Çınar'da yağışlar en çok sulak alanlara yaradı

Nisan ayının son haftasında başlayan yağmurların zirai faaliyet alanında sadece sulak alanlara yaradığını belirten çiftçiler, bundan sonra olabilecek yağışların ekinlere zarar verebileceğini söyledi.

Başta Güneydoğu olmak üzere birçok bölgeyi etkisi altına alan yağışların, zirai faaliyetlere olumlu-olumsuz yönlerini aktaran çiftçiler, artan girdi maliyetleri karşısında yapılan desteklemelerin de yetersiz kaldığını dile getirdi.

Çınar ilçemize bağlı Yaprakbaşı (Barê) Mahallesi çiftçilerinden Mehmet Selim Bıldırcın yağan yağmurun nisanın ortalarından önce yağması durumunda ekinlere olumlu yönde etki oluşturabileceğini ifade ederek geçtiğimiz ay sonunda başlayan yağmurun kurak alana etkisinin az, pamuk ve mercimek gibi sulak alanlara ise faydalı olduğunu söyledi.

Geçen sene dönüm başına 400-500 kilogram hasat elde ettiklerini ama bu yıl nasıl bir tabloyla karşılaşacaklarını bilemediklerini söyleyen Bıldırcın, bu sene de dönüm başına 400-500 kilogramlık bir hasat beklentilerinin olduğunu belirtti.

"Kurak bırakılan alanlar yağmurdan faydalanamadı"


Çiftçi Mehmet Selim Bıldırcın

Geçtiğimiz yılla karşılaştırdığında sonbahar ve kış mevsiminde yağmurun olmadığını Nisan ayı sonu itibariyle bölgede yağışların başladığını söyleyen Bıldırcın, "Mahallemiz yaklaşık 26 bin dönüm araziye sahiptir. Bunun 6 bin dönümü kurak, geri kalanı sulak alandır. Bunlar da mercimek, buğday ve pamuktan oluşuyor. Bunun da büyük çoğunluğunu buğday oluşturuyor. Bu arazilerimizden daha önceden suladığımız alanlar yağmurdan istifade etti fakat hiçbir şekilde sulanmayan ve kurak bırakılan alanlar yağmurdan faydalanamadı." dedi.

“Kabarık gelen elektrik faturaları çiftçiyi perişan ediyor”

Çiftçiye yapılan devlet desteğinin yetersiz olduğunu söyleyen Bıldırcın, "Devlet, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit zamanında dönüm başına verdiği 12 bin lirayı bugün de aynı tutarda veriyor. Artan gübre ve mazot fiyatları karşısında devletin 20 sene önce verdiği destekleme ile bugünkü tutar aynı, bir artırım yok. Özellikle kabarık gelen elektrik faturaları çiftçiyi perişan ediyor. Sondajlarımız için bizlere 350 bin TL fatura yazılıyor. Artık gübre ve mazota bir indirim uygulanmasını, elektrik faturalarında kolaylık tanınmasını istiyoruz. Kurumlardaki özelleştirmeler çiftçiyi boğuyor. Bu sorunlar karşısında hükümetin bir çalışma başlatmasını bekliyoruz." şeklinde konuştu.

"Devlet, piyasaya uygun fiyat biçmezse stokçuluğun önü açılmış olacak"

Çiftçi Şeref Bakır

Son zamanlarda yağan yağmurun kuru araziler için herhangi bir faydasının olmadığını sadece pamuk ve sulak araziler açısından olumlu etki bıraktığının altını çizen Şeref Bakır, "Kuru araziler kuraklık durumuna gelmiş. Her ne kadar yeşerme durumu olduysa da herhangi bir verimin gelmesini sanmıyoruz ve bu süreçten sonra yağmurun yağması araziler için zarar olur." şeklinde konuştu.

Girdi maliyetlerde mazot ile gübrenin zamlanması ve özellikle elektrik birim fiyatı konusuna hükümetin el atması gerektiğine dikkat çeken Bakır, çiftçiliğin milli servet olduğunu hatırlatarak ülkenin kalkınması için çiftçiliğin geliştirilmesi ve desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Bakır, "Geçtiğimiz yıl mazot fiyatı 7,5, gübre 3,10 lirayken bu sene fiyatlar üç katına çıktı. Bunların düzelmesini temenni ediyoruz. Devlet, piyasaya uygun fiyat biçmezse büyük tüccarlara stokçuluğun önü açılmış olacak. Tarım Bakanlığının bu konuya el atması lazım." diye belirtti.

"Bundan sonra yağmurun yağması sadece ekilen pamuğa fayda sağlar"

Bayramdan önce yağışın olmamasının çiftçileri tedirgin ettiğini belirten Hasip Suna, "Bayramdan sonra yağan yağışlar buğday ve arpalar için çok iyi oldu ama mercimek için faydalı olmadı. Yağmurun yağması arpanın boyunun uzamasında etkili oldu. Yaklaşık 5-10 santimetre uzadı." şeklinde konuştu.

“Destek verilmezse seneye çiftçilerin bu yükü kaldıracak gücü kalmayacak”

Yakıtın fazla olmasından çoğu çiftçinin mağdur olacağını dile getiren Suna, "Çünkü biçer-döverin maliyeti fazla olacak. Çiftçi fazla maliyete gireceğini hesaplarsa tahılları tarlada bırakıp sadece hayvanları otlatmak mecburiyetinde kalacak. Geçen yıl kuraklık olduğu için çiftçi darbe yedi ve cebinde kalan parayı bu yıl ekime ayırdı. Devletin çiftçilere iyi bir destek vermesi lazım. Destek verilmezse seneye çiftçilerin bu yükü kaldıracak gücü kalmayacak. Bundan sonra yağmurun yağması sadece ekilen pamuğa fayda sağlar. Onun için de sondajdan sulama yapılması gerekir. Bu durumda da çiftçiler, gelecek kabarık elektrik faturalarından yakınıyor." ifadelerini kullandı.

"Girdi maliyetleri karşısında çiftçiler zor durumda"

Tarım faaliyet maliyetlerini geçen seneyle mukayese ederek artan maliyetler karşısında tarım ve hayvancılık sektörünün bitme aşamasına geldiğini söyleyen Mehmet Tahir Öğrük, “Son yağışların tarım alanlarına faydasının yüzde 15 oranlarında olduğunu söyleyebiliriz. Tabi ki bu yağmurlar olmasaydı durum daha da perişanlıktı. Girdi maliyetlerine değinirsek geçtiğimiz yıl litre fiyatı 6 TL olan mazot şimdi 22 TL olmuş. Hayvancılık alanında geçen sene 1,5 TL olan arpa fiyatı şu anda 6-7 TL'ye ulaşmış durumda. Mevcut durumda tarım ve hayvancılıkla uğraşan nasıl idare edecek? Böyle giderse tarım ve hayvancılık bitecek. Bu alanda yetkili organların duruma el atması gerekir. Mesela şu anda 60-70 koyunum var ve artan yem maliyetlerinden satmak durumundayım. Zirai faaliyette aynı durumda. Şu anda 9 TL olan gübre mevsim sonlarına doğru 13'e, mazot litre fiyatı 30 TL'ye ulaşacak. Çiftçi bunun karşısında ne yapabilir ki? Mecburen vazgeçecek."

Mevcut duruma kuraklık denilmese kuraklığa yakın bir vaziyette olduklarını söyleyen Öğrük, "Yağmur etkisini geç gösterdi. Geçtiğimiz yıl 150 dönümlük ekili arazimden 200 teneke arpa 3 römork saman elde ettim. Mazot, gübre ve ilaç gibi maliyetler hesaplandığında iflasın eşiğindeydik. Bu yağmurlarla bu sene biraz da olsa toparlandık. Allah neyi takdir eder bilemeyiz." diye belirtti.

Şevket Öğrük ise şunları söyledi: "Bayramdan önce oluşan kuralık sadece mahallemize has bir sıkıntı değil bölge genelindeydi. Bayramdan sonra yağan yağmur az da olsa yaradı. Başaklar şu an ufak. Allah neyi takdir eder, bilemiyoruz. Şu anda çiftçiler devletten bir destek bekliyor. Daha önce mahallemizde 8 bin koyun, 50'ye yakın inek vardı. Şu anda ise 8 bin koyundan 500, 50 büyükbaştan 20 davar kalmış durumda. Bu memleketimizin geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Halkımız borçlu, perişan durumda."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.