Uzmanlar Mersin'deki okul cinayetine dikkat çekti: Aileler şiddet eyleminin normalleştirilmesine izin vermemeli

Uzmanlar Mersin'deki okul cinayetine dikkat çekti: Aileler şiddet eyleminin normalleştirilmesine izin vermemeli

Akran zorbalığında aile tutumlarının etkili olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, ailelerin, teknolojik araçlar yoluyla çocukların şiddete sürekli tanıklık etmelerine izin vermelerinin, şiddet eylemini normalleştirdiğine dikkat çekiyor

Mersin'de 12 yaşındaki kız öğrencinin, sınavdan düşük not aldığı için kendisiyle alay ettiğini öne sürdüğü sınıf arkadaşını okul tuvaletinde su hortumuyla dövüp bıçaklayarak öldürmesi, akran zorbalığı ve şiddet konusunu gündeme getirdi.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, akran zorbalığı ve şiddet hakkında değerlendirmede bulundu.

Luş, akran zorbalığını, "çocuklukta ya da ergenlikte görülen, kendi yaş grubundaki arkadaş veya arkadaşlarına yönelik sebebi olmadan ve tekrarlayan şekilde görülen sözel, fiziksel ve davranışsal olarak zarar verici davranışlar" olarak tanımladı.

En sık görülen zorbalık türünün, dalga geçme, alay etme, küfür ve hakaret etme gibi tavırların görüldüğü sözel zorbalık olduğunu ifade eden Luş, "Vurma, itme, eşyalarına zarar verme gibi fiziksel zorbalıklar da sık görülür. Cinsel anlamda dokunma ya da taciz etme de görülebilir. Oyunlara dahil etmeme, diğer çocuklarla konuşmasını engelleme gibi sosyal zorbalık tavırları görülebilir. Sosyal medya ya da internet ortamında rahatsız edici fotoğraflarını çekip paylaşma, sosyal medya hesaplarına girip uygun olmayan içerikler paylaşma davranışları da yine dikkat edilmesi gereken siber zorbalık dediğimiz zorbalık türü olarak adlandırılmaktadır." dedi.

Akranları tarafından daha az kabul gören çocuklar zorbalık yapabiliyor

Akran zorbalığı gösteren çocukların çoğunlukla dürtüsel özellikler gösteren çocuklar olduğunu kaydeden Luş, "Diğer çocuklara göre akran grubu tarafından daha fazla reddedilmekte ya da daha az kabul görmekte olan çocuklardır ve sert görünme ihtiyacı duyabilirler, böylelikle diğer saldırgan çocuklarla arkadaş olabilirler. Kolayca ağlayan ve kaygılı görünen çocuklar tarafından kolayca kışkırtılabilirler. Erkek çocuklarının daha fazla oranda zorbaca davranışlar gösterdikleri ortaya konmuştur." dedi.

Aileler şiddete tanıklığa izin vermemeli

Akran zorbalığında ebeveynin çocuk yetiştirmedeki tutumunun etkisine de işaret eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Melek Gözde Luş, "Zorbalık gösteren çocukların güç ve baskınlık kurmaya yönelik güçlü gereksinimleri vardır. Bu durum aileleri tarafından fark edilmezse problemler artabilir ya da ailelerde de güç ve baskınlık kurma tutumları görülebilir. Çevreye ve topluma karşı öfke duyan ailelerde yetişmiş olabilirler. Bazı aileler çocuklarının popüler olması isteklerini çocuklarına yoğun bir şekilde yansıtmaktadır. Çocuklar ailelerinin duygu ve davranışlarından etkilenirler ve bu durum çocukların davranışlarına da yansıyabilir. Ayrıca ailelerin, teknolojik araçlar yoluyla çocukların şiddete sürekli tanıklık etmelerine izin vermeleri, şiddet eylemini normalleştirmektedir. Bu konularda ailelerin dikkatli olmaları önemlidir." uyarısında bulundu.

Çocuğun sosyal ilişkileri zayıflar

Akran zorbalığına maruz kalan çocuğun üzerindeki etkilere de dikkat çeken Luş, "Akran zorbalığı nedeniyle sosyal ilişkilerinin zayıf olması, çocuğun hem akademik başarısına zarar verebilmekte hem de çocuğun okula karşı tutumunu etkilemektedir. Bu çocukların bir kısmı akran zorbalığını maruz kaldıkları için okula gelmekten korkmaktadırlar. Bir kısmında daha ciddi boyutta daha ciddi kaygı bozuklukları ortaya çıkabilir. Ders başarısızlığı, uyku sorunları, öfke patlaması içe kapanma görülebilir." dedi.

Çocukla iletişim halinde olunmalı

Zorbalığa uğrayan bir çocuğun anne ve babasının yapabileceklerine de değinen Dr. Melek Gözde Luş, "Çocuklar böyle bir durumla karşılaştığında utanabilir, sessiz kalıp yaşadığı zorbalığı aileleri ile paylaşmak istemeyebilir ve kendilerini suçlayabilirler. Bu yüzden çocuğu gözlemlemek, onunla iletişim halinde olmak önemlidir. Ebeveynlerinin kendisini anladığını ve güvendiğini hissetmesi çocuk için çok önemlidir. Anne babaların çocuklarına güvenmesi ve bunu çocuklarına hissettirmeleri gerekir. Bu nedenle yargılayıcı cümlelerden uzak kalarak konuşmak, ‘Sen de bir şey yaptın mı?’ gibi sorgulayıcı tavırlar takınmamak doğru olur. Karşılaşılan sorunu yine kaba güçle çözmeye çalışmak örneğin zorbalık yapan çocuğun okula gidilerek dövülmesi gibi ya da tam tersi çocuğu çözüm bulması için yalnız bırakmak da doğru olmayan davranışlardır." diye konuştu.

Çocuğun özgüveni artırılmalı

Yaşıtlarına göre daha az sosyal olan, özgüven eksikliği yaşayan çocukların akran zorbalığına uğrama ihtimallerinin daha yüksek olduğunu belirten Luş, "Anne babaların, çocuklarının kendilerini geliştirmelerine yardımcı olmaları çok faydalı olur. Özellikle özgüven arttırıcı çeşitli sosyal etkinliklere katılmalarını sağlamaları hem çocukların kendi yeteneklerini fark etmelerini sağlar hem de özgüvenin artması sonucunda çocuğun karşılaştığı sorunlara uygun tepki verme becerisi de artar. Sosyal becerileri artan çocuğun, zorba olan çocuklar tarafından rahatsız edilme ihtimali de azalır. Tabii bunların yanı sıra ailelerin çocuklarına iyi bir model olması ve şiddet içeren herhangi bir davranışı çocuklarının yanında övmemeleri de oldukça önemlidir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.