Adayımız Kardeşimiz Gül'dür

HDP, yeşil şık yaktı Gül için…

CHP; İP'e büyük bir jest yaptı neyin karşılığı olduğu bilinmeden.

Her seçimde “hile var” diye yırtınan CHP hülleye başvurarak on beş vekilini İP'e gönderdi.

Temel Karamollaoğlu, mekik diplomasisini takip ediyor.

Ortada belirgin bir aday yok.

Levent Gültekin ile Akşener'i saymazsak Erdoğan'ın karşısında henüz bir aday yok.

Takvimler işliyor.

İki ay gibi kısa bir süre kaldı.

İster misiniz birkaç gün sonra Temel Karamollaoğlu'nun sağında Akşener, solunda Kılıçdaroğlu ve kameralar karşısında “bizim adayımız kardeşimiz Abdullah Gül'dür” diye boy göstermesini.

Olur mu sizce?

Bekleyin, görün…

Fransa, Dini Özgürlüklere Fransız

Avrupa tarihi Fransa tarihi demek… 

Avrupa bir anlamda Fransa demek… 

Avrupalının medeniyet diye pazarladığı bütün değerler(!) Fransa menşeli…

Fransa'nın inşa ettiği medeniyeti(!)n altında Cezayirli Müslüman bebelerin iskeletleri var.

Aynı Fransa, çok değil üç dört yıl önce, yardım aldığı Libya semalarına ölüm uçaklarını yolladı.

Şimdi gelinen sürece baktığımızda değişen bir şey var mı?

Maalesef üzülerek belirtmeliyiz ki “garp cephesinde değişen hiçbir şey yok”

Fransa'nın Isere bölgesinde sekiz yıldır bir Fransız vatandaşıyla evli olan Müslüman bir kadın,  vatandaşlığa geçiş töreni sırasında valilik genel sekreterinin elini sıkmadığı için Fransız vatandaşlık hakkını kaybetti.

Fransa da bu olayla insan olma erdemini kaybetti.

Gerekçe size gülünç gelebilir ama bence çok manidar: “Fransız toplumuna asimile olamamak”

Yani vatandaşlık hakkını elde etmek için bütün değerlerine format atmalı, Fransız değer yargılarına koşulsuz geçmeliydi.

Sonra farklı fikirlere saygı, renklerin zenginlik olduğu edebiyatı…

Kimler Nikâh Kıyabilir

Bütün paçavraların Şeytan'ın sözcüsü olma yarışında olduğu nikâh mevzusunu görülen lüzum üzerine bir daha gündeme getirme ihtiyacı gördüm.

Hatırlanacağı üzere müftülerin resmi nikâh kıyıp kıymayacağı günlerce tartışılmıştı.

Muhtarların kıyabildiği, belediyelerin akıl ehliyeti olamayacak kişileri görevlendirip kıydırttığı nikâhı fakülte mezunu bir ilahiyatçı kıymamalı, kıyamamalıydı.

Cumhuriyet'i öyle diyor, Sözcü'sü öyle diyordu.

Cumhuriyet, Sözcü okuyucusu da öyle diyordu.

FETÖ'nün fedaileri, maksat gündem olsun diye, Şeytan'ın avukatlığını yapıyor, olayı manipüle ediyordu.

Bölücüsü “müftülere nikâh yetkilerinin verilmesi, ülkeyi kamplara böldürür diyordu” hayâsız ve pervasızca.

Ve Manisa Turgutlu'da Hatice Koşman ve Turgut Dinçer Güneri evlilik için aylar öncesinden belediyeye başvurdu.

Çifte gün verildi, düğün hazırlıkları yapıldı.

Düğün saatine, hatta nikâh saatine kadar her şey normal gidiyordu.

Ta ki nikâh memuru Ali Akça, damada o klişe soruyu sorana kadar.

Ve bütün terslikler o soruya verilen muzip cevap üzerine başladı.

Damadın “evet” yerine “hayır demek ne mümkün” cevabı üzerine nikâh memuru, nikâhı kıymaktan vazgeçti.

Yaşlılar aracı oldu, yok.

Kargaşa yaşandı, yok.

Güvenlik görevlileri devreye girdi; memur ne Nuh diyor ne peygamber diyor.

Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki Ankara'yı temsil eden hantal bürokrasiye bir de inat eklenmişti.

Yığınca insanın programı altüst oldu, binlerle ifade edilen masraf bir kişinin kıymam da kıymam inadıyla heba oldu.

Sonuç, müftüler nikâh kıymasın, öyle mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.