AB Nobel Barış Ödülünü hak ediyor mu?

AB Nobel Barış Ödülünü hak ediyor mu?

Bosnalılar dünyanın gözü önünde ve Avrupa'nın tam göbeğinde çıkan savaşta sistematik bir soykırıma tabi tutuldu, öldürüldü. '60 yıllık barış' veya 'savaşsız 60 yıl' gibi atıflar yapılan Nobel Barış Ödülü'nün tam ortasında Avrupa Birliği duruyorsa, bir yan

Daha dün gibiydi...

II. Dünya savaşının hemen ardından 1950'de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunun kurulmasına ön ayak olan devletlerin amacı geçmişte savaşların çıkmasına neden olan ve herkese yıkıcı zararlar veren aşırı milliyetçilik düşüncelerinden uzaklaşmak için bir çıkış ve belki de bir kaçış yolu olarak görülmüştü.

Böyle bir topluluğun temel amacı, kömür ve çelik endüstrilerinin yönetimini bir araya getirmek Kömür ve çelik paylaşımında doğabilecek bir uyuşmazlığı ve bu yüzden iki ülke arasında olası bir savaşın çıkmasını da önlemekti.
Avrupa artık savaş istemiyor, aşırı milliyetçiliği reddediyor, barış içinde yaşamak istiyordu.

1967 yılında imzalanan Brüksel Antlaşması ile önceki üç topluluk Avrupa Toplulukları ya da daha yaygın biçimiyle Avrupa Topluluğu (AT) adıyla tek bir çatı altında toplandı. Böylece ortaya Avrupa Topluluğu çıktı, genişledi. 7 Şubat 1992 tarihli Maastricht Antlaşmasının yürürlüğe girmesiyle ilk kez Avrupa Birliği terimini kullandı.

2004 yılında eski Doğu Bloku ülkelerinden on yeni aday ülkenin katılımı ile en büyük genişleme yaşandı ve ardından Bulgaristan ve Romanya'da birliğe girdi. Topluluk, Avrupa Topluluğuna katılacak aday ülkeler için "Kopenhag Kriterleri"nin uygulanmasını kabul etti.

Maastricht Antlaşması'nda Avrupa Birliğinin Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası'na göre uluslararası topluluğun çıkarlarını gözetmek, uluslararası iş birliğini desteklemek, insan haklarına saygı duymak, bunları geliştirmek, demokrasi ve hukukun üstünlüğünden ödün vermemek ilkeleridir.

Geldik günümüze... Yıl 2012.

Bu yıl Nobel Komitesi İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da "barış ve uzlaşı, demokrasi ve insan haklarının ilerlemesine katkısı" gerekçeleriyle 2012 Nobel Barış Ödülü'ne 28 üyeli Avrupa Birliği'ni layık gördü.

Günümüzde Bosna-Hersek trajedisi ve Avrupa'nın tam ortasında yaşanan savaş...

Anımsayalım...25.06.1991'de Slovenya ve Hırvatistan, Almanya ve İtalyanların desteğiyle ve Eylül 1991'de de Makedonya bağımsızlığını ilan etti. 5 Nisan 1992'de Bosna-Hersek hükümeti bağımsızlığını ilan edince, ABD ve Avrupa ülkeleri Bosna-Hersek'in bağımsızlığını tanıdılar.

Büyük Sırbistan hayalleri olan Bosnalı Sırp'lar da bir Sırp Cumhuriyeti kurduklarını ilan ettiler. Müslüman (Boşnaklar) ve Katoliklerden (Hırvatlar) bu bölgeyi terk etmelerini istediler. Bunu hızlandırmak için özellikle dehşet yaratarak halkın dayanma gücünü kırmak, insanları bölgeden derhal uzaklaştırmak amacıyla insanlık dışı uygulamalara yöneldiler.

Nisan 1992'de Srebrenica'nın yanındaki Bratunac köyünde, 350 Bosnalı Müslüman, Sırp militanlar tarafından işkencelerle katledildi. Burada yaşananlar ancak aylar sonra katliam sırasında çekilen görüntülerin yayınlanması ile anlaşıldı.
Birleşmiş Milletler ve NATO özellikle Sırplar üzerinde bir ambargo başlattı ama Bosnalı Sırplar hiç etkilenmediler. BM, Dayton görüşmelerini başlattı. Bunun üzerine Sırplar, Gorajde ve Srebrenitza'yı ele geçirmek için bütün güçleriyle bu iki kente saldırdılar.

Sırplar günlerce sistematik işkenceden geçirdikleri Bosnalı Müslümanları, çocuklarının, kardeşlerinin gözleri önünde öldürdü ve yine onlara gömdürdü. Böylece Srebrenica Katliamı, Avrupa'da ve Avrupa Birliğinin tam göbeğinde II Dünya Savaşından sonra tarihin gördüğü en büyük katliamlardan birisi ve en vahşi toplu soykırım olarak yaşandı.

Srebrenitza Katliamında öldürülenlerin kesin sayısı bilinmiyor.

Bosna Sırplarının hazırladığı bir raporda ölü sayısı 7 bin 779, Boşnak hükümetinin raporunda ise 8 bin 374'den fazla ve Srebrenitza etrafında 42 toplu mezar bulunmuş, 22 bölgede daha toplu mezar olduğu tahmin ediliyor ve şimdiye kadar 2 bin 70 kurbanın kesin kimlik tespiti yapılabilirken 7 binden fazla ceset torbasındaki ceset parçaları kesin kimlik tespiti için bekletiliyor.

Uluslararası Kızılhaç Örgütü verilerine göre (1992-1995) Bosna-Hersek'te 312.000 kişi hayatını kaybetti. Bu kayıpların 200.000 kadarı Boşnak halkından...

Katliamları gerçekleştiren Sırp Milisleri acaba nereden yardım aldılar?

Bosna Savaşı sırasında Sırp katliamcıların işlerini kolaylaştıran pek çok olay, birçok iddia olduğunu herkes biliniyor.

BM'nin Srebrenica'yı korumakla görevlendirilen 700 Hollanda askeri, bölgeye "güvenli" olduğu güvencesi nedeniyle sığınmış 8000 kadar Bosnalı Müslüman'ı, katledileceklerini bile bile Sırplara teslim etmediler mi? Sonra da göstermiş oldukları "üstün hizmet" nedeniyle madalyalarla ödüllendirilmediler mi?

Bazı Yunanlı militanların Srebrenica Katliamında Sırp milislerle işbirliği içinde Bosnalı Müslümanları katlettiğine dair Yunan kaynaklı haberleri okumadık mı?

NATO'nun BM gözetiminde yaptığı Sırplara yönelik hava harekât planlarının, Fransa'nın Sırplara sızdırdığı konusunda ciddi kuşkular yok mu?

II Dünya Savaşından sonra Avrupa Birliğinin tam ortasında ve tüm devletlerin gözü önünde yaşanan yakın tarihimizin katliamlarından birisi olan savaşın ve kör milliyetçiliğinin en çok acısını çekenlerin yaşandığı ülke Bosna Hersek...

Bosnalılar dünyanın gözü önünde ve Avrupa'nın tam göbeğinde çıkan savaşta sistematik bir soykırıma tabi tutuldu, öldürüldü. "60 yıllık barış" veya "savaşsız 60 yıl" gibi atıflar yapılan Nobel Barış Ödülü'nün tam ortasında Avrupa Birliği duruyorsa, bir yanda da Srebrenitza Katliamı duruyor...

Bu nasıl barışa katkıdır, bu nasıl bir savaşsız ya da 60 yıllık barışın yaşandığı bir dünyadır? (Fikret İlkiz / Bianet)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.