık içinde yokluk çekiyor
"Varlık içinde yokluk çeken" Irak halkı bir de mezhep ve etnik çatışmayla gün geçtikçe daha da içinden çıkılmaz bir duruma doğru itiliyor. Sırtlanlar gibi kendi çıkarları ve tamamen eline düşecek payını düşünen devletler, Irak halkını hiç mi hiç düşünmüyor. Son zamanlarda Irak'taki gelişmeler iyice analiz edilirse İslami örgütlerin saldırıları pek üstlenmedikleri görülür. Ancak Batı medyasında saldırıların ardında Iraklı gruplar olduğu ve olayların veriliş şekli sadece Batının istediği şekilde verilerek gündeme getiriliyor. Hatta Irak'taki örgütler birbirlerine girsinler diye Batılı istihbaratlarca örgütlere bir şekilde istihbarat veriliyor. (Riyad Makaev - İLKHA)

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Asgari ücret 28 bin 75 lira olarak belirlendi
Sanal kumar gençliği tehdit ediyor!
Lastik ustaları: Kış lastiği 7 derecenin altında zorunluluktur
"Yüzyılın Konut Projesi" başvuruları yarın başlıyor
1,8 milyon kişinin ehliyeti artık geçersiz!