Eğitim Bir Sen ve Memur Sen, Türkiye genelinde yaptığı eylemlerle kamuda uygulanan başörtüsü yasağını ve kılık kıyafet yönetmeliğini protesto etti.
Protesatoların ilk durağı İstanbul oldu. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yapan Eğitim Bir Sen ve Memur Sen üyeleri, kamuda başörtüsü yasağını protesto etti.
'Zulüm varsa direniş de var', 'Yasak duruyor, zulüm sürüyor', 'Sorunuma ders merkezli değil, hak merkezli yaklaş' yazılı döviz taşıyan sendika üyeleri, 'Başörtüme dokunma' yazılı büyük bir pankart açtı. Eylemciler daha sonra 'Kılık kıyafet yönetmeliği ve kamuda başörtüsüne özgürlük" konulu basın açıklaması yaptı.
Grup adına açıklama yapan Huriye Dönmez, "Bu ülkeyi bizim, kadınlarımız için yaşanmaz kılan yasakların kaldırılması için toplandık. Biz gerçek anlamda özgür bir toplumda düşünce ve inançlardaki çeşitliliğin engellenmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Hiçbir otoriterin toplumsal dokuya müdahale etmemesi, insanları ötekileştirmemesi ve çalışma hayatının dışına itilen başörtülü kadınlara özgürlük istiyoruz." dedi.
Sendika üyelerinden Saadet Birol ise, "Biz eşitlikten yanayız. İnsanların kategorize edilmemesini, başarılı olması için fırsatları herekse eşit olarak sunmasını istiyoruz. Devletin bütün vatandaşlarının meşru haklarını iade etmesini istiyoruz. Adalet istiyoruz. Biz adaletin sadece maddi olgularla sınırlı olmadığını düşünüyor ve onun da insanlara eşit olarak dağıtılması gerektiğini biliyoruz ve istiyoruz. Erkeğiyle kadınıyla hep birlikte el ele bu çağ dışı yasağı kaldırmalıyız. Başörtüsü, politik çatışmaların malzemesi değildir." ifadelerini kullandı.
'Kamusal alan koca bir yalan' şeklinde slogan atan sendika üyeleri, basın açıklamasının ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünden ayrıldı.
İZMİR'DE BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK TALEBİ
Eğitim Bir Sen İzmir Şubesi, Konak Meydanı'nda 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla, "Kamusal alan, koca bir yalan" sloganıyla basın açıklaması yaptı. Yağmur altındaki açıklamada sendika üyesi kadınlar, ellerinde çeşitli dövizlerle seslerini duyurmaya çalıştı. Başörtülü kadınlara hayatın her alanında özgürlük sağlanmasını isteyen Eğitim Bir Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Burçak Akseki, devletin herkese karşı eşit olmasını istedi.
Başını inançlarından dolayı örten kesimin din ve devlet ilişkileri arasında kaldığını aktaran Akseki, geçen yıllarda üniversitelerde ikna odaları kurulduğunu, bu suretle başörtülü kızlara diz çöktürülmeye çalışıldığını söyledi. Devlet eliyle yapılan bu zulmün artık son bulmasını isteyen Burçak Akseki, "Devlet, şiddet gören kadını koruyor ancak aynı devlet, kadının başını kapatıp TBMM'ye gelmesini, kamu hizmetinde görev almasını yasaklayarak bizzat kendisi şiddet uyguluyor, ayrımcılık yapıyor ve ötekileştiriyor. Üniversitede rektörlerin dönemsel lütuflarıyla haklarını kullanabilen kızlarımıza, başörtüleriyle kamuda görev yapmak yasaktır. Bu uygulama, had bildirmenin başka bir versiyonudur. Küresel aktör iddiasındaki iktidar bunu ne bize ne dünyaya ne de kendilerine izah edemez. Mevcut iktidar bu ayıptan kurtulmalı, toplum mühendisliği olan, kadınları inançlarını yaşama konusunda sınırlamaktan vazgeçmelidir. Anayasa'da bulunmayan bir yasak iç tüzük, yönetmelik, hattâ genelge gibi Anayasa'ya uygun olması gereken düzenlemelerle var ediliyor. Anayasa'da korunan bir hak, yönetmeliklerle yok sayılıyor. Artık yeter! Aklımıza, ruhumuza giydirilmeye çalışılan deli gömleklerine hayır diyoruz. Sayın Başbakan, 'Hiç kimse, iç düşmanlar ihdas ederek milletin hukukunu çiğneyemez. Bu ülkede artık kimse, sırtını devlete dayayıp işkence yapamaz, faili meçhullerin üzerini örtemez.' diyor. Biz de şunu soruyoruz: Bizi bu vesayetçi bürokrasinin çıkardığı yönetmeliklerle yargılamaya, ötekileştirmeye devam edecek misiniz? O yönetmelik gereği olarak başörtülüleri Meclis'ten, kamuda çalışmaktan men eden yasakları korumaya devam edecek misiniz?
Devlet, hâlâ bürokratik oligarşinin mi yoksa milletin devleti mi olduğuna karar vermek zorundadır." diye konuştu.
KIRŞEHİR
Eğitim –Bir-Sen Kırşehir Şubesi, 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla 'Kamuda Başörtüsüne Özgürlük İstiyoruz' konulu basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması Cacabey Meydanı'nda kadın ve erkek üyelerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.
Basın açıklamasını Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Komisyonu adına Rukiye Ercan gerçekleştirdi. Rukiye Ercan şunları söyledi: "Her insanın vazgeçilmez, devredilmez, dokunulmaz temel hak ve hürriyetlerinden olan, çalışma hayatında yer almamızı, seçilme hakkımızı kullanmamızı yasaklayanları, halkın tasfiye etmiş olmasına rağmen zihniyetlerinin hayatımıza hâlâ yön vermesini protesto etmek, bu ülkeyi bizim için yaşanmaz kılan yasakların kaldırılması talebimizi ifade etmek için toplandık. Biz gerçek anlamda özgür bir toplumda düşünce ve inançlardaki çeşitliliğin, fikirlerin, zenginlik olduğuna inanıyoruz. Bunun için hiçbir otoritenin toplumsal dokuya müdahale etmemesi, insanları ötekileştirmemesi gerektiğine inanıyor, çalışma hayatının dışına itilen başörtülü kadınlara özgürlük istiyoruz. Biz eşitlikten, insanların kategorize edilmemesini; başarılı olmak için fırsat ve imkânların herkese eşit bir şekilde sunulmasını anlıyoruz. Devletin bütün vatandaşlarının meşru haklarını iade etmesini, özde ve sözde vatandaş ayrımına bir an önce son vermesini istiyoruz. Özgürlük, eşitlik ve adaletin sürgün edildiği her yerde, acıya maruz kalanlar en çok kadınlar ve çocuklar olmuştur. Bütün kirli hesaplar en çok onları vurmuştur. Onlarca yıldır; din-siyaset, gelenek-modernlik, din-devlet gerilimlerinin kurbanı çoğu kez kadınlar olmuştur. Dün üniversiteye gittiğimizde bizi ikna odalarıyla karşılayanlar, bir kalbimizin, bir insanlık onurumuzun olduğunu düşünmeden ilkel öfkeleriyle bize diz çöktürmeye çalıştılar. Karanlık, kibirli güç odakları çıkarlarını korumak için zorunlu gördükleri çatışma için, inancımızın gereği olan başörtüsünü, daha derinlerde aklımızı, kalbimizi ve inancımızı kavgalarının ortasına atmaktan çekinmediler."
Basın açıklamasına Memur-Sen İl Temsilcisi Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Ali Rıza Aka, Sağlık-Sen Başkanı Necati Yılmaz, Diyanet-Sen Şube Başkanı Mehmet Öztürk, Bem-Bir-Sen İl Temsilcisi Menderes Dağan, Büro Memur-Sen- İl Temsilcisi Turan Çetinkaya, Toç-Bir-Sen İl Temsilcisi Duran Seçen, Bayındır- Memur-Sen İl Temsilcisi Memduh Çelik, Birlik Haber-Sen İl Temsilcisi İsmail Altınışık, Enerji-Bir-Sen İl Temsilcisi Adnan Doğan, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
SİNOP
Eğitim Bir-Sen Sinop Şubesi, Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlediği eylemle kamudaki başörtüsü yasağını protesto etti.
Basın açıklamasını okuyan Eğitim-Bir-Sen Sinop Şubesi Kadınlar Komisyonu Başkanı Mumine Şahin, çalışma hayatının dışına itilen başörtülü kadınlara özgürlük istediklerini söyledi. "Biz gerçek anlamda özgür bir toplumda düşünce ve inançlardaki çeşitliliğin, fikirlerin zenginlik olduğuna inanıyoruz." diyen Şahin, sözlerine şöyle devam etti: "Biz eşitlikten, insanların kategorize edilmemesini; başarılı olmak için fırsat ve imkânların herkese eşit bir şekilde sunulmasını anlıyoruz. Devletin bütün vatandaşlarının meşru haklarını iade etmesini, özde ve sözde vatandaş ayrımına biran önce son vermesini istiyoruz. Adaletin, ödül ve ceza dağıtımıyla ilgili olduğuna, bunun için de her insana hak ettiği şeylerin verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Adaletin sadece maddi olgularla sınırlı olmadığını düşünüyor, adaletin de özgürlük ve tüm insan hakları gibi dağıtılmasının mümkün olduğunu biliyoruz. Akademide, yargıda, eğitimde, sağlıkta, sporda ve siyasette, başörtülü başı açık ayrım yapılmaksızın herkesin eşit vatandaşlık hakkını kullanmasını istiyoruz."
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni yayımladığı öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğinde başörtüsünün sadece imam hatiplerde ve Kur'ân dersiyle sınırlandırıldığına değinen Şahin, "Biz yasaklar kalksın derken yasağı meşrulaştıran bu yaklaşımı asla kabul etmiyoruz. Bakanlık bu defoyu tez elden ortadan kaldırmalı, ders merkezli hak kullanımı ayıbından bir an önce kurtulmalıdır." diye konuştu.
Eyleme Eğitim Bir-Sen Sinop Şube Başkanı Mustafa Aslan, yönetim kurulu ve sendika üyeleri katıldı.
MERSİN
Mersin'de eylem yapan Eğitim-Bir Sen üyeleri, kamu çalışanlarına başörtüsünün serbest bırakılmasını istedi.
Hastane Caddesi üzerindeki sendika binası önünde toplanan gurup adına açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen Mersin Şubesi Kadınlar Komisyonu Başkanı Mürşide Çetinkaya, şiddet gören kadını koruyan devletin, kadının başını kapatarak TBMM'ye gelmesini, kamu hizmetinde görev almasını yasaklayarak bizzat kendisinin şiddet uyguladığını iddia etti.
Üniversitede rektörlerin dönemsel lütuflarıyla haklarını kullanabilen kızların başörtüleriyle kamuda görev yapmalarının yasak olduğunu ifade eden Çetinkaya, "Bu uygulama, had bildirmenin başka bir versiyonudur. Küresel aktör iddiasındaki iktidar bunu ne bize ne dünyaya ne de kendilerine izah edemez. Mevcut iktidar bu ayıptan kurtulmalı, toplum mühendisliği olan 'kadınları inançlarını yaşama konusunda sınırlamaktan' vazgeçmelidir. Anayasa'da bulunmayan bir yasak, iç tüzük, yönetmelik hatta genelge gibi Anayasa'ya uygun olması gereken düzenlemelerle var ediliyor. Anayasa'da korunan bir hak, yönetmeliklerle yok sayılıyor. Aklımıza, ruhumuza giydirilmeye çalışılan deli gömleklerine hayır diyoruz." şeklinde konuştu.
Bugüne kadar iktidar sahiplerinin başörtülü kadınları kabulleniş biçimi hep özürlü olduğunu anlatan Çetinkaya şunları kaydetti: "Kamuda, her alanda ve konumda, tüm mesleklerde, hiç bir istisna ileri sürülmeksizin başörtülü çalışma hakkımızı istiyoruz. Akademide, yargıda, eğitimde, sağlıkta, sporda ve siyasette başörtülü- başı açık ayrım yapılmaksızın, herkesin eşit vatandaşlık hakkını kullanmasını istiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı yeni yayımladığı öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğinde başörtüsünü sadece imam hatiplerle ve Kuran-ı Kerim dersi ile sınırlamıştır. Biz yasaklar kalksın derken yasağı meşrulaştıran bu yaklaşımı da asla kabul etmiyoruz. Bakanlık bu defoyu tez elden ortadan kaldırmalı, ders merkezli hak kullanımı ayıbından bir an önce kurtulmalıdır."
KAYSERİ
Eğitim Bir-Sen Kayseri Şubesi, başörtüsünün kamu kurumlarında da serbest olmasını istedi.
Memur-Sen'e bağlı Eğitim-Bir-Sen üyesi bir grup sendikalı, Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Yasakların kaldırılması taleplerini duyurmak için toplandıklarını ifade eden Eğitim Bir-Sen Kadın Kayseri Şubesi Kadın Komisyonu Başkanı Canan Urat, özgürlük, eşitlik ve adaletin sürgün edildiği her yerde acıya maruz kalanların kadın ve çocuklar olduğunu söyledi. Devletin şiddet gören kadını koruduğunu belirten Urat, "Ancak aynı devlet kadının başını kapatarak TBMM'ye gelmesini, kamu hizmetinde görev almasını yasaklayarak bizzat kendi kadına şiddet uyguluyor, ayrımcılık yaparak ötekileştiriyor." dedi.
Mevcut iktidarın bu ayıptan kurtulması gerektiğini belirten Urat, başörtüsü yasağının Anayasa'da olmadığını vurguladı. Urat, "Anayasa'da bulunmayan bir yasak, iç tüzük, yönetmelik hatta genelge gibi düzenlemelrle var ediliyor. Anayasa'da korunan bir hak, yönetmeliklerle yok sayılıyor." ifadesini kullandı.
Kadın Komisyonu Başkanı Canan Urat, iktidarıyla, muhalefetiyle, kadınıyla erkeğiyle ve sivil toplum örgütleriyle başörtüsü yasağının kaldırılmasını istedi. Başörtüsünün politik hesaplaşmalar, pazarlıklar ve suni ideolojik çatışmaların malzemesi olmadığın anlatan Urat, "Başörtüsü,inancının gereği olarak kadınların kimliği ve kişiliğidir. Herkes kadına ait bu kimliğe insan olarak saygı duymak zorundadır. sözlerini kaydetti.
Ellerinde dövizlerle erkeklerin de destek verdiği basın açıklaması sırasında "Kamusal alan, koskoca bir yalan", "Başörtüye özgürlük, hemen şimdi" ve "Ayrıcalık değil, hakkımızı istiyoruz" sloganları atıldı.
BALIKESİR
Memur-Sen Konfederasyonu'na bağlı Eğitim-Bir-Sen Balıkesir Şubesi'ne bağlı bir grup, kamuda başörtüsü yasağını protesto etti. İnsan Hakları Günü'nde düzenlenen protestoda kadınlar, kamunun her alanında ve bütün mesleklerde, hiçbir istisna ileri sürülmeksizin başörtülü çalışma hakkı talep etti.
Ali Hikmetpaşa Meydanı'nda toplanan Eğitim-Bir-Sen üyesi grup, bir basın açıklaması yaptı. Sendika üyeleri ve başörtülü vatandaşların katıldığı protestoda sık sık, "Kamusal alan, koca bir yalan", "Başörtüye özgürlük, hemen şimdi", "Eşitlik, adalet, özgürlük" gibi sloganlar atıldı. Grup ayrıca ellerinde, yasağı eleştiren yazıların yer aldığı dövizler taşıdı.
Eğitim-Bir-Sen Balıkesir Şubesi Kadınlar Komisyonu Başkanı Filiz Çelik, çalışma hayatının dışına itilen başörtülü kadınlara özgürlük istediklerini söyledi. Devletin, bütün vatandaşların meşru haklarını iade etmesi gerektiğini belirten Çelik, "Özde ve sözde vatandaş ayrımına bir an önce son verilmeli. Özgürlük, eşitlik ve adaletin sürgün edildiği her yerde, acıya maruz kalanlar en çok kadınlar ve çocuklar olmuştur. Bütün kirli hesaplar, en çok onları vurmuştur. Onlarca yıldır din-siyaset, gelenek-modernlik, din-devlet gerilimlerinin kurbanı çoğu kez kadınlar olmuştur. Dün üniversiteye gittiğimizde bizi ikna odalarıyla karşılayanlar, bir kalbimizin, bir insanlık onurumuzun olduğunu düşünmeden, ilkel öfkeleriyle bize diz çöktürmeye çalıştı. Karanlık, kibirli güç odakları çıkarlarını korumak, zorunlu gördükleri çatışma için, inancımızın gereği olan başörtüsünü, daha derinlerde aklımızı, kalbimizi ve inancımızı kavgalarının ortasına atmaktan çekinmedi." dedi.
Devletin şiddet gören kadını koruduğuna dikkat çeken Çelik, aynı devletin kadının başını kapatarak TBMM'ye gelmesini, kamu hizmetinde görev almasını yasaklayarak kendisinin şiddet uyguladığını savundu: "Üniversitede rektörlerin dönemsel lütuflarıyla haklarını kullanabilen kızlarımıza, başörtüleriyle kamuda görev yapmak yasak. Bu uygulama, had bildirmenin başka bir versiyonudur. Küresel aktör iddiasındaki iktidar, bunu ne bize ne dünyaya ne de kendilerine izah edebilir. Mevcut iktidar bu ayıptan kurtulmalı, toplum mühendisliği olan, kadınları inançlarını yaşama konusunda sınırlamaktan vazgeçmelidir. Anayasa'da bulunmayan bir yasak iç tüzük, yönetmelik, hattâ genelge gibi Anayasa'ya uygun olması gereken düzenlemelerle var ediliyor. Anayasa'da korunan bir hak, yönetmeliklerle yok sayılıyor. Artık yeter! Aklımıza, ruhumuza giydirilmeye çalışılan deli gömleklerine 'hayır' diyoruz."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da seslenen Filiz Çelik, "Başörtülüleri Meclis'ten, kamuda çalışmaktan men eden yasakları korumaya devam edecek misiniz?" diye sordu. Başlarını örten kadınlara yıllardır reva görülen hukuksuz uygulamaların bir ötekileştirme olduğunu belirten Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğrenciler için çıkardığı yeni kılık kıyafet yönetmeliğini de eleştirdi. Yönetmelikle başörtüsünün sadece imam hatip okulları ve Kur'ân dersiyle sınırlandırıldığına işaret eden Çelik, şöyle devam etti: "Biz yasaklar kalksın derken yasağı meşrulaştıran bu yaklaşımı da asla kabul etmiyoruz. Bakanlık bu defoyu tez elden ortadan kaldırmalı, ders merkezli hak kullanımı ayıbından bir an önce kurtulmalıdır. Özgürlük istiyoruz. Kamuda, her alanda ve konumda, tüm mesleklerde, hiçbir istisna ileri sürülmeksizin başörtülü çalışma hakkımızı istiyoruz. Akademide, yargıda, eğitimde, sağlıkta, sporda ve siyasette başörtülü başı açık ayrım yapılmaksızın, herkesin eşit vatandaşlık hakkını kullanmasını istiyoruz."
Basın açıklamasının ardından grup, alkışlarla olaysız şekilde dağıldı.
ADANA
Adana'da, Eğitimciler Birliği Sendikası'na (Eğitim-Bir-Sen) üye bir grup, kamuya ait yerlerde çalışanlara başörtüsünün serbest olması için eylem yaptı.
Sendikanın Kadınlar Komisyonu Başkanı Arzu Duran, İnönü Parkı'nda "Kamusal alan koca bir yalan", "Başörtüsü hakkımız söke söke alırız" sloganları arasında yaptığı açıklamada, "İktidarı, muhalefeti, sivil toplumu, kadını ve erkeğiyle hep birlikte elele omuz omuza vererek çağdışı başörtüsü yasağını kaldırmalıyız." dedi.
Başörtüsünün politik hesaplaşmaların, pazarlıkların, suni ideolojik çatışmaların malzemesi olmaması gerektiğine dikkat çeken Duran, "Başörtüsü inancının gereği olarak kadınların, kimliğidir, kişiliğidir. herkes kadına ait bu kimliğe ve kişiliğe insan olarak saygı duymak zorundadır. " diye konuştu.
Özgür bir toplumda düşünce ve inançlardaki çeşitliliğin, fikirlerin zenginlik olduğuna inandıklarına dikkat çeken Duran, bunun için hiçbir otoritenin toplumsal dokuya müdahale etmemesini ve insanları ötekileştirmemesi gerektiğine dikkat çekti.