ABD gazetelerinden Wall Street Journal ve Washington Post’ta üst üste çıkan makalelerde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a dair sert eleştiriler yer aldı. Washington Post yazarı David Ignatius, “Türkiye, İsrail gizli servisi için ajanlık yapan İranlıları Tahran’a ihbar etti” iddiasında bulundu. Wall Street Journal’de ise Fidan’ın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’yla birlikte Türkiye’nin başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’daki politikasının en önemli mimarlarından olduğu ve Suudi Arabistanlı mevkidaşı Prens Bandar bin Sultan ile İran’lı Kasım Süleymani’yle birlikte Ortadoğu’da ABD’den doğan boşluğu doldurmaya çalıştığı ileri sürüldü.

KARA PROPAGANDA VE KOMPLO
Hükümet kanadına göre Fidan hakkında çıkan yazılar karalama çabalarının eseri ve esas hedef Fidan değil Başbakan Erdoğan. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay değerlendirmeleri, “Türkiye’nin kişilikli, bağımsız politika izlediğinin bir ifadesi” şeklinde yorumladı. Atalay “İsrail Fidan’dan rahatsız” iddiasında bulunurken, Davutoğlu “Fidan’a yönelik iddialar hem asılsız hem de çok kötü bir kara propaganda örneğidir” dedi. Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank, Ignatius’ın yazısını “psikolojik harp” olarak nitelendirdi.
Emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir Fidan yorumlarını ABD tarafından AKP yönetimine yöneltilen eleştiriler manzumesinin işareti, CHP’li vekil Ali Özgündüz ise hizaya çekme mesajı olarak değerlendirdi.

FİDAN ÜZERİNDEN MESAJ
Washington Post, Wall Street Journal ve benzerlerinin sıradan gazeteler olmadığını belirten emekli büyükelçi Kandemir’e göre yorumlarda “Hükümete ve Başbakan Erdoğan’a yönelik eleştirilerin izlerini görmek mümkün. ABD, Fidan üzerinden hükümete bir takım mesajlar gönderiyor. Dikkate alınmazlarsa mesajların dozu artar.”
Washington Post’un ABD yönetimine yakın bir gazete olduğunu ve sözlerini tartıp biçmeden haber yapmayacağını ifade eden Kandemir “Washington onayı olmadan yapılan yorumlar değil bunlar. ABD vermek istediği mesajları dolaylı yollarla gönderiyor. Eleştirilerin ciddiye alınması lazım. Bu mesajları algılatamadığında ise yavaş yavaş dozajı artırır. Doğrudan uyarmadan mesaj veriyor. İlk salvolar bunlar. Dikkate alınmadığında arkası gelecektir. ABD bu sefer de direkt mesajlar vermeye başlayacaktır” dedi. Yorumlar Türkiye’de olup bitenlerin uluslararası toplum ve ABD tarafından hiç de onaylanmadığı gösteriyor diyen Kandemir sözlerini şöyle sürdürdü: Suriye meselesi, İsrail’le ilişkiler, Çin ile yapılan füze anlaşması İran’la olan nükleer uyuşmazlıklar bütün bunlar topyekün bir paket halinde mütala edildiğinde ortaya çıkan sonucun pek de olumlu olduğu söylenemez.

TÜRKMEN: PARLAK DEĞİL
Hükümetin İsrail ile olan ilişkilerini bir an önce düzeltmesi gerektiğini söyleyen emekli büyükelçilerden İlter Türkmen “İsrail ile uğraşmamız doğru değil. İlişkileri düzeltmek gerekiyor. Türkiye ilişkilerin kesilmesinden çok kaybediyor. Ortadoğu politikasının çok parlak olmadığı ortada” iddiasında bulundu.