Suriye krizinden en fazla etkilenen ülke Türkiye

Suriye krizinden en fazla etkilenen ülke Türkiye

Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferhat Pirinççi, Suriye krizinden en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.

Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim üyesi ve ORSAM (Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi) Danışmanı Doç. Dr. Ferhat Pirinççi İLKHA’ya önemli açıklamalarda bulundu.

Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Eski Danışmanı da olan Pirinççi, 4 yıldır Suriye’de yaşanan iç savaştan en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekerek Suriye krizinin sadece Suriye’yi değil başta Türkiye olmak üzere bütün bölge ülkelerini etkilediğini belirtti.

Suriye sorununun bazı görünen tarafları olmakla beraber,  görünmeyen ancak hasar anlamında ciddi hasarlar bırakan bazı yönlerinin de olduğunu ifade eden Doç. Dr. Pirinççi, “Bu açıdan bakıldığında Suriye sorunundan en çok etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.” dedi.

Pirinççi, Türkiye’ye 900 kilometre sınırı olan Suriye’de yaşanan savaştan dolayı resmi rakamlara göre 2 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’nin hem ticari, hem sosyal, hem güvenlik hem de iç siyaset açısından ciddi bir şekilde etkilendiğini söyledi.

“Esed rejimine karşı halk hareketi oluştu”

Suriye krizi ve mülteciler sorunu diye tanımlanan problemin Suriye’deki mevcut siyasi yapının sonucu olarak ortaya çıktığını dile getiren Pirinççi, mevcut siyasi yapının temellerinin de, Hafız Esad’ın devlet başkanlığı koltuğuna oturduğu 1971’den vefatına kadar Suriye’yi “Demir Yumruk” la yönettiği 30 yıllık iktidarı döneminde atıldığını ifade etti.

Beşar Esad'in ilk dönemlerinde babası Hafız Esad’ın aksine liberalleşmeye yatkın bir izlenim verdiğini, fakat sonraki dönemlerde babası gibi diktatöryel bir yönetim anlayışını benimsediğini belirten Pirinççi, "Arap Baharı’nın çıkış noktası olan baskıcı yönetimlere karşı başkaldırı düşüncesi, Beşar Esad rejimine karşı da gelişen bir halk hareketini doğurdu. Başlarda baskıcı rejimlere karşı özgürlük talebiyle ortaya çıkan halk hareketleri küresel güç odaklarının da devreye girmesiyle farklı bir hal almıştır. Bugün artık Suriye krizinin küresel güç merkezilerinin de etkisiyle ister küresel düzeyde olsun ister bölgesel düzeyde olsun bir güvenlik sorunu, sosyal ve insani bir dramı da beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de 1 milyon 642 bin mülteci var”

Doç. Dr. Pirinççi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye’deki krizden en fazla etkilenen ülkelerin başında Lübnan’la birlikte Türkiye gelmektedir. Suriye ile olan geniş sınır hattının Suriye politikasına müdahil olunsa da olunmasa da kaçınılmaz bir şekilde Türkiye’yi etkileyeceğini ve bugünün Suriye krizi adeta bir çıkmaz sokağa dönüşecektir.

Suriye’de iç savaşın başladığı Mart 2011’den günümüze kadar 200 binden fazla insan hayatını kaybetmiştir. Bir milyon 642 bini Türkiye’de olmak üzere milyonlarca insan mülteci durumuna düşmüştür. En fazla mülteci kabul eden ülke olarak Türkiye’nin siyasi, sosyal ve ekonomik olmak üzere birçok sorunu da sırtlamak durumunda kaldığını ve bugüne kadar yapılan harcamalar 4,5 milyar doları bulmaktadır. Buna mukabil ne bölgesel ne de uluslararası hiçbir ülke bu miktarda bir yardımı üstlenmemektedir.”

“Suriyelilere karşı yanlış algı var”

Suriyeli mültecilerin yüzde 85’inin kamplar dışında yaşadığını dile getiren Pirinççi, “Bugün Suriyeli sığınmacıların ülke içerisinde çok ciddi olumsuz etkide bulunduklarına yönelik yanlış bir algı oluşturuluyor. Bilhassa sığınmacıların yaşadıkları şehirlerde insanlar sanki Suriyeliler dolayısıyla iş bulamıyormuş gibi bir hava yaratılıyor. Oysa gerek Ticaret ve Sanayi Odası gerekse diğer küçük ve orta ölçekli işletmelerle görüştüğümüzde durumun böyle olmadığını görüyoruz. Bugün Suriyeliler kalifiye olmayan işlerde çalışmakta bu işleri de diğer vatandaşlarımızın koşullarının ağırlığı nedeniyle kabul etmemektedir.” diye konuştu.

“Esed gitse bile Suriye’nin toparlanması uzun yılları bulacaktır”

Suriye’de krizinin kısa vadede bir çözümünün mümkün olmadığını bilhassa Halep’in düşmesi gibi bir senaryonun gerçekleşmesi halinde çözüm bir yana sorunun daha derin bir hale geleceğini hatta parçalanma sürecini de beraberinde getireceğini anlatan Pirinççi, "Suriye sorunun çözümünde tek başına Türkiye yalnız bırakılmamalıdır. Uluslararası toplum bu sorun üzerinde mutlak şekilde konsensüs sağlamak durumundadır. Unutulmamalıdır ki Esed gitse bile Suriye’nin toparlanması uzun yılları bulacaktır.” şeklinde konuştu.

Uludağ Stratejik Araştırmalar Platformu (USAP) Dönem Başkanı Azmi Ayyıldız ise, USAP olarak Türkiye’yi ilgilendiren bütün konularda fikir üretmek istediklerini kaydetti.

Suriye’de yaşanan krizin sadece Türkiye’nin Güneydoğusunu ilgilendirmediğini Bursa’yı da etkilediğini anlatan Ayyıldız, Suriye’de yaşanan savaştan kaçıp Bursa’ya gelenlerin Suriyelilerle yardımlaşma derneği kurduklarını ve yaşanan acıları hafifletmek mağdurlara yardım etmek için çalıştıklarını ifade etti.  (Zeki Aras - İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.