AK Parti'nin Hüda-Par ile İmtihanı

AK Parti'nin Hüda-Par ile İmtihanı

Milat yazarı Adem Çaylak, "Kürt Çözümü'nde 'güven' bunalımı ve AK Parti'nin Hüda-Par ve KCK operasyonları ile imtihanı" başlıklı yazısında, "...Müslüman Kürtlerin de, HÜDA-PAR'a koşması, Türk ve Kürt İslamcılığını körükleyecektir" diyerek henüz resmileşme

Yazının başında AK Parti yönetimini eleştiriyormuş gibi yapan Çaylak'ın, siyaset arenasına henüz isim olarak çıkan ve resmi başvurusu yapılmamış Hüda-Par'dan AK Parti'li yönetiminin haberi yokmuş gibi jornallamasına anlam verilemezken, kendisinin belirttiği üzere Müslüman Türkiye halkına İslami özgürlükler adına vereceği yeni birşeyi olmayan AK Parti'yi  "Hüda-Par ile imtihan" etmesi tuhaf bulundu.

İşte Çaylak'ın o yazısı...

"Terör örgütü PKK’nın üst yapılanması olarak faaliyet gösteren KCK örgütüne yönelik operasyonlar, Kürt halkı nezdinde derin hoşnutsuzluklara neden olmaktadır. “Kurunun yanında yaş da yansın” mantığı ile gerçekten PKK ile organik bağı olanların yanında, terörle uzaktan yakından ilgisi olmayan birçok masum insan da tutuklanarak yargılanmaya başlanmıştır. Hürriyeti yok yere elinden alınan insanların ve onların ailelerinin mağduriyetleri kolay kolay giderilemeyecek bir noktaya ulaşmıştır. Kendisi milliyetçi bir şiir okuduğu için hapse girmekten sürekli şikâyet eden bir başbakanın hükümeti altında, insanların bu derece kolaylıkla derdest edilerek yaka paça hapse tıkılmaları anlaşılır şey değildir. Kendi emrinde gibi görünen bir grup tarafından planlanarak sinsice uygulanan tutuklama dalgalarının iktidar partisinin doğu ve güneydoğudaki sempatisini bir fare gibi kemirmekte olduğu anlaşılmaktadır. Anlaşılamayan ise tüm bu operasyonlar neticesinde Kılıçdaroğlu’nun son haftalardaki çıkışı ile iyiden iyiye şekillenen cumhurbaşkanlığı seçim hesaplaşmasından önce, Erdoğan’ın kendi önüne kurulan tuzakları görmüyor oluşudur. Kılıçdaroğlu kendisine bu yönde sorulan soruya eğer aday olursa, Erdoğan’a karşı Abdullah Gül’ü destekleyeceğini söyleyerek anti-Erdoğan cephesine derin bir oh çektirmiştir.

Öte yandan, kurulduğu günden bu yana Ak Parti ile Müslüman Kürt ahali arasındaki sempati, siyasi hesaplar uğruna son günlerde ivme kazanan güvenlikçi/ milliyetçi dil ve KCK operasyonları ile günden güne azalmaktadır. Operasyonlarla, adeta insanların “zor”la Kürtleştirildiği ya da “zor” güçlerine “hizmet” eden “dinci” Kemalistler eliyle “rıza” üzerinden Türk-İslamcılaştırıldığı bu ortamda, mazlum ahali önünde iki seçenek bulunmaktadır. Birisi, siyaseten PKK taşeronluğunu üstlenen BDP, diğeri daha çok Müslüman Kürt ahalinin hassasiyetlerine hitap eden Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR). Bu zamana kadar devletin gadrine karşı milli görüş çizgisine ya da o çizgiye yakın siyasi partilere destek veren Müslüman Kürt kitlesi için Ak Parti artık bir sığınak olmaktan uzaklaşmaya başlamıştır. Özellikle ümmetçi bir çizgide Müslümanların gasp edilmiş hakları için mücadele vereceklerini deklare eden HÜDA-PAR’ın, bölgedeki gücü düşünüldüğünde, artık Kürt Müslümanların, Ak Parti’yle aralarına bir mesafe koyacaklarını masaya yatırılmalıdır. Türkiye’de Müslümanlığın, Türk varsaymak, Ak Parti tarafından büyük bir endişe ile incelenmeye muhtaçtır. Bu endişe, sadece Ak Parti açısından değil, Türkiye’de Müslümanlığı bekleyen en büyük tehlike açısından İslamcılığı ve Kürt İslamcılığı ekseninde etnisist ve milliyetçi bir bölünmeye maruz kalması, tüm Müslümanları bekleyen en büyük tehlikedir. Maalesef, “Sivas’ın Batı”sına hitap eden yeni siyasi söylem ve eylemleri ile Ak Parti, “grileşmiş Türklerin” yeni partisi olarak hem Kürt zihinlerinden dışlanmakta hem de İslam’ın kozmopolitan evrensel ümmetçi perspektifini ortadan kaldırmaktadır.

“Kürt açılımı” ile taban kaybedeceğinden ödü patlayan Ak Parti’nin Kürt açılımını rafa kaldırarak “Türkçülük açılımına” ağırlık vermesi, “tek vatan, tek millet, tek devlet” söylemi ile start almıştır. Ardından atılan olumlu adımların hepsi tek tek geri alınarak KCK operasyonlarına hız verilmesiyle birlikte, Türkçü oylar 2011 yılında ağırlıklı olarak Ak Parti’ye kaymıştır. Kendisinden önceki merkez sağ partiler gibi Türkçülüğe göz kırpma hastalığına maalesef Ak Parti de yakalanmıştır. Zira Türkçülük üzerinden oy olmak hem zahmetsiz hem de pratiktir. Modernite ile uyumlu ulus-devletçi paradigmada sistemik dönüşümü hedeflemediğiniz müddetçe, sizi Erdoğan damarını temsil eden bir “kurtulmuş”a davet etmek, her geçen gün zorlaşmaktadır.  Kurulduğu günlerde ideolojisiz ve farklılıkların kendisini bulacağı “emin bir zemin” olacağını vurgulayan Ak Parti, devlet organlarına hakim oldukça onların rengine bürünmektedir. Ne yazık ki Ak Parti, artık devlete eş bir organizasyon haline gelmiştir.

Müslüman Kürt ahaliyi, onları temsil etmekten uzak sosyalist ve laik-Kürtçü BDP ile modernite ile uyumlu “dinci” Kemalistlerin Türk-İslamcı kucağına itmek Ak Parti için verilmesi zor bir hesabı açmıştır. Bu iki “paralel” devlet yapılanmasına rağbet etmeyecek Müslüman Kürtlerin de, HÜDA-PAR’a koşması, Türk ve Kürt İslamcılığını körükleyecektir ki, bu durum, Türkiye’li Müslümanlar ve Ak Parti’nin hesabını zor verecekleri bir süreci başlatacaktır. Ak Parti içinde bu sorunu aşacak isimlerin bir bir etkisizleştirilmesi ya da siyaset dışına atılması, Ak Parti için derin handikap oluşturmuştur.

“Kürt açılımı”nın başlayacağı günlerde, Doğu Anadolu bölgesinden dönemin Ak Parti milletvekili olan ve Öcalan’ı tanıyan bir ismin “Kürt çözümü”ne ilişkin hazırlayıp Beşir Atalay’a sunduğu önerilere, DTP’liler imza atacaklarını bizzat aynı isme söylemiştir. Bu yaklaşım tarzı ve önerilerle birlikte Ak Parti’yi yakalandığı “akıl ve hizmet” tutulmasından kurtaracak bizim önerilerimiz aşağıda sunulmuştur. İlgili ismin o dönemdeki önerileri şunlardır:

1. PKK’yı yaratan faktörün Kürt sorunu olduğu bilinerek, öncelikle Kürt halkının demokratik hak taleplerinin çözülmesi yoluna gidilmelidir.

2. Mao’ya göre, “gerilla suda balıktır”. PKK’ya sempati duyan halkın PKK’yla ilişkini kesmek için Kürt halkının talepleri karşılanarak, suyun kurutulması yoluna gidilmelidir.

3. Kürt açılımı ile ilgili proje hazırlanırken, Türk kamuoyunun da hassasiyetleri sürekli göz önünde bulundurulmalıdır. Bir tarafı düzelteyim derken diğer tarafta sorunlar yaratmamak gerekir (Aslına bakılırsa bu öneri, soruna etnisist değil kozmopolitan yurttaşlık anlayışı perspektifinde bakılması gerektiğini anlatmaktadır).

4. Kürt açılımı hazırlanırken, ABD, AB, Ortadoğu, Kuzey Irak, Irak ve Suriye gibi kanallar, sürekli göz önünde bulundurulmalıdır.

5. Açılımın yumuşak bir ortamda hayata geçirilebilmesi için, bir çok demokratik kurumla birlikte DTP (BDP) ile de görüşmeler yapılmalıdır.

6. Bazı insani ve demokratik açılımlarla birlikte Apo’nun radikal demokratlar dediği PKK ve sosyalist taban üzerinde de bazı psikolojik rahatlamalar yaratmak gerekir. Bu davranışlardan biri Apo’nun cezaevi şartlarının iyileştirilmesidir. Cezaevi şartları iyileştiğinde Apo, çözüm konusunda daha ılımlı bir tavır sergileyecektir.

7. Doğu ve güneydoğudaki faili meçhuller aydınlatılmalı ve olayların failleri yargılanmalıdır.

8. Yeni bir anayasa yapılmalı ve tüm etnik kimlikler anayasal güvenceye alınmalıdır.

9. Anadilde özgürlüğü sınırlandıran etmenler kaldırılmalıdır.

10.Koruculuk sistemi acilen kaldırılmalıdır.

11.Sorunun gerçek çözümü olan İslam için gerekli ortam yaratılmalıdır.

Bunlara ek olarak bizim önerilerimiz de şunlardır:

1. Derin-hizmet hareketinin KCK operasyonları ile hazırladığı tuzakların üstüne gidilmeli.

2. KCK operasyonları ile tutuklanan kişilerin dosyaları Adalet müfettişlerince gözden geçirilmeli.

3. Türkçülük vurgulu etnik milliyetçi söylem terkedilmeli.

4. Ümmetçi bir dil ve söylemle özgürlüklerin önünü açacak yeni bir bakış açısı getirilmeli.

5. Kürt ve Türk tarafının kanaat önderleri ile periyodik ve sürekli istişare yapılması ve bu bir mekanizma haline getirilmeli.

6. Anadilde eğitim, köy ve yer isimleri gibi temel konularda rahatlama sağlanmalı.

7. Anadilde savunma hakkı konusunda tercüman parasının sanık tarafından ödenmesi sistemi düzeltilmeli.

8. Yeniden ancak sadece tüm dünyadaki Kürt aydın ve sanatçılarla bir araya gelinerek talepleri dinlenilmeli ve fiiliyata dökülmeli. (Hürseda)

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.