Tunus

Tunus

Kuzey Afrika ülkelerinden olan Tunus, kuzeyden ve doğudan Akdeniz, güneydoğudan Libya, batıdan Cezayir’le çevrilidir.

Coğrafik Yapısı

Kuzey Afrika ülkelerinden olan Tunus, kuzeyden ve doğudan Akdeniz, güneydoğudan Libya, batıdan Cezayir’le çevrilidir. En yüksek yeri Şahambi Tepesi (1544m.)’dir. En önemli akarsuları Mecerda, Milyan, Lurud ve Silyana ırmaklarıdır. Topraklarının % 30’u tarım alanı, %18’i otlak, %3’ü ormanlık ve çalılıktır. Tarıma elverişli alanlar daha çok Akdeniz kıyısındaki Mecerda bölgesindedir. Bu bölge Mecerda ırmağıyla sulanmaktadır. Güneyde Cezayir sınırına yakın bölgeler kum çölleriyle kaplıdır. Ülkenin kuzeyinde Akdeniz iklimi, güneyde ise kurak step iklimi hâkimdir.

Resmi adı Tunus Cumhuriyeti olan ülkenin başkenti Tunus, diğer önemli şehirleri ise Kayravan, Sus, Sefakis, Aryana, Binzart, Ettadhamen’dir. Yüzölçümü 164.150 km2 olan ülkenin tahmini nüfusu 15 milyon kadardır. Nüfusun yaklaşık olarak %40’ını 15 yaşın altındakiler oluşturmaktadır.

Tunus nüfusunun %96, 5’ini Araplar oluşturmaktadır. Arapların tamamına yakını Müslüman’dır. Bunun yanı sıra %3 oranında berberiler vardır. Berberilerin tamamı Müslüman’dır. Ayrıca az sayıda Yahudi ve Avrupa kökenli Hıristiyan bulunmaktadır. Ülkenin resmi dili Arapçadır. Ama halkın çoğunluğu Fransızcayı da konuşabilmektedir.

Tarihi Süreci

Tunus’ta gerçekleştirilen ilk İslam fethi 648’de Abdullah bin Ebi Sarh komutasındaki İslam ordularının gerçekleştirmiş olduğu fetihtir. Bunun arkasından birbirini izleyen fetihlerle Tunus’un tamamı İslam devletine bağlandı. Bölgenin İslam devleti topraklarına katılmasından sonra yerli halk kısa sürede Müslüman oldu ve 7.yy’da Tunus halkının tamamı İslam’a girdi. Tunus fethedildikten sonra hilafete bağlı İfrikiyye eyaletinin bir parçası olmuştur. Bu eyaletin idare merkezi de Tunus’taydı. 800 yılında yine hilafete bağlı Ağlebiler yönetimi kuruldu. Ağlebiler özerk bir statüye sahiptiler ve Tunus’un yanı sıra Libya ve Sicilya’da da saltanat sürmüşlerdir. Ağlebiler saltanatı 910 yılına kadar sürdü. Bu tarihten sonra Tunus topraklarına Fatımiler hükmetmeye başladılar. Fatımiler daha sonra sınırlarını genişleterek bugünkü Mısır topraklarını da içine alan İfrikiyye eyaletinin yönetimini Zirilere verdiler. Ziriler, Fatımilere bağlı özerk bir yönetimdi. Ziriler başlangıçta bütün Kuzey Afrika’da hüküm sürdüler. Ancak zamanla bu toprakların önemli bir kısmını kaybettiler ve ellerinde sadece Tunus kaldı. Ziriler 1051’de Fatımilerle bağlantılarını kopararak bağımsız oldular. Ancak sonraları Fatımiler bu yönetim üzerindeki nüfuzlarını sürdürmüşlerdir. Zirilerin Şiilikten çıkarak Sünniliği benimsemeleri üzerine Fatımiler onların yönetimi altındaki topraklarda “Beni Hilal İsyanları” olarak bilinen isyanları çıkardılar. Bu isyanlarda çok sayıda şehir tahrip edilmiş, yüzyıllar boyunca oluşturulmuş olan medeniyet eserleri yok edilmiştir.

Zirilerin Tunus üzerindeki saltanatları 1148’e kadar sürdü. Bu tarihten sonra bölge üzerinde Muvahhidler nüfus sahibi oldular. Muvahhidler, Tunus’u Hafsilerin yönetiminde kendilerine bağlı bir eyalet haline getirdiler. Muvahhidlerin dağılmasından sonra da Hafsiler bu ülkede bağımsız bir yönetim kurdular. Hafsilerin yönetimi 1574’e kadar sürdü. Bu tarihte Tunus, Osmanlılar tarafından ele geçirilerek Osmanlı Devleti’ne bağlı bir eyalet haline getirildi. Tunus’un bu statüsü 1881’e kadar sürmüştür. Bu dönemde Tunus’u, kendilerine “Beyler” denen halifeye bağlı yerel yöneticiler yönetiyordu. 12 Mayıs 1881’de Tunus, Fransız sömürgeciler tarafından işgal edildi. Bundan sonra Fransızlar ülkeye “yüksek komiser” dedikleri genel vali tayin ederek yönetmeye başladılar. Öte yandan Beyler’in yönetimi de sembolik bir şekilde devam ediyordu.

Fransızlar işgal ettikleri bütün diğer ülkelerde başvurdukları zulüm uygulamalarına burada da başvurdular. Bu zulme karşı bağımsızlık yanlısı örgütlenmeler ve bazı ayaklanmalar oldu. Ancak bütün bu ayaklanmalar insafsızca ve kanlı bir şekilde bastırıldı.

Siyasi Yapısı

Tunus’ta bağımsızlık mücadelesini organize etmek ve bu mücadeleye yön vermek amacıyla Düstur Partisi adında bir siyasi parti kuruldu. Ancak Fransız sömürgeciler işgal ettikleri diğer ülkelerdeki bağımsızlık mücadelelerini kendi kontrollerine almak için başvurdukları sinsi oyunlara burada da başvurarak kendi elleriyle yetiştirdikleri Habib Burgiba’yı bağımsızlık mücadelesinde önemli bir konuma getirmeyi başardılar ve ona Yeni Düstur Partisi adında bir parti kurdurdular. Habib Burgiba başlangıçta İslami düşünceyi destekliyor, camilerde namaz kıldırıp hutbeler veriyor, konuşmalarında İslami kavramlar ve özellikle cihad konusu üzerinde ağırlıklı bir şekilde duruyordu. Oysa Burgiba çocukluğundan beri Fransızların gözetiminde bulunmuş, eşi Fransız olan ağabeyinin eğitiminde büyümüş ve Fransa’da hukuk öğrenimi görmüş biriydi.

Zulmün Renk Vermeye Başlaması

Fransızlar Burgiba’yı Tunus halkına kabul ettirebilmek amacıyla 1934–36 ve 1938–42 yılları arasında hapse de attılar. Burgiba sinsi politikasına dış destek bulmak amacıyla 1945 yılında Fransız işgal yönetiminden kaçtığı görünümünü vererek Kahire’ye geçti. 1949’a kadar Kahire’de kalarak bu dönem içinde Arap ülkeleri başta olmak üzere İslam ülkelerinin desteğini sağlamaya çalıştı. Tunus’a dönüşünden sonra halkı isyana teşvik eden Burgiba bu arada Fransız işgalcilerin Tunuslu Müslümanları kırıp geçmeleri için gerekli şartları oluşturuyordu. Sonuçta Fransızlar kendi adamları olan Burgiba’nın konumunu sağlama aldıktan sonra 20 Mart 1956’da işgale son vererek Tunus’un bağımsızlığını tanıdılar. Bağımsızlık sonrasında Burgiba, Tunus Cumhurbaşkanlığına getirildi. Ancak tutumunu birden bire değiştirerek İslam aleyhtarı bir siyaset izlemeye başladı. Partisinin adını Sosyalist Düstur Partisi olarak değiştirdi. Müslümanlar üzerindeki zulümlerini günden güne şiddetlendirdi. Tunus’un sembolü olan Zeytune Üniversitesi başta olmak üzere İslami eğitim kurumlarını kapattırdı. Zaman içinde camileri de sıkı denetim altına alarak belli vakitlerin dışında namaz kılınmasını yasakladı. İslami yönetim istediklerinden dolayı çok sayıda müslümanı tutuklatarak cezaevlerinde ağır işkencelere maruz bıraktı.

Burgiba’nın bu zulümleri karşısında oluşan halk tepkisini kendi lehine bir destek unsuru olarak değerlendirmek isteyen Zeynelabidin Bin Ali 7 Kasım 1987’de Burgiba’ya karşı bir darbe gerçekleştirerek yönetimi ele geçirdi. Başlangıçta ülkede bir reform hareketi başlatacağını vaad eden ve Müslüman çevrelerle iyi ilişkiler kurmaya çalışan Bin Ali durumunu sağlama aldıktan sonra zulüm ve işkence uygulamalarını aynen Burgiba’nın bıraktığı yerden devam ettirmeye başladı. Hatta o, zaman içinde zulmü daha da şiddetlendirerek tam bir vahşet yönetimini hâkim kıldı.

Tunus’ta görünüşte çok partili ancak gerçekte Tek Parti Diktatörlüğüne dayanan bir sistem hâkimdir. Seçimler hükümetin gözetimi ve baskısı altında gerçekleştiğinden muhalefetteki partilerin kendilerini tanıtmalarına fırsat verilmediği gibi insanların tercihlerini hür iradeleriyle yapmalarına da imkân tanınmamaktadır. Ülkenin bağımsızlığını elde ettiği günden bu yana hiçbir zaman adil ve dürüst bir başkanlık seçimi yapılmış değildir. Eski diktatör Burgiba kendini ömür boyu cumhurbaşkanı seçtirmişti. Ancak Bin Ali darbesinden sonra onun bu sıfatı kaldırıldı. Bin Ali ise cumhurbaşkanlığı seçimlerine hep rakipsiz girmektedir. Tunus; BM, İKÖ (İslam Konferansı Örgütü), Arap Devletleri Birliği, Afrika Birliği Örgütü, İMF (Uluslar arası Para Fonu), İslam Kalkınma Bankası gibi uluslar arası örgütlere üyedir.

Tunus’ta yürürlükte olan partiler kanunu İslami amaçlı siyasi parti kurulmasına izin vermediğinden sahnedeki partiler hep liberal veya sosyalist anlayışı temsil etmektedirler. Eski diktatör Burgiba’nın kurmuş olduğu Sosyalist Düstur (Anayasa) Partisi’nin devamı olan ve halen iktidarı elinde bulunduran Demokratik Anayasal Birlik Partisi batıcı ve sosyalist bir anlayışa sahiptir.

Tunus’ta Müslümanlara reva görülenler başlı başına incelenmesi gereken bir konu olduğundan, Tunus’taki İslami hareketler ve Müslümanların içerisinde bulunduğu durumu bir sonraki yazımızda teferruatlıca ele almaya çalışacağız inşallah.

İnzar Dergisi

Tunus Haberleri

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.