PKK-HDP`de Nemrut Kibri Var!

6 Ekim`den 1 Kasım`a neler değişti?

Bu soruya verilecek birçok cevap var aslında, ama bence 6 Ekim`den 1 Kasım`a değişen şeylerin en önemlisi, Kürtler`in PKK-HDP`ye bakış açısındaki değişikliktir.

Ama şu kesin ki; PKK-HDP`nin kafa yapısı asla değişmedi. Aksine aynı Nemrudi inat ve anlayışta ısrarlı oldukları apaçık ortada. Ne demişler, can çıkar huy çıkmaz…

Malum olduğu üzere 6 Ekim`de başlayan ve vahşet boyutlarına ulaşan saldırılar Demirtaş ve benzerlerinin çağrısı ve kışkırtması sonucu meydana gelmişti. Bu olayların baş sorumlusu olan insanlar, 1 Kasım için de aynı çağrıyı yaptılar.

1 Kasım gösterileri oldukça sakin geçince, PKK-HDP yöneticileri 6 Ekim olaylarındaki vahşiliklerini unutturmak istercesine; gördünüz mü biz barışçıl gösteriler yapıyoruz, diye sırıta sırıta dolaşmaya başladılar.

Bu tavır bana, Hz. İbrahim`e kafa tutan Nemrut kibrini hatırlattı. Hani o da aynen bunların başları gibi ulûhiyetini iddia etmişti ya…

Hz. İbrahim ona, Benim Rabbim dirilten ve öldürendir, dediğinde Nemrut, şeytani bir kibirle haksız yere zindana tıktığı ve haklarında idam cezası verdiği iki mazlumu çağırmış onlardan birinin cezasını kaldırarak diğerinin ise infaz emrini vermişti.

Nemrut bu davranışıyla, Gördün mü ey İbrahim, ben de diriltir ve öldürtürüm öyleyse ben de ilahım, deme kibrini sergiliyordu.

1 Kasım sonrası, barıştan dem vurup kasım kasım kasılarak barış ıslığı çalanlar da aynen böylesi bir kibir içerisindeler.

1 Kasım`da olay çıkmamasını kendi lehlerine kullananlar, bu tavırlarıyla Ekim Ayı boyunca devam eden vahşetin sorumluluğunu da üzerlerine almış oldular böylece.

İşte çağdaş Nemrudi mantık böyle işliyor.

İstediğimiz de yakarız, taşlarla kafaları ezeriz, yüksek binalardan atarız, üzerlerinden arabayla geçeriz, uçakta bizi kınayanları tehdit ederiz...

İstediğimizde ise, sessizce yürür ve dağılırız…

İşte Nemrutluk böyle bir şey…

Bu olayı bize anlatan Bakara Suresi`nin 258. Ayeti şöyle;

Allah, kendisine mülk verdi, diye Rabbi konusunda İbrahim`le tartışmaya gireni görmedin mi? Hani İbrahim: "Benim Rabbim diriltir ve öldürür" demişti; o da: "Ben de öldürür ve diriltirim" demişti. (O zaman) İbrahim: "Şüphe yok, Allah güneşi doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir" deyince, o inkârcı böylece afallayıp kalmıştı. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.

Ayet`in Arapça aslında `Buhitellezi kefere` denilmekte. Her ne kadar bu ibare; şaşırmak, afallamak diye çevrilse de aslında biz Diyarbakırlıların deyimiyle Mort oldu kefere diye de meal etmek mümkün…

Evet, tarih Nemrut ve Firavun gibi çok büyük kibir sahiplerini kaydederken onların akıbetlerini ve uğradıkları ilahi cezalandırmaları da kaydetmekten geri durmamıştır.

Biz aynı Nemrudi tavra, Diyarbakır-Ankara uçağında da şahit olduk…

Demirtaş, sözüm ona Diyarbakır Milletvekili…

Uçakta kendisine sitem eden Diyarbakırlı vatandaşı, sokak kabadayısı edasıyla tehdit eden birinden bahsediyoruz.

Sitem eden vatandaş, yüreği yanık bir baba…

Oğlu kurban eti dağıtırken, Demirtaş`ın azmettirmesiyle sokağa çıkan vahşilerce darp edilip yaralanmış.

Daha 6-7 Ekim olaylarının acısı sarılmadan Demirtaş 1 Kasım için de sokağa çıkma çağrısı yapmış.

Elbette bu baba tepki gösterecek…

Normalde, bir politikacı o insanı anlamaya, sakinleştirmeye çalışırdı. Ama Nemrut ahlakı ise, hemen tehdide başlıyor…

Şimdi biz, tüm bu olanlara bakıp 1 Kasım`da olay çıkmadı diye, Demirtaş ve ekibine teşekkür mü etmeliyiz yoksa vatandaş olarak Ekim ayında kaybettiğimiz canların hesabını mı sormalıyız?

Nemrut kibri böyle işte…

Adamlar açık açık 6-7 Ekim`de öldürmek istedik ve öldürdük 1 Kasım`da ise öldürmek istemedik ve öldürmedik diyorlar…

İnanın zeminlerinin kaymasından ve Hizbullah Cemaati`nin işe dahlinden korkmasaydılar 1 Kasım`da da katliamlar yapacak, Kürdistan`ı İslami kimliğinden uzaklaştırmak için Dindarlara saldıracaklardı.

Allah`tan, Hizbullah Cemaati Şéx Said Seriyyeleri aracılığıyla Kürt anne-babaları uyardı da bu kez anne babalar çocuklarına daha fazla sahip çıktılar…

Özellikle Kürdistan`da düzenlenen yürüyüşlere katılımın düşük olması bunun işaretidir.

İstanbul`da düzenlenen yürüyüşlere çok sayı da insanın katılmış olması da kimseyi yanıltmasın. Onlar marjinal Türk Solu`nun gazcılarından başkaları değildirler. Ha bir de unutmadan, LGBT ve bileşenleri de oradaydı. HDP`liler sınır aşıp Kobani`ye geçtikten 1 saat sonra bu kez geri dönmek için askere yalvarmışlardı. Kandildekiler ise Kobani`ye yardıma gitmek yerine tehdit savurup dağda gerillacılık oynuyorlar. Madem kendileri oraya gitmek yerine Kürdistan`ı yakıp yıkmakla meşguller o zaman LGBT`yi gönderseler ya oraya.

Hasıl-ı Kelam, Tekrarlamakta fayda var.

Ne Nemrud`a ne de Firavun`a kibirleri bir fayda sağlamamıştır. Baki olan, ebedi olan İbrahim ve Musa olmuştur.

Ah o topal sinek yok mu o topal sinek…

Nerede kaldın be mübarek?

Selam ve Dua İle…

(Metin Gökmen/Hürseda Haber)

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Asgari ücret 28 bin 75 lira olarak belirlendi
Sanal kumar gençliği tehdit ediyor!
Lastik ustaları: Kış lastiği 7 derecenin altında zorunluluktur
"Yüzyılın Konut Projesi" başvuruları yarın başlıyor
1,8 milyon kişinin ehliyeti artık geçersiz!