Ahmet YÜCEBAĞ

Ahmet YÜCEBAĞ

Akdeniz mi Karadeniz mi?

Rusya'nın Karadeniz ve Baltık Denizinde kendi alanını genişletmek için özellikle Ukrayna ile yaşadığı sıkıntılar Batı'nın provokatörlüğüne rağmen Rusya tarafından hedeflenen boyutlara doğru ilerlemektedir.

ABD'nin ticaret savaşı, ABD seçimlerine Rusya müdahalesi ve İngiltere'de öldürülen Rus Ajan üzerinden Rusya'nın konsolosluklarını boşaltması ve yaptırımlara gidilmesi ayrıca Suriye'deki ABD varlığı, Rusya'yı kendi sınırlarındaki tehlike üzerinden önlemler almaya itmektedir.

Kırımı işgal etmesiyle Azak Denizi'nde Kerç Boğazı'nı tamamen kontrol altına almıştı ve Ukrayna'yla sorun yaşadığında boğazı kapatmaktadır. Azak Denizi kıyısına ve ayrıca Rusya'ya sınır olan Ukrayna'ya bağlı özerk Donbass bölgesi patlamaya hazır bir bölge. Ukrayna'nın NATO'nun gazına gelmesiyle Rusya'dan güzel bir tokat yemesi kaçınılmazdır ve Rus nüfusun çoğunlukta olduğu Donbass bölgesi Kırım'a kardeş olur. Rusya, Azak ve Karadeniz'de hiçbir gevşemeye izin vermeyeceği gibi her bir hareketi alan açma olarak değerlendirmektedir. Kırım'a yeni S400 ve Pantsir-S savunma sistemini yerleştirmesi gibi ve sonuç Donbass ile birlikte Azak Denizi Rusya'nın iç denizi olur.

AB'nin enerjiye muhtaç durumu ve ABD gölgesindeki NATO'nun güvensiz tutumu, PESCO'yu kurmaya çalışması, mülteci sorunu ve ayrıca Fransa'da baş gösteren “Sarı Yelekliler” eylemlerinin tüm Avrupa'ya yayılma tehlikesi kendi içindeki soruna yönelmekte, Ukrayna'da oluşacak yeni sınırları Gürcistan örneğinde olduğu gibi kınamalarla kabullenecektir.

NATO şemsiyesiyle ABD'nin olaya yaklaşımı Suriye politikasından bağımsız değildir; ABD, Rusya'nın dikkatini Suriye'den Ukrayna'ya çekmek isteyecektir. Suriye'de ve Doğu Akdeniz'de Rusya'nın varlığı problem olmaya yetmektedir. Doğu Akdeniz'deki mevcut israil, Mısır ve Güney Kıbrıs gibi ülkelere Rus, Çin ve İran destekli Suriye'nin eklenmesi planları bozacaktır. Doğu Akdeniz'den uzak tutmaya çalıştıkları ülkeler Suriye, Türkiye, Filistin ve Lübnan'dır.

Türkiye'nin yaklaşımı ise 2017 tarihinde Rusya tarafından tutuklanan Kırımlı iki siyasetçi için iki ülke arasında arabulucu olmuş ve siyasetçilerin serbest bırakılmasına vesile olmuştu. Bu rolünü devam ettirmek ve bölgede ağırlığını arttırmak için yine arabuluculuk önerisinde bulundu fakat Kırım'ın Rusya tarafından işgalini kabullenmeyen Türkiye için işgali tanıması anlamına gelecektir. Her iki ülke de Türkiye'nin arabuluculuk teklifini şimdilik geri çevirdiler. Türkiye'nin Kırım ve Karadeniz'deki Rus varlığını dikkate alacak bir politika ile yaklaşması gerekmektedir. Suriye politikası, Türk Akımı ve nükleer enerji santralleri Türkiye'yi Rusya'ya yöneltmektedir ve Rusya bunu kendi lehine çok iyi kullanmaktadır. Domates ticareti ve turist duygusallığı bağlayıcı olmamalıdır.

Azak Denizi sorunundan dolayı Ukrayna Türkiye'den Montrö Boğazlar Antlaşması gereğince boğazları Rusya'ya kapatmasını istemesi yine Türkiye'nin bölge için tarafsızlığının önündeki engellerdendir. Sorunun biraz daha ilerlemesi halinde Rusya da Karadeniz'de yabancı devletlere ait savaş gemilerinin sayılı gün kalma şartında Möntrö'ye uyulmasını isteyecektir.

Bölge olarak sorunların jeostratejik merkezindeyiz. Politikalar profesyonelce olmalıdır.

Türkiye'nin hem kuzeyi hem de güneyinin Rusya tarafından tehditlere sebep olması, Türkiye'yi adım adım sıkıntılara doğru sürüklemektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.