Yasalaşan Yargı Reformu paketi umut verici ancak yeterli değil

Yasalaşan Yargı Reformu paketi umut verici ancak yeterli değil

Ağrı Barosu Başkanı Avukat Salih Aydın, yasalaşan Yargı Reformu paketinin umut verici olduğunu ancak yeterli olmadığını belirterek kanun uygulayıcıların çok önemli olduğunu vurguladı.

Ağrı Barosu Başkanı Avukat Salih Aydın, TBMM'de kabul edilerek yasalaşan Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında belirlenen amaç ve hedefler doğrultusunda düzenlemeler içeren Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifine ilişkin İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.

Yasalaşan Yargı Reformunun olumlu, umut verici ama yeterli olmadığını belirten Baro Başkanı Aydın, eleştiri amaçlı yapılan paylaşımların suç olmaktan çıkarılmasının olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.

Aydın, insanların kendi adaletlerine güvenmesinin sorunu bitireceğinin altını çizdi. Aydın konuşmasında, güzel metinler hazırlamanın ötesinde iyi uygulayıcılar yetiştirmek gerektiğini kaydederek terör suçları ile ilgili ciddi düzenlemelere gidilmesi gerektiğini ifade etti.

Çıkan paketin hayırlı olmasını dileyen Aydın, "Birinci paket olması nedeni ile bizim için umut vericidir, birleştirici bir pakettir. Ama yeterli değildir. Biz bu paketin tek başına yeterli olduğunu söylersek çok iyimser ve toplumsal realitede belki bunun hukukçulardan olan beklentilerden uzaklaşmış oluruz. Devam edecek olan paketlerle ile inanıyoruz ki toplumun beklemiş olduğu talepler bir bir yerine getirilmesi münasebetiyle işin mükemmeliyet noktasına doğru mutlaka yol alınacağının farkındayız." dedi.

"Haber amaçlı ve eleştiri mahiyetindeki her türlü söylemler suç olmaktan çıkarıldı"

Aydın, "Burada toplumu ilgilendiren kısmı vardır birde işin teknik boyutu vardır. Yani cumhuriyet başsavcılarını, hakimleri ve avukat arkadaşlarımızı ilgilendiren boyutu vardır. Bu boyuttan çok toplumu ilgilendiren boyutu ile ilgili kısma değinecek olursak, haber amaçlı yada eleştiri amaçlı yapılan bir takım yazışma, söylem ve röportajlar cumhuriyet savcıları tarafından çok rahatlıkla bir iddianameye dönüştürülüp şahısların yargılanmasına sebebiyet verip daha sonra şahısları mahkemenin önünde uzun yıllar bir yargılamaya konu edebiliyorlardı. Gelen paketle birlikte artık haber amaçlı ve eleştiri mahiyetindeki her türlü söylemler demokratik bir olgunlukla kabul edilecek. Ve suç olmaktan çıkarıldı. Bu konu bizim için önem arz eden bir konu idi." ifadelerini kullandı.

"İnsanlar, düşüncelerini beyan etme noktasında kendini daha güvende hissedecekler"

Av. Aydın, insanların hak arama noktasında kendilerini güvende hissedeceklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun dışında yine düşünce özgürlüğü kapsamında kabul edilen 5 yılın altında ceza verilip, 5 yılın altındaki cezalar istinaf mahkemelerine gittikten sonra onanıyorsa kesinleşiyordu ve temyiz yolu yoktu. Yani ikinci bir denetim temyiz merciinin denetime tabi olmadığı için hukuki anlamda eksik denetimden insanlar hürriyetlerinden yoksun kalabiliyordu ki bizim bölgemizde bunun çok tipik örnekleri vardır. İşte, TCK 314/2 diye tabir ettiğimiz silahlı terör örgütü üyeliği yada yardım yataklık, propaganda, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, bu kapsamdaki suçlarda maalesef istinaf onadığı zaman insanlar temyize gitmeden hemen infaz aşamasına geçiliyor ve ciddi anlamda bir mağduriyete yol açıyordu. Yeni yapılan değişiklikle birlikte bu 314, yardım yataklık, propaganda, Cumhurbaşkanına hakaret, Devletin alameti farikalarını aşağılama, 301 kapsamındaki suçların tamamı artık daha ciddi ve temyizin denetimine tabii olacak. Ve insanlar hak arama noktasında, irade, düşüncelerini beyan etme noktasında kendini daha güvende hissedecekler. Ve yapılan yargılamalar daha esaslı bir yargılamaya tabi tutulacak. Ve bu durum Yargıtay’ın denetimine tabi tutulduğu için artık daha esaslı bir inceleme olacak. Bu bağlamda da cezası kesinleşenler ve şu anda cezaevinde infazı gerçekleşen insanlar noktasında da hemen kendileri veya avukatları 15 günlük süre içerisinde hemen yasal yollara başvurup temyiz haklarını kullanması gerekir. Bu da teknik ve önem arz eden bir husustur. 15 gün geçtikten sonra yapacakları başvurular bir hak kaybına yol açabilir dolayısıyla bu hususun çok iyi bilinmesi gerekir. 15 gün içinde müracaat edilirse, temyiz talepleri yerine gelecek ve şu anda cezaevinde olan insanların infazı durdurulup onlara bu hak sağlanacaktır."  

"Eğer bir toplum kendi adaletine güveniyorsa orada sorun bitmiştir"

Av. Aydın, "Tutuklama süreleri ile ilgili sınırlama getirildi. Asli cezalarda 6 ay, ağır cezalarda bir yıl, örgütlü suçlarda ise bir buçuk yıl artı 6 ay uzatmak sureti ile 2 yılı geçemeyecek. Yani bir cumhuriyet savcısı asli cezada tutuklu en fazla 6 ay elinde bulunduracak. Dosyayı kapatamıyorsa şahsı tahliye edecek. Dolayısıyla bu tutuklama süresini kısacak ve hem de cumhuriyet başsavcısının elindeki dosyayı ikmal etme şahsı hakim karşısına çıkarma zorunluluğu getirecek. Buda bu anlamda esaslı bir değişikliktir." şeklinde konuştu.

Aydın, şöyle sürdürdü: "Bunun dışındaki yapılan çalışmalarda şunu önemsiyorum; direk paketin içinde olmayıp ama paketin bir uzantısı olan sizin iyi bir hukuk güvencesi verebilmemiz için Adalet Bakanının da dediği gibi, bu Yargı Paketi’nin nihayi hedefi güven veren bir adaleti tesis edebilmektir. Aslında adaletin amacı da budur, topluma güveni tesis edebilmektir. Eğer bir toplum kendi adaletine güveniyorsa orada sorun bitmiştir, bütün bu çalışmalarda güven veren bir adaletin tesisi noktasındaki çalışmalardır. Ama bunu verebilmek için de iyi bir hukuk eğitimi vermiş olmanız gerekiyor. Bu bağlamda Türkiye’de üniversite sınavına giren öğrenciler daha önce ilk 190 bine girenler hukuk fakültelerini tercih edip hukuk fakültelerine girebiliyordular. Bu yıl çalışma ile 190 binden 125 bine düştü sayı. Dolayısıyla buraya gelen öğrenci kalitesinde bir artış olacak. Siz iyi bir hukuk eğitimi de verdiğiniz zaman o adalete olan güven yasaların iyi uygulanması ile birlikte bir anlam ifade edebilecektir."

"Çok mükemmel metinlerin ötesinde çok iyi uygulayıcılara sunabilmektir"

"Son olarak şunu söylemek istiyorum, siz dünyanın en mükemmel yasalarını çıkarıyor olabilirsiniz, en mükemmel reform paketlerini çıkarıyor olabilirsiniz, mükemmel metinler sunabilirsiniz ama bu işi bitirmiyor." diyen Aydın, "İşin bittiği yer işin mutfak kısmı adliyelerin bizatihi kendisidir, cumhuriyet savcıları ve mahkemelerdir. Eğer iyi bir kanun kötü bir uygulayıcının elinde olursa çok kötü sonuçlar doğurur, facialara sebebiyet verir. Ama çok kötü bir yasada iyi bir uygulayıcının elinde çok iyi sonuçlar verir. Dolayısıyla işin düğümleneceği yer çok mükemmel metinlerin ötesinde çok iyi uygulayıcılara sunabilmektir. İyi bir metin geldi, iyi uygulayıcılarla birlikte bu toplum adalete olan güveni noktasında istediği seviyeye ulaşacak ve adalete olan güven çok ciddi anlamda yükselecek." diye konuştu.

"Önce örgütün tanımının yapılması gerekmektedir"

Av. Salih Aydın sözlerini şöyle sonlandırdı: "Yaşadığımız bu memlekette en büyük çıkmazlardan biri  örgüt üyeliği suçlarıdır. Önce örgütün tanımının yapılması gerekmektedir. Maalesef öyle elastiki bir yapı var ki, sokakta herhangi birini çevirdiğinizde terörün tanımı ile birlikte sizi çok rahat terör örgütü üyesi yapabilecektir. Dolayısıyla önce terör tanımının uluslararası hukuka uygun, güvenilir ve herkese aynı şekilde uygulanabilecek bir duruma getirilmesi gerekiyor. Siz bunu sağlamadıkça bu bölgede güvenin oluşması da mümkün olmayacaktır."

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.