Sergüzeşti Natık Oğlu Fadıl, Tefekkürün Seyri

Sergüzeşti Natık Oğlu Fadıl, Tefekkürün Seyri

Eğer eserlerimin benden sonra on bin yıl değerini sürdüreceklerini bilmeseydim onları kaleme almazdım.

İsmi deva, zikri şifa ve itaati saadet olan Rabbimizin adıyla.

İlim, kültür ve bilim tarihinde emsalsiz bir çığır açan Müslüman bilginler, sahip oldukları müktesebatı kendilerine özgü bir üslup ile kaleme almışlardır. Bu metod ile yazmış oldukları eserlerde, hem ilmi derinliklerini göstermişler hem de mümtaz edebi üsluplarını yansıtmışlardır. Böylece yazdıkları eserler, okuyucular için bir bilgi kaynağı olmanın yanı sıra estet bir ruhun verilmesine de sebep olmuştur. Klasik alimlerimiz; İlmi, ahlaki, idari, siyasi vb. gibi ciddi konuları, bazen bir şiir veya diyalog, bazen bir öykü ya da roman bazen de bir fabl veya esatir üzerinden anlatmışlardır.

Sözgelimi İmam Muhammed bin Fettuh (d.1669 v.?), Usûl-î Hadis olarak bilinen Hadis usulü gibi müşkül bir ilmi, yalnızca 34 beyitlik bir şiir ile sıralamış ve yaklaşık 30’dan fazla hadis türünün izahatını yapmıştır. (el-Manzumetü’l-Beykuniyye) İbni Tufeyl’in (d.1106, v.1186) Hay bin Yakzan isimli eseri, bireyin tek başına da kalsa kitab-ı kebir-i kainat denilen evren üzerinde sağlıklı bir okuma yaptıktan sonra Allah’ın varlığını, güç ve kuvvetini idrak edip iman edeceğini ispatlayan felsefi türdeki eseri de bunlar arasında sayılabilir. Dahası; Molla Cami’nin (d.1414, v.1492)Baharistan’ı, İmam Gazzali’nin (d.1058, v.1111) Kuş Risalesi, Mevlana’nın (d.1207, v.1273) Mesnevisi, Sühreverdi’nin (d.1154, v.1191) Hikmet’ü-l İşrak’ı, Üstad Bediüzzaman’ın (d.1878, v.1960) Lemeat ile Nokta isimli eserleri ve nihayetinde İbni Nefis’in Er-Risaletü’l-Kamiliyye fi’s-Sireti’n-Nebeviyye’si buna örnek olarak verilebilir. Biz ise bu yazımızda, tüm bu değerli miraslarımızı teker teker incelemeyi istemekle birlikte yalnızca İbni Nefis’in yapıtındaki muhteşem dizgiyi inceleyeceğiz.

*

İbni Nefis, tam adıyla Ebü'l-Hasen Alaüddin Ali bin Ebi'l-Hazm İbnü'n-Nefis el-Kareşi ed-Dımaşki (d.1210 / v. 1288). Suriye’nin başkenti Şam’da doğup Mısır’ın başkenti Kahire’de hayatını sürdürmüş çok yönlü bir alim. Çok yönlü diyoruz nitekim tabakat kitaplarında ihtisas yaptığı alanların şunlar olduğu sıralanmaktadır:
Hekim, anatomi uzmanı, fizyolog, cerrah, oftalmolog (göz hekimi), psikolog, astronom, kozmolog, ve jeolog idi. Bunların yanı sıra sosyal ve beşeri bilimlerde ki vukufiyet alanları da bulunan İbni Nefis; hafız, muhaddis, Şafii mezhebi hukukçusu, romancı, gramerci ve tarihçi olarak bilinmektedir. Öğrencisinin ifadesiyle İbni Nefis, hamamda yıkanırken bile yazma şevkini dizginleyemeyip yıkandığı sırada bir öğrencisinden söylediklerini yazmasına istermiş. Bu duruma şaşıran ve kendisini eleştiren bazı kimselere şöyle dediği de rivayet edilmektedir:
“Eğer eserlerimin benden sonra on bin yıl değerini sürdüreceklerini bilmeseydim onları kaleme almazdım.” Küçük kan dolaşımını, koroner dolaşımı ve kılcal damarları keşfetmesi ile dolaşım sistemini temellendirmesi gibi ilk keşifleri, bu sözünü doğrulamaktadır.

Elbette ki İbni Nefis gibi hemen her alanda otorite olan ve zamanının Archimedes’i (Arşimet) olarak bilinen bir şahsı her yönüyle incelemek zor ve uzun bir soluklu bir yolculuktur. Müellifin ilminin zekatı olarak saydığımız ve klasik İslami geleneğimizde ilk felsefi romanlar arasında sayılan Risaletü’l-Kamiliyye isimli eserini ve eserin iç dinamiğini aktaracağız…

*

Fadıl bin Natık, yani Natık’ın (mantıklı ve makul düşünen/konuşan) oğlu Fadıl (erdemli ve faziletli kişi) anlamına gelmektedir. Hay bin Yakzan ile benzer bir olay örgüsünü içeren bu diyalogda Kamil’in kemal serüveni, Fadıl’ın gözlem ve anlatımı ile başlamaktadır. Tıpkı Hayy gibi annesiz-babasız bir şekilde ıssız ve kimsesiz bir adada doğan Kamil, bazı iç sorgulamalar yaşamaktadır. Kamil, düşünsel yetenekleri ile rüştünü tamamlamış insan modelini temsil etmektedir. Bu olgunluğa erişmesinin nedeni ise yaratılıştan gelen ve dış etkilere maruz kalmamış İlahi hikmeti gösterebilen saf aklını (fıtri akıl), yerli yerince kullanmasına bağlar.

Kamil, bu akıl sayesinde kainatı, evreni ve doğayı gözlemlemiş, bunların bir yaratıcı tarafından oluştuğunu anlamış ve bir hikmet üzere yaratıldığını kavramıştır. Bunlardan yola çıkarak Peygamberlik makamının zuhurunu, şeraitini ve rehberliğinin gerekli olduğunu düşünür. Kendisi var olduğuna göre kendisinin varlığıyla eşit seviyede olan başkalarının da olması mümkündür, teziyle Kamil, başka bireylerin varlığını da anlar. Buradan yola çıkarak, toplumsal hayatın varlığını da kavrar. Öyleyse, bu toplumu sevk ve idare edecek, Yaratıcı ile buluşturacak, ahlaki ve manevi olarak rehberlik edecek, bireyi yaratılış gayesine yönlendirecek ve bir İlahi rahmetin yansıması olacak Nübüvet makamının varlığı, Kamil için zorunlu olmuştur.

Ardı arkası kesilmeyen Kamil’in tefekkür seyri, şu başlıklar üzerinden devam eder:
‘’İslam Peygamberinin uygulamaları ve bu uygulamalarının felsefi hikmetleri, bir dinin ancak toplum içerisinde gelişilebileceği, nefsani arzuların düşman oluşu, insanı tam manasıyla mutlu edecek tek şeyin İlahi Hikmet olduğunu vurgulaması ve son olarak insan için aşması en elzem olan sınavın nefis ile mücadele hali olduğunu kaydeder. Akabinde Kamil, Nefs kavramını, ‘içsel düşman’ olarak tanımlanır.’’

*

Nokta Yerine:

Hatırlanacağı üzere Hay bin Yakzan, bazı düşünsel merhaleleri atlattıktan sonra evreni, varlığı ve doğayı derin bir şekilde tefekkür ettikten sonra Allah’ın varlığına, Vahid ve Mutlak Yaratıcı olduğunu akleder. Fakat Kamil’in sergüzeştinde daha farklı bir anlatım ile karşılaşmaktayız. Kamil, Tevhid inancı ile birlikte Nübüvvet Makamının da aklen zorunlu olduğunu aktarmaktadır. Son olarak Kamil, şehir hayatını insanın maddi ve manevi gelişimi için önemli görmektedir. Dolaylı olarak Farabi’nin (d.872, v.950) Erdemliler Şehri toplumuna atıf yapmakta ve bireyin de ancak böyle bir toplum içerisinde yaşayarak gerekli kültür, görgü kuralları ve yaşam biçimlerini öğrenebileceğini ifade eder.

Özetle Natık Oğlu Fadıl’ın aktardığı Kamil, hem fikirsel gelişimi ile entelektüel yönünü inşa etmekte, hem de manevi terakki ile bazı hal ve manevi makamları elde etmeye çalışmaktadır.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.