Öğretmenin performansını kim belirlemelidir

Yusuf ARİFOĞLU

Eğitim, bir insanın olumlu karakter kazanmasında ve güzel bir şahsiyet oluşturmasında maya hükmündedir.

Eğitim, bir ülkenin her alandaki başarısının ve sağlam yarınlarının temel unsurudur.

Eğitim, insan olarak hata ve eksikliklerimize kaynaklık eden bilgisizliğimizin tekmil sürecidir.

Eğitim, ahlaki açıdan bir terbiye alma ve edepli olma güzelliğidir.

Eğitim, öğrenci, veli ve okul üçlüsünün dayanışma içinde ördükleri kâmil insan örüntüsüdür.

Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana eğitim, getirdiğimiz tanımlara göre ne bir vizyon ne bir misyon oluşturabilmiştir. Bizde eğitim, batılı bir algıyla her zaman ezberci, basmakalıp, tek tipleyici bir kulvarda yürümüştür. Bütçesi dahi, güvenlikçi devlet yapısının etkisiyle her zaman savunma bütçesinin yanında devede kulak kalmıştır.

Değişimlerin kalıcı ve tesirli olması sosyal, politik ve idari zeminle bire bir ilgilidir. Eğer insanın kişilik, bilgi ve ahlak yönüyle inşasına dönük eğitim yönüyle bu işi konuşacak ve masaya yatıracaksak kurulu düzen ve sistem adil, hakkaniyetli, üretken bir zemin ister. İşbilir, kabiliyetli, iyi niyetli olunsa da derme çatma ve araklama tarzda oluşturulmuş ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez yasal zırhlarla kurulmuş bir sistem üzerinde sağlam nesiller ve yarınlar inşa edilemez.

Bugün Türkiye'de en çok format değiştiren hangi bakanlık?

Bugün Türkiye'de en çok yeni değişiklikler ve alternatifler öneren hangi bakanlık?

Bugün Türkiye'de elbise değiştirir gibi en çok bakan değiştiren hangi bakanlık?

Bugün Türkiye'de uygulamalarıyla en çok eleştirilen ve mevcut hükümetler eliyle müdahale edilen hangi bakanlık? Sorularının istisnasız bütün cevapları ‘Milli Eğitim Bakanlığı'na çıkacaktır.

Karma eğitim, ezberci eğitim, ortaokulla başlayan sınav sendromuyla düşünmekten ve üretmekten yoksun gençlik, model olmaktan uzak ve çeşitli endişelerle idealizmi kırılmış öğretmenler; kopya, torpil gibi sorunların hiç eksilmediği bir eğitim politikası acaba ne kadar verimli olabilir?

Milli Eğitim Bakanlığı'nın son uygulaması, eğitimle ilgili problemlere bir çözüm gibi durmaktan uzaktır. Bu uygulama, eğitimle ilgili performansı ve güveni ciddi şekilde zedeleyecektir. Malumumuz Milli Eğitim Bakanlığı, Şubat ayı içerisinde öğretmene performans sistemiyle ilgili yönetmelik taslağı hazırladı. Taslağa göre;

 “Veliler, öğrenciler, okul müdürleri, meslektaşları her öğretmene performans notu verebilecek.” Millî Eğitim Bakanlığı, bu ay içerisinde de 12 ilde pilot olarak bunu uygulamaya koymaya çalıştı.

'Sizi birbirinize ölçtürüyorum' anlayışı, aslında yan yana ve el ele duranları karşı karşıya getirmektir." Daha önce denenen bu ve benzeri uygulamalar okullarda iş barışına ve ahlakına zarar verdi; kurumları, kişileri birbiriyle davalı yaptı.  

Söz konusu değerlendirme sisteminin kariyer basamaklarına kaynaklık edeceği iddia edilse de tam tersi, herkesin birbirine not verme üzerinden nota verebileceği bir zemini işaret ediyor. Diğer yönüyle bu uygulamayla kutsal bir meslek olan öğretmenlik itibarsızlaştırılıyor. Toplumsal dayanağı olmayan, uygulayıcı desteğini almayan her proje, başarısız olmaya mahkûmdur.

Performans adı verilen bu uygulamayla öğretmenler, öğrenci ve velilerin parmak salladığı, düşük not vermekle tehdit ettiği bir konuma düşürülmemelidir. Otoritesi ve saygınlığı sarsılan bir öğretmen, öğrencisi üzerinde etkili olamaz. Öğretmenin özgül ağırlığının olmadığı, disiplinin ortadan kalktığı bir ortamda eğitim işlemez hâle gelir.

İllaki bir performans notu verilecekse akıtılan ter, model oluş, bilgi birikimi, sınıf yönetimi, idealist bakış öğretmenin performansının en büyük göstergesi olmalıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.