Sürekli kadın haklarını diline dolayan ve kadının açık saçıklığını ilericiliğin ve özgürlükçülüğün şartı sayan KESK merkezi, bilindiği gibi bir süre önce kadın tacizi skandalıyla çalkalanmıştı. Sendika da çalışan bir bayan, Sendikanın üst yönetiminden birinin tacizine uğradığını ifşa etmişti. Önce inkar yoluna gidilmiş, mızrak çuvala sığmayınca yönetim istifa etmek zorunda kalmış ve yeniden seçime giderek yeni bir yönetim oluşturmuşlardı.
Kadının özgürlüğünü kadının bedeninin açıklığında gören bu hastalıklı zihniyet başkalarını utanmadan da gericilikle suçlayabilmektedirler. Batıda kemalistlerin, doğuda ise marksistlerin yoğun olarak üye olduğu bu sendika, sürekli insanların inançları doğrultusundaki yaşamlarını ve giyim kuşamlarını diline dolamakta ve küstahça gerici diyerek hakaret etmektedir. İlericilik ve çağdaşlık kadının açık saçıklığı ise, kadını taciz etmekse, bedenini sömürmekse alsınlar başlarına çalsınlar bu ilericiliği!
Putperest Kemalizm ve Marksizm dininin müritleri başkalarını gericilikle suçlayacaklarına, önce içinde bulundukları kişilere tapma sapkınlığından kendilerini kurtarıp özgürleşsinler. Her birisinin putu ayrı olmasına rağmen bunlar nasıl bir araya gelebiliyorlar orasıda ayrı bir garabettir. EDİTÖR
KESK'İN KONUYLA İLGİLİ AÇIKLAMASI
Kamu Emekçileri Sendikası (KESK), Memur-Sen'in kamuda başlattığı "Kılık Kıyafet Serbestliği Eylemi"nin bir özgürlük talebi olmadığını iddia etti.
KESK tarafından yapılan açıklamada Memur-Sen 'gerici, laiklik karşıtı' olarak nitelendirildi ve "serbestlik ve özgürlük" tartışmalarıyla süslenmiş bir gericiliğin kadın bedeni üzerinden inşa edilmeye çalışıldığı iddia edildi. Açıklamada "Bugün hukukun, insan haklarının ve sendikal hakların ayaklar altına alındığı, AKP'nin kendisi gibi düşünmeyen herkesin özgürlük hakkını, darbe dönemlerini aratmayan yöntemlerle saldırarak ellerinden aldığı baskıcı, zorbacı bu düzene ses çıkarmayanların, gerçek bir özgürlük hesaplaşmasından bahsedebilmeleri için, önce tarihleriyle hesaplaşması gerekmektedir" denildi.
Açıklamada ayrıca, "Ezilenlerin ve emekçilerin birlikteliklerini dinsel simgeler üzerinden parçalamaya çalışanlara karşı eşitlikçi ve özgürlükçü bir zeminde gerçek bir laikliği savunmak, aynı zamanda toplumda gelişen muhafazakârlık ve gericiliğe karşı mücadelenin ilerici adımları olacaktır" ifadeleri kullanıldı.
KESK'in açıklamasında sendikanın, kamu hizmeti verenlerin başörtüsü, sarık, takke, haç gibi herhangi bir dinsel simge kullanarak kamu kurumlarında çalışmasına karşı durmaya devam edeceği açıklandı.