Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste demiş eskiler…
Saddam zaliminden mazlumun ahı aheste aheste çıktı mı çıkmadı mı bilmiyorum; ama kan, gözyaşı hatta soykırıma varan zulüm dolu bir iktidar darağacında sonlandı. Saddam’ın idam edilişinin arkasındaki nedenler nelerdir? Büyük Şeytan bununla neleri hedeflemiştir? Şii–Sünni kavgası alevlenecek mi? Irak parçalanacak mı? Bağımsız bir Kürt devleti kurulacak mı? Ortadoğu haritası değişecek mi? Saddam’ın apar topar idam edilişinin arkasında Büyük Şeytan, yıllarca verdiği destekle Saddam’ın yaptığı katliamlar sumen altı mı edilmek istendi? vs… Hepsi olabilir... Büyük Şeytan’ın elbet bir şeytanlık düşünüyordur. Bunlar madalyonun bir tarafı. Diğer tarafına da bakmamız gerekir. “Ey iman edenler, yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.” (Maide: 51) Evet, Saddam yıllarca ABD’nin uşaklığını yaptı. Onlarla dost oldu. İktidara geldiği ilk yıllarda henüz devrimi oturtmaya çalışan İran İslam Cumhuriyetine savaş ilan etti. Bu savaşta yaklaşık bir milyon Müslüman öldü. Saddam yönetimi İran’a sadece ve sadece efendisi olan ABD’nin direktifleriyle savaş açtı. ABD’den aldığı silah ve maddi destekle bu savaşı sekiz yıl sürdürdü.
Saddam zalimi, Müslümanları değil, Yahudi ve Hıristiyanları dost edindi. Irak’ta yönetimi döneminde “muhalif” ve” asi” söylemiyle Şii’lere yaşam hakkı tanımadı. Aynı zamanda sadistçe güttüğü ırkçı politikasıyla mazlum Kürt halkına saldırmaktan geri durmadı. Sadece Halepçe’de kimyasal silahlarla öldürülen mazlum Müslüman Kürtlerin resmi rakamlara göre sayısı beş bin… O yıllardan bu yana kimyasal silahların etkisiyle ölenlerin sayısını ise kimse bilmiyor. “Enfal” adı verilen soykırım hareketinde, yüz elli binden fazla Kürt katledildi. Çocuğuyla, yaşlısıyla, kadınıyla katliamdan geçirildi bu insanlar. Güney Irak’ta yaşayan Şii Müslümanlara karşı ise, acımasız ve gaddarca saldırdı. Yüzlerce âlimi idam ettirmekten geri kalmadı. Binlerce Şii Müslüman öldürüldü. Elbette bütün bunların arkasında Saddam’ın destekçisi olan Büyük Şeytan bulunmaktadır. Fakat şu da bir gerçek ki tetikçi ve baş aktör Saddam’dı. Halkına yıllarca acı çektiren, iktidarını koruma pahasına katliamlar yapan oydu. Ordusuyla kendi halkını kıyımdan geçiren bu zalimin, ABD ve müttefiklerine karşı pısırık bir kediye dönmesi çok düşündürücüdür. Halkına karşı kullandığı tank ve toplara ne oldu ki ülkesini işgal edenler ellerini kollarını sallayarak Irak’a girdiler. Müslümanlara karşı aslan kesilen orduya, masum ve mazlumları toplu mezarlara dolduran Cumhuriyet Muhafızlarına ne oldu peki? Binlerce asker kartondan mıydı? Niçin düşmana karşı savaşmadılar. Savaşmadılar, çünkü onlar efendilerine hâlâ sadıktırlar. Bugün masum halk arasında patlayan bombaların çoğu bu eski baasçıların işidir. Efendilerine hizmet etmeye devam ediyorlar. Irak’ta mezhep çatışması çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Zira Saddam ve işbirlikçileri yıllarca ülkeyi mezhep ve ırk ayırımcılığıyla yönettiler. Yüreklere kin ve nefret tohumları ektiler. Şimdi de buna hizmet etmeye devam ediyorlar. Müslümanlara karşı savaşan Irak ordusu buharlaşıp uçtu bir anda… Onlar tıpkı başlarındaki Saddam gibi sadece mazlumlara karşı savaştıklarını gözler önüne serdiler. Gönül isterdi ki İslam tarihinin en gaddar ve zalimlerinden biri olan Saddam, mazlum halk tarafından alaşağı edilsin. Lakin ilahi adaletin nasıl tecelli edeceği bilinmez. Kudsi Hadiste geçer; Yüce Allah mazlum dua ettiği zaman kendisine şöyle seslenir: “Azametime andolsun ki senin duanı elbette kabul edeceğim.” Mazlumların duaları ile Allah arasında perde olmadığı, Mazlumun duasından sakınılması gerektiği yine hadisle sabittir. “Böylece biz, kazandıkları dolayısıyla zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz.” (En’am: 129)
Dedim ya, Büyük Şeytan’ın şeytanlığına değinmeyeceğim. Büyük Şeytan’ın bununla ne tür şeytanlıklar peşinde olduğunu Allah bilir! Fakat her şeye rağmen Saddam’ın idam edilmesiyle ilahi adaletin tecelli ettiğine inanıyorum. Allah bir zalimi bir başka zalimin başına geçirdi ve mazlumların intikamını aldı. Elbette diğer zalimlere de sıra gelecek… Bush zalimi de döktüğü kanlarda boğulacak, diğer zalimler de… “Ve de ki: “Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Şüphesiz biz zalimlere bir ateş hazırlamışız, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer onlar yardım isterlerse, katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup-yakan bir su ile yardım edilirler. Ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir.” (Kehf: 29) Saddam zalimi tövbe etmiş midir etmemiş midir bilemem; fakat basında çıkan sözler eğer gerçekten ona aitse yani Irak halkına ABD’den çok İran’ı hedef göstermişse, bu ne biçim tevbe... Elinde Kur’an-ı Kerim taşıdığına aldanmamak lazım. Nice zalim zor durumda kaldığında bu maskeyi takar. Onun hesabını Allah’ın görmesiyle gönüller ferahlar, ancak… “Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: Allah zalime bir zaman mühlet verir, (hemen azâb etmez). Sonuçta onu bir kere yakaladı mı, artık bir daha salıvermez.” (Buhari) Hiç kuşkusuz, Allah Teala zalimlere gereken cezayı verecektir. Dünya’da küçük azabı tattıracak ahirette ise onlar için büyük azap vardır. Bundan kurtulamayacaklardır. Bundan şüphemiz yoktur. Allah’a dayanıp güvenir, O’nun emirleri doğrultusunda hareket eder, görevimizi hakkıyla yerine getirmek için çaba sarf edersek, O elbet bizlerin yüzünü güldürecektir. Gerekirse bir zalimi bir başka zalimle def ederek mazlumların gönüllerini ferahlatır. Eğer Rabbim ömür verirse, Büyük Şeytan’ın çöküşünü göreceğiz ve işte o zaman yani mazlumun intikam alacağı gün zalimin zulmünden çetin olacaktır. “Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılâba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.” (Şuara: 227)
*En’am: 129
Allah’a emanet olun.
İnzar Dergisi