İSTANBUL - Gazeteci Yazar Faruk Köse, PKK’nin, her türlü mafyavari suçu işleyip insanları kaçırıp öldürdüğünü ve yaraladığına dikkat çekerek, devletin PKK’ye sınırsız tolerans tanıdığını söyledi.
PKK'nin eylemlerinin artık suç olarak değerlendirilmediğini ve dilediğini yaptığını ifade eden Köse, "Kendini Müslüman Kürt halkının yegâne temsilcisi olarak gören PKK, devlet tarafından sınırsız tolerans görüyor. Öyle ki, adam kaçırıyor, yol kesiyor, polis gibi operasyonlar yapıyor, terör elebaşının heykelini dikiyor, sağa-sola saldırıyor, karakol basıyor, kamuya veya özel şahıslara ait araçları yakıyor, haraç alıyor, her türlü mafyavari suçu işliyor, hatta askere kimlik soruyor, öldürüyor, yaralıyor... Yapmadığı hiçbir eylem yok. Aynı eylemlerin binde birini başkası yaptığında en ağır suçlamalarla karşılaşırken, terör örgütü PKK, sınırsız bir tolerans görüyor” dedi.
"Devlet PKK’ye sınırsız tolerans tanıyor"
Devletin PKK’ye gösterdiği müsamahayı dindar Kürtlere göstermediğini ve Müslüman Kürt halkını PKK’nin insafına teslim ettiğine dikkat çeken Köse, “Güneydoğu’da artık devlet gücü geçerli akçe değil. PKK, fiilen asayişi de, yönetimi de devralmış durumda. En azından Batı’ya yansıyan durum bu. İşin garip ve trajik yanı, PKK eylemleri sanki “terör” olarak değil, “sosyal aktivite” imiş gibi karşılanıyor. PKK fiilen yasal hale gelmiş ve Kürt halkı adına her istediğini yapabilecek bir konumu elde etmiş durumda. Oysa devlet, aynı müsamahanın yüzde birini Müslüman Kürt halkının temsilcilerine göstermiyor. PKK’ye sınırsız tahammül edip tolerans gösteren devlet, inandığı dine göre bir yaşam biçimi talep eden “İslamcı Kürtler”e tahammülsüz. Devlet, Kürt halkının temsilcisi olarak terör örgütünü muhatap alıp Müslüman Kürt halkını terör örgütünün inisiyatifine teslim ediyor, ama Kürtlerin “inanç önderleri”nin, “cemaatleri”nin yüzüne bile bakmıyor, onları yok sayıyor. Hal böyle olunca, PKK Kürtler üzerindeki baskıyı, özellikle de İslami duyarlılıkları yüksek olan Kürtler üzerindeki tedhişi artırdıkça artırıyor, Müslüman Kürt halkını kendi malı gibi tasnif edip onlara dilediği gibi davranıyor. Bu tasnifte, özellikle Müslüman Kürt cemaatlerini, mesela Mustaz’aflar Hareketi’ni karşı kıyıya koyup, susturmaya, tasfiye etmeye, yok etmeye, ya da bölgeden uzaklaştırmaya çalışıyor.” diye konuştu.
"PKK kaçırdığı gazeteci üzerinden mesaj veriyor"
Devletin bölgede kaçırma olayları yaşanmıyormuş gibi davranmaya devam ettiğini söyleyen Köse, “Bu kapsamda, mesela İLKHA muhabirini kaçırıp tehdit edebiliyor, bölge benden sorulur, demeye getiriyor. Ama bu yaşananlar devletin umurunda bile olmuyor, bir kaçırma olayı yokmuş gibi davranılıyor. Şimdi bütün bu gerçekler karşısında devlete düşen görev, “çözüm süreci” adı altında PKK’nin Müslüman Kürt halkının başına musallat olmasına son verecek adımları hemen atmasıdır.” şeklinde konuştu.
Köse son olarak, “Müslüman cemaatlere, yazarlara, gazetecilere, ilim ve fikir adamlarına, STK’lara vs. düşen vazife ise, Güneydoğu’daki Müslüman Kürt hareketlerini ve yapılanmalarını desteklemek, PKK’ye karşı onların yanında yer almaktır. Yoksa bu gidişle PKK bölgeyi Türkiye’den ayıracak, Müslüman Kürtleri ise tasfiye edecek. Bu vebal de hem Devlete, hem de Millete yetecek.” dedi. (İLKHA)