Öcalan'ın adamlarıda 'namus' anlayışına karşı!

Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’nde kayınpederi tarafından namus davası yüzünden öldürülen Meltem Özdaş, ailesinin cenazesine sahip çıkmaması üzerine BDP’li kadın örgütleri ve Osman Baydemir tarafından toprağa verildi.

Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’nde kayınpederi tarafından birlikte yaşadığı iddia edilen Mehmet Işık ile birlikte Kalaşnikof tüfekle taranarak öldürülen Meltem Özdaş, ailesinin cenazesine sahip çıkmaması üzerine BDP’li kadın örgütleri ve Osman Baydemir tarafından toprağa verildi.

Kimsesizler mezarlığına gömülmek üzereyken son anda devreye giren ve cenaze törenine de katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, "Meltem sahipsiz ve kimsesiz değildir" diyerek, kadına şiddet uygulayan ve öldüren erkeklerin toplumdan dışlanması ve selamlarının dahi alınmamasını istedi.

Adana’da 17 yaşında iken halasının oğlu M.C. ile evlendirilen ve sorunlar yaşadığı için eşine boşanma davası açan 1 çocuk annesi Meltem Özdaş, çocuğunu almak için 17 Şubat’ta geldiği Bismil İlçesi’nde kayınpederi Refik Özdaş tarafından, birlikte yaşadığı iddia edilen 32 yaşındaki Mehmet Işık ile birlikte Kalaşnikof tüfekle tarandı.

AİLE CENAZEYİ ALMADI, 15 GÜN MORGDA BEKLETİLDİ

Meltem Özdaş ve Mehmet Işık olay yerinde yaşamını yitirirken, Refik Özdaş gidip polise teslim oldu. Meltem Özdaş’ın cenazesi ise Diyarbakır Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Ailesinin sahiplenmediği cenaze morgta yasal süre olan 15 gün bekletildikten sonra bugün kimsesizler mezarlığında gömülmesi için belediyeye haber verildi. Büyükşehir Belediye Başkanı ve Diyarbakır’daki BDP'ye yakın kadın örgütlerinin girişimi ile cenaze hastaneden alınarak Yeniköy Mezarlığı’na götürüldü.

KADINLAR TABUTU OMUZLADI, BAYDEMİR NAMAZINA KATILDI

Burada Meltem Özdaş’ın tabutunu omuzlayan kadınlar cenaze namazı için camiye kadar taşıdı. Camide tabutu alan erkekler cenaze namazı için saf tuttu. Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, belediye yetkilileri ve Baydemir’in korumasından oluşan 6 kişi saf tutarak Meltem Özdaş’ın cenaze namazını kıldı. Namazdan sonra Özdaş’ın cenazesi mezarlığa götürülüp toprağa verildi.

’KADINA ŞİDDET UYGULAYANIN SELAMINI DAHİ ALMAYALIM’

Diyarbakır Büykşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Meltem’in en yakınları tarafından katledildiğini ve canezesinin sahiplenilmediği için kimsesizler mezarlığana defnedilmesinin istendiğini söyledi. Baydemir şöyle konuştu:

BAYDEMİR: "SAHİPSİZ DEĞİL"

"Bu kentin belediye başkanı ve kadın örgütleri olarak bunu kabul etmedik. Meltem sahipsiz ve kimsesiz değildir. Kadına yönelik şiddet, zulüm ve alçaklıktır. İster kıskançlık, ister namus, adı ne olursa olsun kadına yönelik şiddet ve cinayet büyük bir ayıptır. Yılda iki bin kadın öldürülüyor. Bu kadına yönelik kırımdır. Yasalar kadınları korumaya yetmiyor. Kadına yönelik böyle erkek bakış açısı, hastalıklı bakışı açısı psikopatlık ve alçaklıktır. Tedaviye ihtiyaç vardır. Böyle erkek bakış açısı batsın, böyle bakış açısını reddediyorum, ayaklarımın altına alıyorum. Bütün herkese çağrıda bulunuyorum. Kadına yönelik şiddet uygulayan ve kadını öldüreni toplumdan dışlayalım ve selamını dahi almayalım." Hürriyet

BUNLARIN NAMUS MEFHUMUNA KARŞI OLMALARI ŞAŞITICI DEĞİLDİR!

Basına sızdırılan İmralı görüşmelerinin tutanaklarında, bazı bölümlerin çıkarıldığı iddia edilmişti. Çıkarılan bu bölümlerde Öcalan’ınevliliğin kadınları köleleştirdiğini anlatmış, ‘namus yerine çekiciliğin geçerliği kılınmasından’ söz ettiği iddia edilmişti. Aslında Öcalan’ın bu sözleri yeni değil. Daha önce de “namus” mefhumunu hedef alan bir çok konuşma yapmıştı. Evliliğin kadınları köleleştirdiğini iddia ederek evlilik kurumunu kötüleyen tarzda ifadeler kullanmıştı. Bunun sonucunda PKK/BDP kurum ve taraftarları kadınlara yönelik “Em ne namusa kesînin/biz kimsenin namusu değiliz” pankart ve afişlerini bastırarak Kürt illerinin sokak ve caddelerine astırıp, kadınların eline vererek deyim yerindeyse namus mefhumuna savaş açmışlardı.

Bilindiği gibi evlilik kurumuna düşmanlık Öcalan ve onun gibilerinin benimsediği Marksist/materyalist dünya görüşünün eseridir. Rusya’da Marksist/Leninist Sovyet devriminin gerçekleşmesinden sonra 10 yıl boyunca evlilik kurumu kaldırılmıştı. Rejim daha sonra evlilik kurumunun kaldırılmasının, toplumda kaos meydana getirdiğini, toplumu çözülmeye doğru götürdüğünü görünce, tekrar evlilik kurumunu yasal hale getirmek zorunda kalmıştı. Öcalan’da bu ahlaksız uygulamayı Kürdistan’da Kürtler üzerinde tekrar denemeye çalışmaktadır. Dindar ve namus konusunda hassasiyeti ile bilinen -her ne kadar son dönemlerde bu anlayış dejenere edilmeye çalışılmışsa da-bir kavim olan Kürtlerin eninde sonunda buna reaksiyon gösterecektir. Ama o zamana kadar bu köhnemiş zihniyetin, Kürtler arasında belli bir tahribata yol açacağı da açıktır. EDİTÖR

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Asgari ücret 28 bin 75 lira olarak belirlendi
Sanal kumar gençliği tehdit ediyor!
Lastik ustaları: Kış lastiği 7 derecenin altında zorunluluktur
"Yüzyılın Konut Projesi" başvuruları yarın başlıyor
1,8 milyon kişinin ehliyeti artık geçersiz!